Close

Sahnelerden Olimpiyatlara: Cody Simpson

Kim demiş sanatçıdan sporcu olmaz diye… İşte, henüz 12 yaşındayken dünya çapında çıkış yakalayan pop yıldızı Cody Simpson’ın, sahne ışıklarından Olimpiyat elemelerine dek süren macerası…

Spora başlama serüveni:

11 Ocak 1997’de Avustralya’nın Queensland eyaletinde dünyaya gözlerini açan Cody, yüzme sporuyla, okulunun düzenlediği yarışlar sayesinde tanışma fırsatı buldu. Çok küçük yaşlardan itibaren disiplinli ve azimli çalışmalarının meyvelerini toplayan Cody, 2009 yılında düzenlenen Queensland Yüzme Şampiyonası’nda iki altın madalya kazanarak hem ailesini hem de kulübünü gururlandırdı.

Bir gitardan daha fazlası:

Doğum gününde ailesi tarafından alınan gitar, Cody için çok farklı ve merak uyandırıcıydı. Zamanını havuzlarda antrenman yaparak geçiren Cody için müzik ve notalar, hayatının başka bir boyuta taşınmasına zemin hazırlıyordu.

2009 yılının yaz aylarına kadar notaları öğrenen Cody, artık şarkılar çalmaya başlamış, hatta bunları kayda alıp YouTube’da paylaşmıştı. Dünyaca ünlü isimlerin şarkılarını kendine has yorumu ile seslendirerek Atlantic Records’un sahibi Shawn Campbell’in dikkatini çekmeyi başaran genç müzisyen, Atlantic Records ile bir anlaşma imzalayıp, Flo Rida ile beraber seslendirdiği ilk single çalışmasını piyasaya sürdü. Kısa zamanda tüm dünyanın dikkatini çeken Cody, şöhret basamaklarını hızla tırmanmaya başladı.

Kuzey Amerika macerası:

2010 yılında henüz 13 yaşındayken ikinci single’ı “Summertime” ile ses getirmeye devam etti. Albüm çalışmalarını hızlandırmak adına Los Angeles’a yerleşti ve aynı dönem Sunrise isimli programda yer alarak ülke çapında popülerliğini sürdürdü. Yaşıtları oyun oynamaya devam ederken Cody, Amerika’da ilk büyük konser turuna başladı. Avustralya’da müzikten bihaber kendi kendine gitar çalan bir çocukken, artık kocaman sahnede binlerce kişiyle beraber şarkılarını söylüyordu. Gece lambasının ışığı altında gitar çalan o çocuk artık spot ışıklarının altındaydı, sporculuk kariyerinden miras kalan azim ve disiplin onu bu noktaya taşımıştı.

Şarkıcılık kariyerinin devamı:

22 Eylül 2011’de Justin Bieber’ın da menajeri olan Scooter Braun, Cody Simpson’a ulaştı ve onunla bir anlaşma imzaladı. Bunun, hayatının en büyük dönüm noktalarından biri olduğunu söyleyen Cody, Bieber ile beraber Avrupa turnesine çıktı. Artık sadece Amerika’da değil Avrupa’da da on binler ona eşlik eder hale geldi. Yüzlerce konser ve birkaç dünya turu ile adından söz ettiren Cody, artık dünyaca ünlü bir şarkıcıydı.

Yüzmeye geri dönüşü:

2016 yılında Konser vermek için gittiği Rio de Janeiro’da konakladığı otelin havuzunda Rio Olimpiyatları’nda yarıştığı eski rakiplerini gördü. Küçük yaşlardan beri ilgilendiği, tutkuyla bağlandığı yüzme ile nasıl bu kadar ayrı kalmıştı?

Yerel bir Sydney haber sitesine röportaj veren Cody, önceden yarıştığı çocukları görünce, o rekabeti ve hazzı hatırladığını, “o an ben de orada olmalıydım” hissine kapıldığını söyledi. O tarihten itibaren yüzmeye geri dönme fikrini aklından çıkaramamasına rağmen harekete geçmedi; ta ki 2021 Tokyo Olimpiyat Elemeleri’ne gelene kadar… Elemelerde, 100 metre kelebekte 54.91’lik dereceyle yüzmeye geri dönen Cody, 1.24 saniyeyle Olimpiyatlara gitmeyi kaçırdı. Elemelerde kaybetmesine rağmen hayranlarına, yüzmeye olan inancını hiçbir zaman kaybetmediğini, 3 yıl sonra Paris Yaz Olimpiyatları’nda tekrardan görüşeceklerini söyledi.

Yüzücü olarak başlayan, sonrasında dünyaca ünlü bir pop şarkıcısına dönüşen o Avustralyalı çocuk, başarılarına başarı katmaya devam ederek spora geri döndü. Hayranları onu artık sahnede değil, Olimpiyatlarda boy gösterirken izlemeye alışsa iyi olur.

Yazan: Sevgi Sıla Yıldız

Editöryal: Nergiz Bulut & Yavuz Akyol

Seslendiren: Yiğit Kırca

Video Kurgu: Emircan T. Yücel

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top