Dünya futbolunun en büyük markalarından biri olan Cristiano Ronaldo’nun, içecek sektörünün önde gelen markalarından Coca-Cola’yı 4 milyar Dolar zarara uğratan protestosu EURO2020’nin ilk günlerine damga vurdu.
Gazlı içeceklerin insan sağlığına zararlı olduğunu belirten Ronaldo, Euro 2020’nin resmi sponsorlarından Coca-Cola’nın ürünlerini basın toplantısında önünden kaldırdı. Coca- Cola’nın borsada işlem gören hisselerine büyük bir zarar veren Ronaldo, nur topu gibi bir tartışmayı da futbol kamuoyunun kucağına bırakmış oldu.
Sponsorluk, Kültür ve Etik
Turnuvanın ilerleyen günlerinde bu kez Paul Pogba’nın önündeki Heineken şişesini kaldırmasıyla iyice harlanan tartışma, akıllara şu soruları getirdi;
Sponsorluk, etik dışı, sağlık, inanç, kültür veya kolektif bilinç üzerinde etkisi olan; diğer olguları sarsabilecek; toplumun bazı kesimlerini rahatsız edebilecek ve hayatımıza futbol aracılığı ile en üst perdeden dahil olabilecek bir olgu mudur? Ya da finansman sağlayarak futbola büyük katkılar sunan ve buna ek olarak milyonlarca insanın ekmek kapısı olan markaların kişisel fikir ve inançlara göre yıpratılıp zarara uğratılabileceği bir zemin mi?
Bu soruların cevabını ararken karşımıza çıkan durum, sorulara cevap vermeyi daha da zor hale getiriyor. Ronaldo’nun hareketi Coca-Cola’ya 4 milyar dolarlık bir zarar verirken, Pogba’nın Heineken şişesini masadan kaldırmasına toplumun tepkisi Heineken’e 1 milyar dolar kazandırmak oldu.
Bana kalırsa burada karşımıza çıkan durum, konu sağlık olduğunda toplum fertleri yapılan protestolara destek verirken, belirli bir kesime ait inanç söz konusu olduğunda fertlerin bunu özgürlüğüne ve yaşam tarzına müdahale olarak algılayıp karşı çıkması olarak görünüyor.
Eğer Paul Pogba inancı gereği değil sağlık sebebi ile önündeki bira şişelerini kaldırsaydı muhtemelen Heineken için de Coca-Cola’dan farklı bir sonuç olmayacaktı.
Öte yandan markaların futbola ve hayatın diğer birçok alanına, kendi görünürlüklerini arttırmak ve markalarının farklılaşmasını sağlamak amacıyla önemli finansmanlar sağladığı da günümüzün bir gerçeği.
Geçmişten Günümüze Sponsorluk
Futbolda sponsorluk, 1973 yılında Jagermeister’ın Alman Eintracht Braunschweig takımının formasına logosunu yerleştirmesi ile başladı ve o günden bu yana futbolun her alanında var oldu. Kulüpler, federasyonlar ve oyuncular zamanla gelişen birçok sponsorluk şekli, kapsamı ve fırsatı ile markalar ile birlikte futbol ekonomisini bugünkü seviyesine kadar getirdiler.
Bir örnek vermek gerekirse; sponsorların etkisi ile 1992’den günümüze %10,000 büyüyen ve 100 milyon dolar toplam değerden 15 milyar dolara ulaşan İngiliz kulüpleri, hala futbol piyasasının en büyük paydaşı konumundadır. Sadece İngiltere Premier League yayın havuzuna 3 ayrı marka dahil olup maç yayınları paylara bölünerek gelir katmaktadır. Aşağıda Premier League’nin 2022 yılına kadar geçerli olan yayın paketlerini inceleyebilirsiniz.
Bu durumun yarattığı faydaya, fırsata ve futbolun her paydaşına getirdiği kazanca rağmen sponsorluk etkisiyle inorganik büyüyen futbol ekonomisi, futbol piyasasının çok yüksek enflasyonlara maruz kalmasına, yabancı sermayelerin de işin içine girmesi ile rekabet eşitsizliğinin oluşmasına ortam hazırlamıştır. Bu sürecin sonunda ise UEFA Finansal Fair-Play kapsamında, sponsorluk veya sermaye artışlarının transfer harcamalarında kullanılması yasaklanmıştır. Futbolun dev ekonomisi ve can damarı olan sponsorluğun, kimileri (özellikle taraftarlar) tarafından futbolun amatör ruhunun kaybolmasına yol açtığı iddia edilmiş, hatta FC Barcelona Kulübü de sponsor almayı yıllarca reddetmiştir. Ancak 2010 yılında bu dev kulüp de yarışmacı kalabilmek adına sponsorluk ihtiyacına boyun eğmiştir.
Sonuçta, ideolojik olarak her zaman tartışmaya açık kalacak sponsorluk konusu, artık finansal olarak tartışılamayacak noktaya gelmiş görünüyor. Karşılıklı saygı ve faydaya dayalı bu ilişki artık hayatımızın bir parçası…
Bitirirken, ya futbola format atacağız ya da markalara saygılı olacağız demek de yanlış olmaz.
Yazan: Onur Kadıoğlu
Editöryal: Nergiz Bulut & Yavuz Akyol
Seslendiren: Birtan Sinan Depe
Kurgu: Ekin Çekim