14 Şubat tarihinde açılan 2022-23 ve devam eden futbol sezonlarını kapsayan TFF Süper Lig ve TFF 1.Lig müsabakaları yayın hakları ihalesinde 14 yayın kuruluşundan alınan 15 ihale TFF’nin düşündüğü seviyenin altında kalınca ihale süresi 18 Şubat tarihine kadar uzatılmıştı. Uzatmalı ihalede yapılan revizeler de ikna edici olmayınca, geçtiğimiz pazartesi günü komisyon bir kez daha toplandı. Sonuç itibariyle bir sonraki komisyon toplantısı 28 Şubat cuma gününe ertelenirken Türk futbolunun değeri ve Nihat Özdemir’in kulüplerin gerekirse kendi televizyonlarını kuracağını belirtmesi tartışmaların odağına oturdu.
Mevcut ihalede alınan tekliflerden biri 5 yıl için 2 Milyar Türk lirası olurken, bir diğer teklif yine aynı süre için 500 Milyon dolar oldu. 2016 yılında yapılan ve halihazırda devam eden yayın ihalesinde Digitürk, 600 milyon dolar karşılığında ligin yayın haklarını satın almıştı. Aradan geçen 6 sene sonunda kulüp giderleri döviz krizi nedeniyle korkunç derece artarken, ligin cazibesi de gittikçe azaldı. Dolayısıyla bahsedilen rakamlar TFF yönetimi tarafından tatmin edici bulunmazken, lige gösterilen teveccüh aslında ligin piyasasını gösteriyor.
Yalnızca kulüplerin değil, paydaş yerine müşteri olarak görülen sporseverlerin de gelirleri son 6 sene içerisinde alabildiğine eridi. Üstelik yalnızca ligin tamamına değil; gönül verdikleri kulüplere bile ilgilerini kaybettiler. Alım gücüyle uyuşmayan ücretlendirmeler, kanalı ve ligi sevdirmek için herhangi bir çalışma yapmak yerine tüm gücünü “kaçak yayınla mücadeleye” ayıran yayıncı kuruluş, sporseverleri kendisinden kaçırırken yan yollara onların yan yollara kaçmalarına neden oldu.
Diğer yandan futbol ekosisteminin birkaç takım arasında dönmesi futbolun heyecanını ve rekabetçiliğini öldüren bir unsur. Avrupa liglerinden sonra yavan gelen oyun, tempo gibi heyecan unsurları da futbolun geride kalmasının nedeni. Yalnızca fizik güce dayalı bir spor artık tatmin etmiyor. Bu kalitesizlik de insanları heyecanlandırmıyor ve onları “bu lig”için harekete geçmeye ikna etmiyor. Altyapıdan gelen heyecan verici bir oyuncu ya da sahada taktik savaş eksikliğine ek olarak pandemi sürecinde 1 tam sezon boyunca stadlara gitmemek seyircileri alabildiğine geri çekti.
Herkes sorumluluk alanından yüksek verim elde etmek ister. Ancak gerçekleri yadsıyarak iş hayatında başarı elde etmek de mümkün değil. Dolayısıyla Türk futbolunun hayallerden arınarak, elle tutulur bir projeyle sistemli bir şekilde hazırlanması gerekiyor.
Yazan: Yiğit ALPER
Editöryal Düzenleme: Yavuz AKYOL