Close

Süper Kupa Neden Katar’da Oynandı?

20 Aralık günü spor sayfalarına Süper Kupa finalinin Katar’da oynanacağı haberi düştüğünde futbolseverlerin aklına ikinci anda neden Katar olduğuna dair soru işaretleri, sonra muhtemelen geyikler geldi. İlk anda gelen de  “Süper Kupa neydi” sorusu muhtemelen. 

Lig ve kupa şampiyonlarını karşı karşıya getirerek ödüllendirmek dünyada bir gelenektir. Onur sahibi iki ekibin karşılaşması ek bir motivasyon aracıdır. FA Community Shield, bu alandaki en eski ve köklü örneklerden biridir. 1908 yılından beri düzenlenen organizasyon bugün Süper Kupa kategorisinde yer alan pek çok organizasyonun da kaynağıdır. 

Bizim coğrafyamızda futbol 50’li yılların ortalarına kadar “amatör ruhla” oynandı. 1959 yılında kurulan Birinci Lig’e dek ortak bir ligimiz bile yoktu. Bu konuda Almanya haricinde Avrupa’nın epey uzağında kaldığımız aşikar. Dolayısıyla bir lig şampiyonu ve kupa şampiyonu üzerinden süper bir kupa formatı oluşturmamız da zaman almış. Spor ve siyasetin her daim kolkola girdiği demokrasi tarihimizde bu format 1966 yılında Cumhurbaşkanlığı Kupası adıyla, bir Beşiktaş- Galatasaray maçıyla giriyor. Bir süre bu isimle oynanan kupanın yanına Donanma, Başbakanlık gibi kupalar da ekleniyor. Tabii bunlar Süper Kupa sınıfına girmeyen türden kupalar. Daha ziyade devlet kadrolarını spor üzerinden göz önüne çıkarmayı ve erki halkla birleştirerek dönemin kaosuna set çekebilmeyi amaçlıyor. 12 Eylül gölgesi altında Cumhurbaşkanlığı adı kalkıyor, yerine Devlet Başkanlığı ünvanı geliyor. Bu isim de 2 sene kaldıktan sonra eskiye dönüş oluyor ve aynı isimle 1998 yılına kadar organizasyon devam ediyor. Bu tarihten sonra neden oynanmadığı bilinmiyor. 2006 yılında yine bir Beşiktaş- Galatasaray maçıyla bu sefer Almanya’da gurbetçilerin huzurunda geri dönüyor. 2011 yılındaki şike süreci haricinde şimdilik bir devamlılık söz konusu. 1998’e dek devlet erkanı huzurunda verilen kupa, reenkarne olduktan sonra Ankara dışına çıkmaya başlıyor. Almanya yine bir nebze “yurtiçi” sayılsa da dünkü finalin oynandığı Doha orijinal bir lokasyon. 

Tekrar bağlar kurmaya çalıştığımız Körfez ülkeleri arasında en eski “müttefiğimiz“ olan Katar’da böyle bir organizasyonu düzenlemek aslında şaşırtıcı değil. Modern dünyada yaşıyoruz ve örneğin gelecek sene NBA takımları da hazırlık maçlarını Birleşik Arap Emirlikleri’nde oynayacak. Sermaye, sıcak para bu bölgelerde. Biz de belli ki bu bölgeye beton harici bir takım ekonomik açılım yapmak istiyoruz. Peki bize dönüşü ne olacak? Hangi beklentilerle Süper Kupa bir Körfez ülkesinde oynanmış olabilir? Doha Büyükelçiliğimizin ücretsiz bilet dağıtmak zorunda olması planlı bir iletişim kampanyası düzenlendiği fikrini zihnimizden siliyor. 40 bin kişilik stadda bir avuç izleyicinin olması da plansızlığın sonucu. Belki Körfez ülke vatandaşlarının futbolla ilgileri az, ancak bizim elimizden gelen kampanyanın en iyisi bu mu? Eğer bir plan doğrultusunda ilerlendiyse durum daha da vahim. Antalya ve İstanbul gibi iki marka şehrin takımlarının pazarlama açısından hazır olduklarına inanmak istiyorum. Ama kısa bir araştırmayla bu yönde herhangi bir adım atılmadığı da görülüyor. Zaman zaman söyledikleri tartışmaya açık olsa da müsabakanın yayındaki yorumcusu Erman Toroğlu’nun da  değindiği gibi sahada oynanan oyun bambaşka bir keyifsizlik sebebiydi. 

Ülke gündeminin de etkisiyle bireylerin kulüpleriyle arasındaki bağı gevşettiğini gördüğümüz bu dönemde, tarihe geçecek tatsızlıkta bir Süper Kupa izledik dün Doha’da. Üstelik başka ülkelerde sporda kurumsallığın kaynağı olan bir kupanın marka değerinin biraz daha düştüğünü izledik.

Yazan: Yiğit ALPER

Editöryal Düzenleme: Serkan ÖZDEMİR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top