Bedensel, zihinsel, işitsel ve görsel anlamda handikap yaşayan bireyler yıllarca toplum içerisinde var olma mücadelesi verdiler. Uzun yıllar ülkemizde “sakat” veya “özürlü” gibi aşağılayıcı kelimeler kullanılarak tanımlanan bu bireyler için neyse ki Bakanlar kurulu kararı ile kanunda değişiklik yapılmış ve bu ayıp ülkemiz adına giderilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü, bu alandaki tanımlamada 3 kademeli bir modelden söz etmiştir. Buna göre engellilik üç aşamadan sonra ortaya çıkar. Önce kişide herhangi bir hasar (impairment [bozulma, hasar]) meydana gelir, bunun ardından ortaya fonksiyonel kısıtlılık çıkar (disability [sakatlık, yetersizlik]) ve bunun sonucunda sosyal daralma (handicap [engelli, engellenmiş]) gerçekleşir.
Engelli bireyler, yaşamlarını özgürce sürdürebilme konusunda toplum içinde bir sınıf ayrımına maruz kalmışlardır. Bu ayrımın en aza indirilebilmesi adına birçok sivil toplum kuruluşu, spor kulübü ve dernek birlikte mücadele etmiştir. Engelli bireylerin topluma kazandırılması konusunda sporun ise bambaşka bir yeri vardır. Spor yoluyla gerek özgüven aşılanması konusunda gerekse yarışmalarla bu bireyler toplum içerisinde zamanla var olduklarını kabul ettirmişlerdir. Düzenlenen spor organizasyonlarının yerel boyuttan ulusal boyuta, ardından uluslararası boyuta yükselmesi bu sporlara olan ilginin hızla artmasını sağlamıştır. Birçoğumuzun adını bile duymadığı spor branşları, düzenlenen organizasyonlar ve yapılan tanıtımlar ile halk arasında takip edilmeye başlamış ve bölgesel olarak kurulan spor kulüplerinin müsabakalarına destek amaçlı bölge halkı da taraftar desteği sağlamıştır.
Halihazırda 4 farklı alanda engelli sporları faaliyet göstermektedir. Bu alanlardan en çok tanınanı bedensel engelli sporları olmuştur. Bedensel engelli spor branşlarının en tanınanları ise ampute futbol, tekerlekli sandalye basketbol ve yüzme branşları olmuştur. Bedensel engelli sporlarının yanında zihinsel engelli sporları, işitme engelli sporları ve görme engelli sporları da engelli sporları tanımının içerisinde kendine yer bulmuşlardır.
Engelli sporlarının tarihi incelendiğinde bu sporların 1900’lü yılların başından itibaren bazı ülkelerde oynandığı gözlenmiştir.
- Engelli sporculara dair tarihte bilinen ilk turnuva 1911 yılında ABD’de “Sakatlar Olimpiyatları” adıyla düzenlenmiştir.
- 1924 yılına gelindiğinde engelli sporları arasında en köklü yere sahip olan işitme engelli sporları Paris’te düzenlenen Yaz Olimpiyatları’nın programı içerisinde yer almıştır. Paris Olimpiyatları’ndan yaklaşık 3 hafta sonra yine Paris’te düzenlenen turnuva Uluslararası Sessiz Oyunları adıyla düzenlenmiş olup, bu oyunlar 2001 yılından itibaren Deaflympics olarak anılmaya başlamıştır.
- 1944 yılında, 2. Dünya Savaşı sonlarına doğru İngiltereli yöneticiler Beyin Cerrahı Sir Ludwig Guttmann’dan savaşta yaralanan askerlerin tedavisi için Aylesbury Stoke Mandeville Hastanesinde Ulusal Omurilik Yaralanmaları Merkezini kurmasını istedi. Bu merkezin kuruluşundan sonra hastane yaralıların fiziksel ve zihinsel rehabilitasyonu için farklı sportif ve fiziksel aktiviteler düzenlemeye başlamışlardır. Uygulanan bu tedavi yönteminin olumlu yansımaları görülmüştür. Bu olumlu hava ile beraber Stoke Mandeville Hastanesinde omurilik yaralanması sebebiyle tedavi gören hastalar arasında ilk kez engellilere yönelik resmi bir yarışmaya imza atılmıştır. Bu oyunlara ilk olarak Gutmann Oyunları adı verilmiştir. Gutmann Oyunları ile beraber yaygınlaşan ve tanınırlığı artan engelli sporları sırasıyla İngiltere, kıta Avrupası ve Avustralya’da yaygınlık gösterdikten sonra zamanla dünyanın birçok ülkesinde oynanmaya başlamıştır.
- 1960 yılında İlk Paralimpik Yaz Oyunları Roma’da 23 ülkeden yaklaşık 400 sporcunun katılımıyla düzenlenmiştir. Bu oyunlarla birlikte Paralimpik Oyunları, Yaz Olimpiyatları ile birlikte aynı yıl ve aynı şehirde düzenlenmeye başlamıştır. Paralimpik ismi “paraplejik” (belden aşağısı tutmayanlar) ve “olimpik” kelimelerinden türetilmiştir.
- 1960’tan 1972’ye kadar düzenlenen paralimpik oyunların dördünde de yalnızca tekerlekli sandalye oyunlarına yer verilirken 1976 Montreal Olimpiyatları’nda bu kısıtlama kaldırılmıştır.
- 1994 Lillehammer ile birlikte Paralimpik Kış Oyunları, Olimpik Kış Oyunları’nın ardından düzenlenmeye başlamıştır.
- 2001 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin yapmış olduğu antlaşmaya göre Olimpik Yaz Oyunlar, Paralimpik Yaz Oyunları ile birlikte aynı şehir ve aynı tesislerde yapılmaya başlamıştır.
- Paralimpik spor branşlarının ve oyunlarının göz ardı edilmemesi için alınan bu karara göre Yaz Olimpiyat Oyunları’nı düzenleyen ülke en fazla 3 hafta sonrasına kadar Paralimpik Oyunları’nı da düzenlemek zorundadır. Ülkemizin 2024 Yaz Olimpiyatları’nı düzenlemek için yapmış olduğu başvuru dosyasında Paralimpik Oyunları’na yeterince yer verilmemesine karşın Paris heyetinin sunmuş olduğu dosyada bu oyunlara oldukça fazla sayfada yer vermesi, belki de ülkemizin olimpiyat oyunları düzenlemesini öngören oylamayı kaybetmesine sebep olan en temel sebeplerden biriydi.
Ülkemizde engelli sporuna yönelik ilk oluşum 1990 yılında Spor Bakanlığı bünyesinde kurulan Türkiye Özürlüler Federasyonu ile hayata geçirilmiştir. 1997 yılında bedensel, zihinsel, işitme ve görme engellilerin faaliyet gösterdiği federasyonun adı Türkiye Engelliler Federasyonu olarak güncellenmiştir. Bu gelişmeleri takiben 2000 yılında federasyon dağılmış, yerine 4 ayrı federasyon kurulmuştur. Bunlar: Görme Engelliler Spor Federasyonu, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, İşitme Engelliler Spor Federasyonu ve 2009’da aldığı adıyla Özel Sporcular Spor Federasyonu’dur.
Dünyada ve ülkemizde popüler olarak yapılan engelli sporları şunlardır: Atletizm, futbol, futsal, goalball, halter, judo, satranç, yüzme, ampute futbol, tekerlekli sandalye basketbol, atıcılık, bilek güreşi, yelken, tekerlekli sandalye tenis, badminton, oturarak voleybol, masa tenisi, halter, boccia, kayak, tekerlekli sandalye dans, tekerlekli sandalye curling, tekerlekli sandalye eskrim, kano, tekvando, bowling, güreş, plaj voleybolu, golf ve oryantiring.
Sporda Engel Tanımayan Sporcular
Sümeyye Boyacı
2003 yılında iki kolu olmadan ve kalça kemiği çıkık şekilde dünyaya gelen Sümeyye Boyacı, 5 yaşında akvaryumda yüzen balıklardan esinlenerek yüzme sporuna başladı ve ülkemizin ilk kadın Avrupa şampiyonu olma başarısını gösterdi. Bununla birlikte 2016 Yaz Paralimpik Oyunları’nda gümüş madalya kazanmıştır.
Beytullah Eroğlu
Balık adam lakabı ile tanınan Beytullah Eroğlu da Sümeyye gibi iki kolu olmadan dünyaya gelmiş ve Dünya Bedensel Engelliler Yüzme Şampiyonası’nda altın madalya kazanmıştır.
Baxter Humby
Doğumu esnasında kordon bağının koluna dolanması sebebiyle sağ kolunun dirsekten aşağısını kaybeden Baxter 17 yaşında dövüş sanatıyla tanışmıştır. 1996’da Kanada Süper Welterweight Kick Boks Şampiyonası’nda şampiyon olarak büyük bir başarıya imza atmıştır.
Chelsea Mcclammer
6 yaşında otomobil kazası geçiren ve bu nedenle omurilik yaralanması yaşayan, belden aşağısı felç kalan McClammer, basketbol, tenis ve atletizmle ilgilenmiştir. 2011’de Guadalajara’da düzenlenen Parapan Amerikan Oyunları’nda altın madalya kazanan sporcu birçok engelli insana da ilham kaynağı olmuştur.
Oz Sanchez
2001 yılında yaşadığı talihsiz trafik kazası sonucunda omuriliği hasar alan ve felç kalan Sanchez, yılmadan ve vazgeçmeden hayatına devam etti. Bu yıllarda atletizmle ilgilenmeye başlayan Sanchez 2008 Pekin Oyunları’nda Paracycling ve yol yarışlarında madalyalar kazanmıştır.
Alana Nichols
Çocukluğundan itibaren snowboard ile ilgilenen Nichols 17 yaşında yine snowboard yaparken sakatlandı ve felç kaldı. Bu kaza sonucu spora veda etmeyen ve devam eden sporcu, tekerlekli sandalye basketbolu ve sörf ile ilgilenmeye başladı. 2010’da Vancouver’de gerçekleştirilen Paralimpik Oyunları’nda 4 madalya kazanıp adını altın harflerle tarihe yazdırmıştır.
Kyle Maynard
24 Mart 1986 doğumlu Maynard, GNC tarafından Dünyanın En Güçlü Genci seçilmiştir. Kendisine bu unvanı kazandıran ise kolları ve bacakları olmadan ve protez yardımı dahi almadan Kilimanjaro Dağı ile Aconcagua Dağı’nın zirvesine tırmanmış olmasıdır.
Bethany Hamilton
13 yaşındayken köpekbalığı saldırısı ile sol kolunu kaybeden sporcu, bir ay gibi kısa bir sürede gönülden bağlandığı sörf sporuna geri dönmüş ve bu alanda 2009 yılında Avustralya’da düzenlenen ASP Dünya Gençler Şampiyonası’nda 2. olmuştur.
Jessica Long
Ayak bilekleri, topukları ve ayak kemikleri olmadan dünyaya gelen Jessica Long’un 18 aylıkken bacakları dizlerinin altından kesilmiştir. Protez ayakla yürümeyi öğrenen Long jimnastik, basketbol, buz pateni, bisiklet, koşu ve kaya tırmanışı gibi branşlarla ilgilenmiştir. 2004 yılında ABD Paralimpik Takımı’nın en genç üyesi olan Long, o yıl üç altın madalya kazanmıştır. Güney Afrika’da düzenlenen IPC Dünya Yüzme Şampiyonası’nda dokuz yarışta dokuz altın madalya kazanarak bu alanda kırılması güç bir rekora sahip olmuştur.
Bazıları doğuştan bazıları ise sonradan geçirdikleri kazalar sonucunda hayatlarının en güzel yaşlarında kendilerini hiç ummadıkları bir durumun içinde bulan bu değerli sporculara daha yüzlercesini, hatta binlercesini eklemek mümkündür. Bazıları yıllarca beraber oynadıkları arkadaşları tarafından dışlanan, bazıları toplumda kendilerine “farklı” gözüyle bakılan engelli bireylerin önlerindeki en büyük engel maalesef onlara bu duyguları hissettiren bizleriz. Empati kurabilme becerisinin öneminin oldukça açık şekilde görülebildiği bu durumlarda bizler şu meşhur sözü unutmamalıyız: Hepimiz birer engelli adayıyız.
Engelleri kaldırmak, engellilerin elinden tutup onları topluma kazandırmak, hatta hiçbir engeli olmadığı halde hayata küsen insanlara bir şansları daha olduğunu göstermek bizlerin elinde. Bu konuda toplum bilincimizin artacağı, yerel ve merkezi yönetimlerin engellilere yönelik daha kalıcı ve sağlıklı politikalar üreteceği yarınlarda görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın.
Yazan: Serkan Öxdemir
Editöryal: Nergiz Bulut & Yavuz Akyol