İngiliz futbolunun en önemli iki Kuzey Londra ekibi Tottenham Hotspur ve Arsenal F.C, bugün Tottenham Hotspur Stadyumu’nda karşı karşıya gelecek. İngiltere’nin en sert derbisi diyebileceğimiz bu karşılaşmanın galibi Şampiyonlar Ligi yarışında ezeli rakibine büyük bir çalım atmış olacak. Bu yazımızda iki takımın ezeli rekabetinin geçmişine inerken, günümüzdeki oyunlarını da inceleyeceğiz.
1909 yılından oynanan ve Arsenal’in 1–0 kazandığı ilk Kuzey Londra derbisinden itibaren iki takım için de apayrı hikayeler yazıldı. Kuzey Londra’da yaşayan çocuklar belli bir yaştan sonra beyazın yanına hangi rengi koyacaklarının seçimini yapmaya başladı. Annelerinden beyaz kıyafetlerinin altına lacivert şort dikmesini isteyen The Lilywhites ile kırmızı şort giyen The Gunners arasında oluşan bu rekabet belki de adanın en sert geçen derbilerinin iskeleti oldu.
Yenilmezler Efsanesi
Arsenal, eski menajeri Arsene Wenger önderliğinde Premier Lig üzerinde tarihi bir iz bıraktığı ve namağlup şampiyon olarak İngiltere tarihine adını “altın” harflerle yazdırdığı sırada Tottenham pek parlak günler geçirmemekteydi. Arsene Wenger ile 2010’lara da iyi başlayan Arsenal, tam beş yıl boyunca Şampiyonlar Ligi’ne üst üste katılmış ve rakiplerine nazaran daha ekonomik bir takım olmasına rağmen tablonun üst sıralarındaki rekabeti hiç bırakmamıştır. Bu beş yıllık süreçten sonra giderek güç kaybeden Arsenal, 17/18 sezonunun bitiminde yirmi iki yıllık menajeri ile yollarını ayırdıktan sonra lig tablosunda devamlı olarak ezeli rakibinin altında kalmıştır.
Tottenham’ın Yapılanması
Tottenham ise ezeli rakibinin bu başarılarına karşılık olarak sadece 2008 yılında Lig Kupası’nı kazanabilmiş ve beklentilerin altında kalmıştır. Oysaki Tottenham, 90’ların başlarında Arsenal’a pek çok maçta üstünlük kurmuştu, fakat ezeli rakibine karşı olan bu başarısını genel olarak lige yansıtamamıştı. 1996 senesinde Wenger’in gelişiyle üstünlük Arsenal’a geçmiş ve gidişiyle Tottenham ezeli rakibine tekrardan üstünlük kurmaya başlamıştır. 2010’larda Başkan Daniel Levy önderliğinde büyük bir yapılanmaya giren Tottenham, maddi yatırımın sayesinde hem tesislerini genişletmiş hem de kadrosunu her geçen yıl güçlendirmeyi amaçlamıştır. 2012 yılında gelecek vadeden genç teknik adam Andre Villas-Boas’ı takımın başına getiren Beyaz Zambaklar, yaptıkları transferlerle de ligdeki en rekabetçi takımlardan biri haline gelmeyi ne kadar istediklerini bize göstermiş oldu. Bu süreçte Emmanuel Adebayor, Mousa Dembélé, Gylfi Sigurðsson ve Jan Vertonghen gibi isimleri kadrosuna katan ekip gelecekte takımın kaptanlığını yapacak iki değerli oyuncu Harry Kane ve Hugo Lloris transferlerini de rahatlıkla bitirmiş oldu. Bu süreçte yaşadığı gelişimle kadro kalitesini fazlasıyla arttırmış olan Tottenham’ın elindeki Gareth Bale ise sezona harika başlamıştı ve dikkatleri çoktan üzerine çekmişti. Villas-Boas Tottenham’ın başında bekleneni veremedi ve Chelsea ile girdiği Premier Lig macerasını sonlandırdı. Sonrasında Tim Sherwood’un geçici menajerliği ile birlikte koltuk Arjantinli teknik adam Mauricio Pochettino’ya devredildi ve yıllar sonra Tottenham belki de en güçlü kadrosu ve başarılı menajeri ile gözünü şampiyonluk savaşına dikti.
Bu süreçten sonra Arsenal her geçen sezon taraftarını daha da üzen bir takım olurken, Tottenham rakibinin aksine yapılan yatırımların ve taraftarın beklentilerinin ışığında her geçen sezon daha da iyi performans ortaya koymuştu. 2015/2016 sezonu ile başlayan yükseliş döneminde, Gareth Bale’ın satışından doğan maddi imkanlar ile yapılan transferlerle şampiyonluğa oynayan bir kadro kurulmaya başlandı. 2016/2017 sezonun Chelsea’nin ardında ikinci bitiren Tottenham o sezon ligde toplam dört maç kaybederek en az mağlup olan takım olsa da liderin yedi puan gerisinde kalmıştı. O sezon Arsenal ligi beşinci bitirerek Şampiyonlar Ligi vizesi alamadı. Sonraki sezon, iki takım da şampiyon Manchester City’nin 100 puan aldığı şampiyonluk mücadelesinde, geçen sezona nazaran daha zayıf kalmış olsa da Tottenham yine de Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkı kazanmıştı. Sonraki yıllarda ligde şampiyonluk yarışı Liverpool ve Manchester City dominasyonundan ibaret olsa da puan tablosunda Tottenham, Arsenal’e karşı hep daha üst sırada oldu.
Sezon Başında Neler Oldu?
Ocak 2022’ye gelindiğinde iki takım da sezona pek iyi başlayamamış fakat sonradan sahadaki oyununu geliştirerek tablonun üst sıralarını zorlamaya başlamıştı. Arsenal zorlu fikstürünün de etkisiyle ilk üç maçında dokuz gol yiyip hiç gol bulamamıştı, geçtiğimiz sezonda da bazı taraftarlar için hayal kırıklığı olan Arteta’nın kovulması beklenirken yönetim devam kararı aldı. Bu dönüm noktasından sonra üst üste iki galibiyet alan Arsenal sezonun ilk Kuzey Londra derbisi için Tottenham’ı konuk edecekti. Tottenham’da sezon başı kovulan Jose Mourinho’nun yerine geçen Nuno Espirito Santos sezona Manchester City ve Wolves galibiyetleri ile başlayarak başarılı bir süreç ortaya koymuştu. Geçtiğimiz sezona damga vuran Kane-Son ikilisinin bu sezon başındaki performansları ve geçen seneye göre biraz daha oturmuş olan orta saha oyuncularının desteği ile sezona 3/3 ile başlayan Tottenham için her şey güllük gülistanlıktı. Belki de bu başarının verdiği rehavet ile sonraki iki maçını da 3–0 kaybeden ekip, ezeli rakiplerinin evine mutsuz olarak gidecekti.
Bu Sezonki İlk Karşılaşma
Bir yanda ev sahibi Arsenal, kötü başladığı ligde geri dönüş yapmak için harika bir fırsat olarak gördüğü bu maça hazırlanırken, öbür tarafta Tottenham, iyi başlangıcının aksine aldığı ağır mağlubiyetler sonrası tekrardan işleri rayına koymak için bu maçı kazanmak istiyordu. Ezeli rakipler arasında oynana elli dokuz Premier Lig maçının yirmi ikisini Arsenal kazanırken, on dört maç Tottenham galibiyeti ile sonlanmış ve yirmi üç maç berabere bitmişti.
-Arsenal maça 4–2–3–1 dizilişinde çıkarken, Tottenham ise 4–3–3 dizilimini tercih etti.
-Arsenal’da yeni transferler Aaron Ramsdale, Ben White ve Tomiyasu sahadayken Tottenham’da sahada yeni oyuncu yoktu
-Maça hızlı başlayan ev sahibi ekip Smith Rowe ile 12. dakikada erken bir gol bularak öne geçti. İlk golü bulan Smith Rowe, 27. dakikada Aubameyang’ın farkı ikiye çıkartan golünün de hazırlayıcısı oldu. İlk golün asistini yapan Bukayo Saka’nın 34. dakikada attığı golle birlikte ilk yarıda 3–0 üstünlüğü bulan Arsenal soyunma odasına fazlasıyla rahat girerken Tottenham içinse işler bir o kadar kötü gitmekteydi.
-İkinci yarı ortaya konan oyun Tottenham’ın maçı çevirmesine yetmedi ve Heung-Min Son tarafından atılan gol sayesinde fark ikiye inse de Tottenham sahadan boynu bükük ayrılan ekip oldu.
Son Viraja Giriliyor
Sezonun son haftalarına girilirken iki takımdan biri için yolun sonu Şampiyonlar Ligi’ne çıkmakta. Eğer derbinin kazananı Arsenal olursa, Gunners önümüzdeki sezonda Devler Ligi’nde oynamayı garantileyecek ve genele bakıldığında gayet başarılı bir sezonu geride bırakmış olacak. Ligde oynadığı son beş maçının dördünü kazanan Arsenal bu süreçte lig üçüncüsü Chelsea ve formsuz olsa da güçlü bir kadroya sahip olan Manchester United gibi devleri devirmeyi başararak Şampiyonlar Ligi bilet için büyük bir savaş verdi. Perşembe akşamı oynanacak derbiyi de kazanıp 69 puana ulaşmayı hedefleyen Arsenal, bitime iki maç kala Tottenham ile farkı yedi puana çıkararak rakibini yarış dışına itmek için sahaya çıkacak.
Öte yandan Tottenham Hotspurs tarafında işler biraz daha sıkıntılı bir hale geldi. Son beş maçında iki galibiyet alabilen Conte ve öğrencileri son olarak Liverpool ile berabere kalarak hem şampiyonluk yarışını etkiledi hem de fazlasıyla ihtiyaç duydukları üç puana yine hasret kaldı. Sezon ortasında yaşadığı Covid vakaları nedeniyle hem Premier Lig’de hem de Konferans Ligi’nde yaşadığı problemlerden dolayı forma girmekte fazlasıyla zorlanan ekip sonradan yavaş yavaş toparlayarak Şampiyonlar Ligi yarışında kalmayı başardı. Artık ligin son haftalarına girerken Tottenham eğer Şampiyonlar Ligi’ne gitmek istiyorsa bu maçtan ne yapıp edip mağlup ayrılmamalı ve şansını son iki hafta da devam ettirmeye çalışmalı. Rusya’ya yapılan politik ve ekonomik yaptırımlardan nasibini alan Chelsea de ciddi miktarda irtifa kaybederken Tottenham için Şampiyonlar Ligi vizesi almak göründüğünden daha kolay olabilir. Takımı devraldığından beri çoğunlukla gergin görünen ve özgüven kaybı yaşamakta olan Conte için de çok önemli bir “başarıya tutunma” şansı olacağına inandığım bu süreç Tottenham taraftarları için de amortiden öte bir kazanç olacaktır.
İki sezondur ciddi eleştiri yağmuruna tutulan Arteta, takımı getirdiği son haliyle gelecek için fazlasıyla umutlu bir profil çiziyor. Ligde oynadığı son beş maçında harika performanslar ortaya koyan Arsenal’da kadronun genelinde genç yıldızlar ön plana çıkmakta. Sezon başında bonservisi alınan ofansif oyun kurucu Martin Ødegaard, Avrupa Şampiyonası sonrası günlerce konuşulan Bukayo Saka, sezon başında yüklü bir miktar para ödenen Ben White ve genç sambacı Gabriel Martinelli gibi isimler aslında bu takımın yapılanma anlamında ne kadar doğru hamleler yaptığını bizlere göstermekte. Genç oyunculara güvenerek oluşturduğu sistemin oturması ile birlikte ligde fark yaratan Arsenal için Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmek son derece önemli bir başarım olacaktır. Belki de Arteta bu oyuncular ile “büyüyecek” ve Arsenal’ın 2000’lerin başlarında yarattığı etkiyi tekrardan yaratabileceği bir takımın oluşmasını sağlayacaktır.
Ligin üçüncü sırasındaki Arsenal’in, ligin beşincisi olan Tottenham Hotspur’a konuk olacağı maç 12 Mayıs 2022 tarihinde TSİ 21:45’de Tottenham Hotspur Stadyumu’nda oynanacak ve iki ekip de Şampiyonlar Ligi müziğini tekrardan dinlemek için sahaya çıkacak.
Yazan: Umut Can ACAR
Editöryal Düzenleme: Yiğit Halil KIRCA