Bazı anlar vardır; son sözünü söylemesi gereken kahraman henüz son sözünü söylememiştir ve dolayısıyla o anın parçası olduğu bütünlük henüz tamamlanmamıştır. İşte EURO 2004’teki Fransa-İngiltere maçı da tam anlamıyla bu tarz bir karşılaşmaydı ve son sözü söyleyen o kahraman da Zinedine Zidane olmuştu. Duraklama anlarına 1-0 önde giren İngiltere, Zidane’ın son iki dakikadaki bir frikik ve bir de penaltı golüyle yıkılıyor, maçın kahramanı Zidane, hafızalarda unutulmayacak bir an inşa ediyordu.
Resim Kaynak:
Portekiz’in ev sahipliğinde düzenlenen EURO 2004’ün bence en akılda kalan temaları, sürpriz Yunanistan şampiyonluğu ve şampiyonanın resmi futbol topu olan Roteiro’dur. Dünya üçüncüsü olan Türkiye’nin de beklenmedik bir şekilde play-off turunda Letonya’ya elenmesi nedeniyle kaçırdığı turnuvanın, hem açılış hem de final maçında ev sahibi Portekiz’i yenen Yunanistan, şampiyonluğuyla büyük ses getirse de şampiyonanın en unutulmaz maçlarından biri şüphesiz B Grubu’nda oynanan Fransa-İngiltere maçıdır.
13 Haziran akşamı Lizbon’da, Estádio da Luz’da karşı karşıya gelen iki takım da gruptaki ilk maçlarını oynayacaklardı. Son şampiyon Fransa, eleme turlarını kayıpsız geçerek Portekiz’e gelmişti ve oldukça da iddialıydı. İngiltere ise, Türkiye’nin de yer aldığı grubu namağlup lider tamamlamıştı ve yine turnuvanın favorilerinden biriydi.
Alman hakem Markus Merk’in düdüğüyle Jacques Santini ve Sven-Goran Eriksson’un ekiplerinin mücadelesi başladı. İlk yarı Fransa’nın üstünlüğüyle geçildi. Fransa, özellikle kendi sağ tarafından, Robert Pirès ve William Gallas ikilisinin uyumlu görüntüsüyle kenar ortalarla İngiltere kalesini yokluyordu. Rakibine net pozisyon vermeyen İngiltere ise rakip kaleye gitmekte zorlanan bir görüntü çiziyordu. Dakikalar 38’i gösterdiğinde, sağ kanattan kazanılan serbest vuruşta topun başına David Beckham geçti ve o kadife sağ ayağıyla topu Frank Lampard’ın kafasına kondurdu. Bu golle İngiltere 1-0 öne geçiyor ve ilk yarı da bu skorla sona eriyordu.
İkinci yarıya da etkili başlayan taraf Fransa oldu. İngiltere, skoru koruma güdüsüyle hareket ediyor ve planını daha çok kontratak yakalama üzerine kuruyordu. O ataklardan birini Wayne Rooney ile buldu. İngiltere savunmasının uzaklaştırdığı topu, orta sahada Lilian Thuram ile girdiği ikili mücadeleyi kazanarak alan Rooney, rakip yarı alanı hızla kat ederek Fransa savunmasının üzerine gitti. Mickaël Silvestre’yi geçerek ceza alanına girecekti ki kimilerine göre son adam ve kırmızı kart olarak değerlendirilmesi gereken bir faulle yerde kaldı. Hakem penaltı noktasını gösterdi, ancak Silvestre sarı kart ile kurtulmuştu.
73. dakikadaki bu penaltı, aslında maçın kırılma noktasıydı. Topun başına geçen Beckham, birkaç ay önce eleme gruplarında milli takımımıza karşı Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanan maçta kazandıkları penaltıyı, ayağının da kayması sonucu dışarı atmıştı. Kaptan, yine de özgüvenle topun başındaydı. Bu sefer kaleyi nişanlayabilse de kendi soluna kullandığı atışı Fabien Barthez çıkarıyor ve İngiltere’nin maçı koparmasına engel oluyordu. O penaltı golle sonuçlansa, bu maçın hikayesi muhtemelen bu denli bir dramaya sahne olmayacaktı.
David Trezeguet ve Thierry Henry’e ek olarak, oyuna Sylvain Wiltord’u da alarak kozlarını sahaya süren Fransa, baskısını arttırmaya başlamıştı. Ancak yakalanan fırsatlar gol getirmiyor ve süre de İngiltere lehine işliyordu. Maçın bu şekilde biteceğini düşünen birçok taraftar stadı çoktan terk etmeye başlamıştı bile. Fakat sahada onlar gibi düşünmeyen biri vardı.
Duraklama anlarının ilk dakikalarında, oyuna sonradan giren Emile Heskey, Claude Makélélé’yi ceza alanına yakın bir yerde düşürünce Fransa tehlikeli bir noktadan frikik kazandı. Topun başına geçen Zidane, kalecinin koruduğu yere doğru yaptığı harika vuruşla topu filelere gönderiyor ve Fransa eşitliği yakalıyordu. Maçı çok uzun süre önde götüren İngiltere, üstünlüğünü koruyamamış ve maça denge gelmişti. İngilizler maçın bu skorla bitmesini isteyeceklerinin henüz farkında değillerdi.
Bu golden birkaç saniye sonra, duraklama anlarının üçüncü dakikasına girerken, Steven Gerrard’ın hatalı geri pasıyla Henry bir anda kendini kaleci David James ile karşı karşıya buldu ve kaleciyi geçmeye çalışırken James’in müdahalesiyle yerde kaldı. Penaltı düdüğü bu kez Fransa lehine çalınıyordu. Topun başına tekrar geçen Zidane, Real Madrid’den takım arkadaşı Beckham’ın yaptığı hatayı yapmadı ve topla kaleciyi ayrı köşelere göndererek ülkesini öne geçirerek maçın skorunu tayin etti.
Resim Kaynak:
Fransa bu sonuçla turnuvaya üç puanla başlıyor ve gruptan çıkma yolunda da çok büyük bir avantaj elde etmiş oluyordu. Her iki ekip de gruptan çıkmayı başardı. Çeyrek final aşamasında finalin iki aktörü olan Portekiz ve Yunanistan’a elenseler de, akıllarda bu harika geri dönüşün her zaman hatırlanacak parçaları olarak yerlerini aldılar.
Yazan: Deniz Satılmış
Editör: Sıla Yüzer