Close

Spor Psikoloğu Perspektifinden Spor ve İş Koçluğu

ÖZET 

Hem spor hem iş koçluğunun psikoloji uygulamaları ile ilgili kişisel bakış açısı, her  iki ortamda uygulayıcıları tarafından kullanılan kuram ve modelleri incelemektedir. Bu  çalışmada spor ile iş çevrelerinin birlikte gerçekleştirdiği ortak araştırma projeleri,  performans talepleri, araştırma örnekleri ve önerileri incelenmektedir. Ayrıca bu  çalışmada spor liderlerinden iş liderlerine öneriler özetlenmiş ve sporda dönüşümsel  liderlik ile alakalı bir çalışma örneği verilmiştir. Yazarın görüşüne göre, her iki  performans ortamında koçluk yapan psikologlar, daha çok uygulamalı araştırma ile  ilişkili olan yaklaşımlardan fayda sağlayabilmektedir. 

SPORT AND BUSINESS COACHING: PERSPECTIVE OF A SPORT  PSYCHOLOGIST  

ABSTRACT  

This personal perspective on both sport and business coaching psychology practice  discusses theories and models utilised by practitioners in both settings. Performance  demands and examples of intervention research common to sport and business settings  are described, and suggestions on collaborative research projects are offered. Advice that  sport leaders have offered business leaders is summarised and a case study example of  transformational leadership in sport is provided. In the author’s opinion the evidence  suggests that coaching psychologists in both performance environments would benefit  considerably from more closely linked approaches to applied research. 

1. GİRİŞ 

Bu makalenin amacı spor ve iş koçluğu faaliyetini bir spor psikoloğunun kişisel bakış  açısından incelemektir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, hem uygulamalı spor psikolojisi  hem de örgütsel psikoloji alanlarında görülen bazı araştırma ve koçluk uygulamalarını ortaya  koymak ve disiplinler arası işbirliği için potansiyel alanları belirlemektir. Öncelikle, spor ve iş  ortamları arasındaki ortak talepler üzerine odaklanan araştırma yani “spor-iş bağlantısı” tanımlanmaktadır. Daha sonra takımlar ve bireyler için uygun görülen performans artırıcı  müdahalelerin detayları hem spor hem de işletmecilik bağlamında sunulmaktadır. Üçüncü  olarak, kuramsal gelişme ve uygulama (koçluk) alanlarının her ikisinde de ilerlemeye neden  olabilecek işbirliğine yönelik potansiyel araştırma örnekleri önerilmektedir. Son olarak, bazı  seçkin spor liderlerinin iş dünyasındaki liderlere yönelik tavsiyelerine yer veren kısa bir  bölümün ardından profesyonel krikette dönüştürücü liderliğin ilkelerini uygulamaya yönelik  bir vaka analizi sunulmaktadır.  

Bu alana daha az aşina olanlar için, uygulamalı spor psikolojisi spor ve egzersiz  psikolojisinin sadece bir yönüne odaklanır ve “katılımcıların fiziksel aktiviteleri ile  sporcuların kişisel gelişimi ve performansını geliştirmek için psikolojik teorilerin ve tekniklerin uygulamalı spor ve egzersiz açısından belirlenmesi ve kavranması” olarak  yorumlanmaktadır (Williams & Straub, 2006, s. 1). Spor psikologları tarafından müdahaleler  için delil olarak kullanılan deneysel araştırma, Uluslararası Spor ve Egzersiz Psikolojisi  Dergisi, Uygulamalı Spor Psikolojisi Dergisi, Spor ve Egzersiz Psikolojisi Dergisi, Spor ve  Egzersiz Psikolojisi ile Spor Psikoloğu gibi birçok spor psikolojisi dergilerinde düzenli olarak  yayınlanmaktadır. Buna ek olarak, uygulama yapanlar için yararlı materyalleri içeren, hem  genel hem de spora özgü uygulamalı bölümlerin bulunduğu çeşitli kitaplar da ayrıca  mevcuttur. Andersen (2005), Hackfort, Lidor ve Duda (2005), Morris ve Summers (2004),  Singer, Hausenblas, ve Janelle (2001) ve Williams (2006) genel kitap bölümü örnekleri olarak  verilebilir. Spora özel uygulamalı örnekler için de Hale ve Collins (2002), Hogg (1995a, b),  Miller (2003), Smith (1998), ve Van Raalte ve Silver-Bernstein (1999) verilebilir. 

2. SPOR – İŞ BAĞLANTISI 

Loehr ve Schwartz (2001) iş dünyasındaki tepe yönetici konumundaki liderleri  “kurumsal atletler” olarak tanımlamışlar ve uzun bir süre yüksek performans seviyelerinde  çalışma göstermek için atletlerin yaptığı gibi sistematik ve çok seviyeli biçimde antrenman  yapmak zorunda olduklarını düşünmüşlerdir. Yazarlar elit atlet veya servetli 500 şirkette  CEO olup olmadıklarına bakmaksızın yüksek performans gösterenlerin benzerliklerini  tartışmışlar ve vücuda, düşünceye ve ruha hitap eden performans yönetimi bütünleşmiş  kuramını geliştirmişlerdir. Yazarların “performans piramidi” modelinin temelinde fiziksel  iyilik hali vardır ve bunu duygusal sağlık, zeka keskinliği ve son olarak da ruhsal amaç  izlemektedir. Buna göre, her bir seviye diğerlerini etkilemektedir ve performans kaybının  önüne geçmek için hepsi de dikkate alınmalıdır. Loehr ve Schwartz, şirketlerin, çalışanlarının  bilişsel kapasitelerine hitap edebilmelerinin, onların fiziksel, duygusal ve ruhsal refahlarını  ihmal ederek mümkün olamayacağını iddia etmişlerdir. Loehr (2005) “performans piramidi” ni ve bu modelin özellikle spor alanındaki liderlikle olan ilgisini daha sonra geliştirmiş ve  sıradan liderlik karşısında sıra dışı liderliğin etkilerini ve buna olan tepkileri birbirinden  ayırmıştır. Loehr sıradışı liderliğin fiziksel olarak güçlü, duygusal olarak adanmış, düşünsel  olarak odaklanmış ve ruhsal olarak da takımın temel değerleri, inançları ve misyonu ile aynı  yöne yönlenmiş olmaları anlamına gelen “bütünüyle adanmışlığı” öncelikle gerektirdiğini  gözlemlemiştir.

Uygulamalı Spor Psikolojisi Dergisi (JASP)’ nin tiyatro, dans ve işletmecilik  alanlarında mükemmelliğe ayrılan iki özel sayısında Jones (2002) spor psikologluğundan iş  danışmanlığına geçişini tanımlamıştır. Jones (2002) bir yandan spordaki elit performansı  ortaya çıkarmanın ilkelerinin iş dünyası ortamına kolaylıkla aktarılabileceği sonucuna  varırken, diğer yandan spor dünyasının da işletmecilik alanındaki mükemmellik  uygulamalarından büyük oranda öğrenebileceği şeyler olduğunu belirtmiştir. Jones bu iki  farklı disiplin arasında paralelliklerin belirgin olduğu beş özel alanı örgütsel konular, stres,  liderlik, yüksek performanslı ekipler ve bire bir koçluk olarak belirlemiştir.  

2.1. Örgütsel Konular 

Jones (2002) iş dünyasında kaynak noksanlığı, zayıf iletişim ve yetki devrinde zaaf  olgularıyla karşılaşmıştır. Daha sonra bunları kullanarak talepler, destekler ve kısıtlar arasında  ayrımlar yapan mesleki psikoloji literatürüne dayalı basit bir çerçeve oluşturmuştur.  “Talepler” bir işin gereksinimleri anlamındadır. “Destekler” talepleri karşılayan doğal,  fiziksel, entelektüel, teknik, finansal ve sosyal çevresel faktörlerdir. “Kısıtlar” ise çevresel  faktörlerin, taleplerin karşılanmasını ne ölçüde sınırlandırıp kısıtladığını gösterir. Woodman  ve Hardy (2001)’ ye benzer biçimde Jones da kısıtların hem sporda hem de iş alanında koçluk  yapan psikologların enerjisini ve endişelerinin büyük çoğunluğunu karakterize ettiğini  gözlemlemiştir. Bu nedenle asıl üzerinde durduğu konu, müşterilerine her iki alanda da  destekleri en yüksek seviyeye çıkaracak ve kısıtları en düşük seviyeye düşürecek bir eylem  planını belirleyip hayata geçirmek için yardım etmek ve spordaki deyişle liderlere “kontrol  edilebilenleri kontrol etmek” üzerine nasıl daha fazla odaklanacaklarını öğrenmelerinde  yardım etmektir. Weinberg ve McDermott (2002) JASP’ın aynı özel sayısında kendi nitel çalışmaları içinde tartışmışlardır. Bu çalışmada, spor ve iş dünyasındaki liderlerin, üç grup  dinamiği faktörünün –liderlik, birliktelik ve iletişim- örgütsel verimlilik üzerine etkileri  hakkındaki algıları tartışılmıştır. Spor (n=10) ve iş dünyası liderinin (n=10) verdikleri  mülakatlardan elde edilen veriler, örgütsel başarıyla ilgili faktörler arasında benzerlik ve  tutarlık olduğunu göstermiştir.  

Ancak, dikkate değer farklar arasında iş dünyası liderlerinin yansıtıcı dinleyici olmaya  ve dürüst olmaya daha çok vurgu yaptığı görülürken, spor liderlerinin başkalarıyla daha güçlü  etkileşimde olmaya ve iletişimde pozitif geri bildirimde bulunmaya önem verdiği  görülmüştür. Yazarlar çalışmalarında bazı sınırlandırmalar olduğunu belirtmiş ve bu  çalışmanın sonraki bölümlerinde belirtildiği gibi gelecekteki çalışmalara yönelik yararlı  öneriler sunmuşlardır. 

2.2. Stres  

Hem sporda hem de iş dünyasında stresle baş etmek için Jones (2002) iki ortak faktörü  keşfetmiştir. Birincisi, liderlerdeki stres ve ikincisi ise stresin uygun bir modelini geliştirmek  ve bununla mücadele etmektir. Jones’a göre bir liderin işi hem örgüt için açık bir vizyonu  oluşturmayı hem de bu vizyonu hayata geçirecek stratejileri geliştirmeyi içerir. Bunu  gerçekleştirmek hem yeterli düzeyde rasyonel düşünceyi hem de liderlik ettiği kişilere ilham  verecek zorlayıcı bir duygusal yürekliliği gerektirir. CEO veya antrenörün bu sorumluluklarla  ilişkili kırılganlık ve yalıtılmışlık duyguları çoğu zaman dış bir ajanın (örneğin koçluk  psikoloğu gibi) dışardan bağımsız yardım ve destek sağlamasıyla giderilir. Stres ve stresle baş  etmek için Jones’un geliştirdiği model, kişi-çevre işlemsel yaklaşımına dayanmaktaydı ve  büyük oranda ana akım psikolojinin teorik ve deneysel bulgularından kaynaklanmaktaydı. Bu  model aynı zamanda etkin biçimde sporda da uygulanmıştır (Hardy, Jones, ve Gould, 1996)  ve strese verilen tepkiler ve bireyler ile örgütlerin bu tepkilerle mücadelede kullanabilecekleri  farklı birkaç baş etme seçeneğini içermektedir. Model aynı zamanda karşılaşılan sorunları ve bunların etkilerini sistematik biçimde gidermek üzere bir çerçeve sunmaktadır. Elit sporcular  ve profesyonel takımlarla yürütülen araştırmaları (ör., Cresswell ve Eklund, 2006a; Noblet ve  Gifford, 2002) yarışma ve rekabetçi ortamlarla ilişkili olanların ötesinde birkaç stres kaynağı  belirlemiştir. Bu bulgular, stres yönetimi stratejileri geliştirirken bütün spor ve çalışma hayatı  tecrübelerini hesaba katma ihtiyacının altını çizmektedir.  

2.3. Liderlik  

Liderlik ve performans arasındaki ilişki Jones (2002) ’un mesleki ve örgütsel davranış  literatürü ve spor literatürüne dayanarak geliştirdiği modelde gösterilmiştir. Model hem  liderin performans gösterebilmesi için yol gösterdiği kişilere olan bağlılığını hem de tutumları  etkileyebilmek için dönüşümsel liderliği vurgulamaktadır. Jones, kültürel değişim, liderlik  gelişimi ve koçluk inisiyatifleri üzerinde geniş kapsamlı müdahaleler için halen modelin  prensiplerini temel olarak kullanmaktadır. Veach ve May (2005) de takım çalışması ve iş  dünyası arasındaki bağı incelemişler ve büyük başarı gösteren takımlarla iyi takımların etkin  koçlarının davranışlarını karşılaştırmışlardır. Yazarlar, Hogan, Curphy, ve Hogan (1994)’ın  yaptığı ve liderliğin baskınlık kurmak değil ikna etmek ile ilgili olduğu sonucuna varan, etkin  liderlik ve kişilik üzerine literatür taramasına başvurmuşlardır. Veach ve May aynı zamanda  Goleman (1996) tarafından ortaya atılan ve ilişkilerimizi ve kendimizi, öz-farkındalık, öz yönetim, sosyal farkındalık ve sosyal yetenekler aracılığı ile daha etkin yönetmek anlamına  gelen “duygusal zeka” kavramını da kullanmışlardır. Buna ek olarak, Goleman (2000)’ın araştırmasında yer alan altı farklı liderlik stilini vurgulamışlardır. Goleman (2000)’ın araştırması altı farklı liderlik stilinin hepsinin kısa dönemde yarar sağlayabileceğini ancak  bunlardan dört tanesinin – otoriter, yakınlık gösteren, demokratik ve koçluk- diğer iki  tanesinden – zorlayıcı ve standartları belirleyen- daha etkin olduğunu göstermiştir.  

2.4. Yüksek Performans Gösteren Ekipler  

“Ekipler” hakkında ticari işletmelerin fikir alabilecekleri en belirgin alanlardan birisi  spordur. Jones (2002), Yarat (ekip oluşturma), Birleştir (ekip çalışması) ve Performans Göster  (ekip etkinliği) başlıklarından oluşan bir model sunmuştur. Buna bağlı olarak Jones’un ekip  oluşturma faaliyetleri, yüksek düzeyli performansın temeli olan, pozitif bir psikolojik ortam  oluşturulması ile ilgilidir. Ekip çalışması, yüksek performans gösteren ekipleri küçük günlük  faaliyetler üzerinde yoğunlaşarak, ekibe adanmışlığı paylaşarak ve açık iletişim ile takım  ruhunu yücelterek birleştirir. Ekip performansını ya da etkinliğini değerlendirmek, taleplere  verilen cevapların sürekli biçimde değerlendirilmesini, yaratıcılık ve yenilikçiliği, ve içsel (ör.  ekip kurallarına tam bağlılık) ve dışsal (ör. “kazanmak”) odaklı amaçların tutarlı biçimde  başarılmasını içerir. Spor psikolojisinde koçların ve psikologların hem ekip oluşturmada hem  de birbirine bağlı ekipler geliştirmede konusundaki rolü son birkaç on yıldır araştırmacılar  için önemli bir inceleme konusu olmuştur. Örneğin Carron, Brawley, ve Widmeyer (1997) ile  Carron, Michelle, Wheeler, ve Stevens (2002) çalışmalarında birbirine bağlılık ile performans  arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaları taramışlardır. Benzer biçimde Bloom, Stevens, ve  Wickwire (2003) ile Estabrooks ve Dennis (2003) ekip oluşturma üzerine gerçekleştirilen  uygulamalı araştırmaları özetlemişlerdir.  

2.5. Bire Bir Koçluk 

Son olarak, Jones (2002) bire bir koçluk ve sporda psikolojik danışmanlıkta ortak olan  konular belirlemiştir – baskıyı yönetmek, kendine güven, odaklanma, motivasyon, insanlar  arası ilişkiler ve örgütsel konular – ve elit sporcuların dahi koçlara ihtiyacı olması gibi iş  dünyasının liderlerinin de koçlara ihtiyacı olduğuna inanmaktadır. Her iki alanda da asıl  amaç koçluk alanın tutum ve davranışlarda her türlü gelişmeyi içselleştirmesi ve bu yolla her  türlü değişimin geçici değil uzun vadeli ve kalıcı olmasının sağlanmasıdır (Jones, 2001).

3. İŞ DÜNYASINDA SPOR PSİKOLOJİSİ UYGULAMALARI 

Zihinsel becerileri kullanarak kazanmaktan bahseden ilk metinlerden biri olan “Oyun  Sahasından Yönetim Kurulu Odasına” isimli yazıda Shane Murphy (1996), “cerrahlar,  pilotlar, askeri personel, yöneticiler, taşıt operatörleri ve başka pek çok nitelikli personelin”  insanların güvenliği ve işlerinden memnun kalmaları için en iyi performansı göstermek  durumunda olduklarını ama sadece spor alanında zihin ile beden arasındaki ilişki ve bu  ilişkinin performansı arttırmadaki etkisinin ciddi biçimde araştırıldığını söylemektedir.  

Shane Murphy sonrasında 1987′ den bu yana elit sporcuların “kazanmak için başarı  alanı” nı yaratmaları için kullanmak üzere işe odaklanma, yaratıcı düşünme, öngörü yeteneği,  soğukkanlılık, konsantrasyon, duygusal olarak güçlü olma, enerjik olma ve tutarlık olarak 8  tane zihin/beden becerisi tanımlamıştır. Bull (2006) ve Jones ve Moorhouse (2007) da yakın  zamanlarda uygulamalı spor psikolojisi kitaplarında iş koçları ve liderleri için bunu  kullanmışlardır. Bu yazarların sporda zihinsel dayanıklılık üzerine yaptıkları araştırmalarında her ikisinin de çalışması, ileriki konularda yer verilecek olan, özellikle iş dünyasında yönetici  ve takım koçluğunu hedeflemekteydi. Bununla beraber Bull (2006), Jones ve Moorhouse  (2007) ve Murphy (1996)’ nin spor ortamlarındaki zihin/beden becerilerinin iş ortamına  uyarlama çalışmalarının tutarlı sonuçlar vermesine rağmen, bu alanda spor psikolojisi  uygulamaları ile endüstiriyel ve örgütsel psikolojik danışmanlığı doğrudan karşılaştıran  çalışmalara rastlanmamaktadır. Ayrıca, hem takım hem de bireysel sporcuların  performanslarını arttırmak için spor psikolojisi araştırmacılarının sıklıkla kullandıkları etkili  uygulamalar ve teknikleri iş ortamlarında deneysel olarak araştıran az çalışma yer almaktadır. Foster (2002) spordan iş dünyasına aktarılabilecek deneysel dayanağı olan en az beş zihinsel  beceriyi “yetenek transferi kabiliyeti” olarak tanımlamıştır. Bunlar: hedef belirleme,  imgeleme, rutinler, telkin ve aktivasyonu kontrol’ dür. Hedef ya da görev motivasyonlu şirketler (örn. Garfield, 1989; Locke & Latham, 1990)  ve spor takımları (örn. Locke & Latham, 1985; Weinberg, 2004) zor koşullarda bile hedef  belirleme sürecini düzgün yaptıkları için başarılı olmuşlardır. Benzer bir şekilde, zihinsel  uygulamada spor araştırmalarında uzun bir tarihçeye sahip olan imgeleme (örn. Hall, 2001;  Suinn, 1972, 1985) iyi öğretildiğinde performansı geliştirir. Örnek vermek gerekirse, Morin  ve Latham (2000) tarafından Kanada’daki bir kağıt ve kağıt hamuru fabrikasında danışman ve  işlem mühendisleri tarafından kullanılan imgeleme tekniği incelenmiş ve sadece hedef  belirlemiş olanlar ile hem hedef belirleyip hem de zihinsel uygulamalar yapmış olanlar  karşılaştırıldığında bu iki tekniği birlikte kullanan grubun performanslarının daha iyi olduğu  görülmüştür. Elit sporcuların çoğu zaman elit sporcuların bağlı oldukları performans rutinleri-  (Jackson&Baker, 2001; Orlick, 1998, 2000) uyku, dinlenme, beslenme, yarışma ya da maça  yakın dönemlerde performans öncesi ve sonrası rutinler -sürekli alışkanlıklarla ilgilidir.  Zamanın verimli kullanımı da ayrıca bir alışkanlık ya da rutin olarak kabul edilebilir ve hem  Avustralyalı bir üretim tesisinde Orpen tarafından (1995) hem de Kanada’da bir otomobil  satış bayiliğinde Barling, Cheung, ve Kelloway (1996) tarafından yapılan araştırmalar hedef  belirlemenin zamanın etkili kullanımıyla birleştiğinde artan performansla yakından ilişkili  olduğunu belirlemiştir. Olumlu ve içsel olarak rehber nitelikte davranışlara sahip sporcular  arasında telkin yönteminin olumlu ruh halini ve kendine güveni performansla birlikte artırdığı  görülmüştür (Örn. Gould, Eklund, & Jackson, 1992; Van Raalte, Brewer, Rivera, & Petitpas,  1994). Kendi kendinin lideri olma, (Neck & Manz, 1996), rasyonel-duygusal terapi (RET)  ilkeleri ve özellikle iyimserlik becerilerine odaklanan (örn. Seligman & Shulman, 1986)  benzer tipte iş ortamlarındaki telkin çalışmaları öyle olumlu sonuçlar vermiştir ki hem  Cherniss ve Goleman (2001) hem de Stolz (1997) çalışma takımları ve çalışan bireyler için  iyimserlik becerileri eğitimini savunmuşlardır.

Son olarak hem takım hem de bireysel performanslarda kritik bir önem taşıyan  aktivasyonu kontrol etme ya da baskıyla mücadele etme iş dünyasında da eşit derecede önem  taşıyan bir beceridir. Bununla beraber, uygulamalı psikoloji literatürü tarandığında görülür ki optimal performansla ilişkilendirilen uyarılmışlık düzeyini düzenlemek için tasarlanmış  çalışma programları ile sadece spor psikologları uğraşmaktadır. Kırk yılı aşkın bir süredir spor  alanında yapılan yüzlerce araştırma kelimenin tam anlamıyla spor psikolojisi uygulamalarında  az yada çok etkili olan uyarılmışlık, stress ve kaygı (endişe) arasındaki ayrım ile Yerkes Dodson Yasası (Ters U Yasası), Dürtü Kuramı, Ani Değişim (Katastrof) Kuramı, Zıtlık  kuramı ve Optimal İşlev Görme Bölgesi Modeli (IZOF) gibi teoriler arasındaki ayrıma  yöneliktir (Landers & Arent, 2001; Marchant &Morris, 2004; Williams & Harris, 2001).  Çalışanlar kadar kurumlar için de baskıcı müdahelelerin doğuracağı sonuçlar, uyum  sağlamaya yönelik başa çıkma stratejileri ve tekrar eden optimal performans durumları iş  yerinde önem taşır gibi görünürken, iş dünyasının spor alanından fikir ödünç aldığına dair  neredeyse hiç kanıt yoktur. İş ve spor ortamlarında yer alan koçların performanslarını  arttırmaya yönelik ortaklaşa çalışma alanları ile ilgili öneriler ve diğer fikirler bir sonraki  bölümde ele alınmıştır. 

4. SPOR VE İŞ: MUHTEMEL ORTAK ARAŞTIRMA ALANLARI

4.1. Transfer  

Weinberg ve McDermott (2002) liderlerin liderlik, uyum ve iletişimin unsurlarıyla ilgili  algılarına dayanarak spor ve iş dünyasında başarı ile ilgili benzerliklere dikkat çekmekle  beraber, spor ve iş dünyaları arasındaki bağlantıyı doğrulamak için kuramdan çok deneye  dayanan bilgilerin gerekli olduğunu ileri sürmüşlerdir. Motivasyon, hedef belirleme ve örgüt  kültürü gibi diğer çalışma konuları, incelenmek adına çok şey vaad eden alanlar olarak  görülürler. Weinberg ve McDermontt ayrıca alanlar arasında gerçek transferin aslında ne  olduğu konusunda gelecekte araştırma yapılmasını tavsiye etmektedirler. Buna ek olarak,  spordaki takımlar ve iş dünyasındakiler büyüklük, görev çeşidi ve bireylerin kişilikleri  bakımından farklılık gösterdiği için transferin bazı durumlarda diğerlerine göre daha fazla ya da en fazla olacağını öngörmüşlerdir. 

4.2. Zihinsel Dayanıklılık 

Jones (2002) tarafından spor psikologluğundan iş dünyası danışmanlığına geçiş  tecrübeleri üzerine yapılan yorumlara ek olarak, Jones, Hanton ve Connaughton (2002) iş  dünyasına muazzam ölçüde bilgi aktarımı yapılabilecek olan sporda zihinsel dayanıklılık  konusundaki araştırmalara öncülük etmiştir. Sporda bilimsel ve antremanla ilgili çevrelerde  zihinsel dayanıklılık mükemmel performansın en önemli baş koşutlarından biri olarak kabul  edilir (Bull, Shambrook, James, & Brooks, 2005; Jones, Hanton, & Connaughton, 2002, 2007;  Middleton, Marsh, Martin, Richards, & Perry, 2004; Orlick, 1998). Fourie ve Potgieter  (2001)’ in zihinsel dayanıklılık alanında Güney Afrika’da yaptığı nitel çalışması dünyanın  Amerika (Gould, Dieffenbach, & Moffett, 2002), İngiltere (Bull ve ark., 2005; Fawcett, 2005;  Jones ve ark., 2002, 2007; Thelwell, Weston, & Greenlees, 2005), Hindistan (Gordon &  Sridhar, 2005) ve Avustralya (Middleton et al., 2004) gibi çeşitli bölgelerinde giderek gelişen  bir araştırmalar zincirine öncülük etmiştir. Bu çalışma, zihinsel dayanıklılık kavramını  sporcular ve antrenörler açısından anlamaya odaklanmış ve zihinsel dayanıklılıkla  bağdaşlaştırılan bir dizi özelliği tanımlamıştır. Bu özellikler arasında kendine güven,  konsantrasyon ve odaklanma, motivasyon, rekabettin kendisinden güç alarak başarılı olmak,  esneklik, baskıyla mücadele, olumlu tutum, nitelikli hazırlanma, hedef belirleme, kararlılık,  sabır ve kendini adama vardır. Gordon, Gucciardi ve Chambers (2007) ve Gucciardi, Gordon  ve Dimmock (2008) tarafından Avusturya’ daki futbol takımları üzerinde Kişisel Yapı Teorisi çerçevesi (Kelly, 1955/1991) kullanılarak yapılan en yeni araştırmada zihinsel dayanıklık  kadar zihinsel olarak dayanıklı kabul edilen sporcularda bulunan davranış ve kişilik özellikleri  gerektiren belli durumlar tanımlanmıştır.  

İş dünyasında yönetici ve takım koçluğunu hedefleyerek, Bull (2006) elit kriket takımı  üzerinde yaptığı araştırmadan yararlanarak bir zihinsel dayanıklılık modeli geliştirmiştir. Bu  modelde zihinsel dayanıklılık dört ana unsurdan oluşmaktadır. 1) Bu unsurlar; dönüş  dayanıklılığı, elverişsiz koşullar ve engellerde bir sonraki aşamaya geçebilmek. 2. Kritik an  dayanıklılığı ve baskı altında belli bir sürede belli bir performansı gerçekleştirebilme becerisi.  3. Direnme dayanıklılığı, fiziksel olarak güçlü kalma becerisi ve ağır iş yükünün olduğu  zamanlarda zihinsel konsantrasyonu koruyabilme. 4. Risk yönetimi dayanıklılığı, zor kararlar  alabilme becerisi ile performansı arttırabilmek için riskli olan seçeneği seçebilmedir. Bu  unsurların her biri en yüksek performansla ilişkili olan üç faktörün gelişmesinde etkilidir. Bu  üç faktör; kendine inanç, net düşünebilme ve esnekliktir. Benzer bir şekilde, spor ve iş  dünyasında başarılı olanlar (Jones & Spooner, 2006) ile dünya şampiyonu sporcular,  profesyonel antrenörler ve spor psikologları (Jones et al., 2002, 2007) arasında yapılan  araştırmalardan yola çıkarak, Jones and Moorhouse (2007) zihinsel dayanıklılığın iş  ortamlarında geliştirilebileceğini önermişlerdir. Özellikle, Jones ve Moorhouse (2007)  zihinsel dayanıklılığın sürekli yüksek performansın dört temeli olduğuna inandıklarını  belirtmişlerdir: Stres altında sağlıklı düşünebilme, motivasyonu doğru kullanabilme, kendine  inancını koruyabilme ve konsanstrasyonu önemli olan şeyler üzerinde tutabilme. Zihinsel  dayanıklılık üzerine bu araştırmaların ortaya koyduğu çıkarımlar hem spor hem de iş  dünyasında var olan yüksek performanslı liderlik ve profesyonel gelişim programları üzerinde  açık bir etkiye sahip olacaktır.  

4.3. İş Stresi 

Noblet, Rodwell ve Mc Williams (2003) İş Gerilimi Modelinde (IGM: Karasek &  Theorel, 1990) bulunan değişkenlerin yapabildiklerini ve futbola özgü stres faktörlerini  Avustralyalı profesyonel futbolcuların gerilim tecrübelerini tahmin edebilmek için  incelemişlerdir. Bahsi geçen araştırmacılara göre, “profesyonel sporcular üzerinde yapılan  çalışmalarda stres konusu yeterince ele alınmamıştır ve onların yaşadıkları stresin sağlığa olan  etkileri hakkında çok az şey bilinmektedir” (Noblet ve diğerleri, 2003, s. 184). Ortaya çıkan  sonuçlar, İGM’ nin profesyonel sporcuların deneyimleriyle olan ilişkisini sadece kısmen  desteklemiştir. İş desteği ve iş kontrolü, tatminsizliğin önemli göstergeleridir ama sadece  sosyal destek, hem iş tatmini hem de psikolojik sağlıkla önemli oranda ilişkilidir. İGM’ nin  soysal unsurlarının açıklık getirdiği iş stresindeki varyasyonların önemli bir kısmına  dayanarak bahsi geçen yazarlar bu modelin diğer profesyonel sporlarda karşılaşılan stresi  incelemek açısından bir çerçeve oluşturması bakımından yararlı olacağına kanaat  getirmişlerdir.  İş stresi incelemelerinde yararlı olabilecek bir diğer çerçeve Grandley (2000) tarafından  geliştirilen Duygusal Emek Teorik Modeli’ dir. Duygusal emek terimi (DE) Hoscschild  (1983)’ a atfedilmiştir. Hoscschild, uçuş hosteslerinin kızgın ve talepkar yolcuların çocuk  olduklarını farzederek yaptıkları işi kızgınlık ya da iğrenme gibi uygunsuz duygusal tepkiler  vermeden devam edebilmeleri konusunda nasıl eğitildiklerini göstermiştir. Bu çalışmanın  ardından “Grandley duygusal emeği organizasyonel amaçlar için duygu ve ifadeleri  düzenleyebilme süreci” olarak tanımlamıştır (Grandey, 2000, p. 97). Ayrıca Gross (1998)’ un  Duygusal Düzenleme Süreci Teorisi’ ne dayanan bir teorik model geliştirmiştir. Bu model,  “bireylerin yaşadıkları duyguları etkileme süreçleri, ne zaman bu duyguları yaşadıkları ve bu  duyguları nasıl yaşayıp ifade ettikleriyle” ilgilidir (s. 275). Duygusal emek pek çok mesleki  kategoride araştırılmışken profesyonel sporda yenilerde incelenmeye başlanmıştır. Özellikle Sridhar (2007) ve Kiely (2010) şimdilerde sırasıyla profesyonel kriket yarışmalarında ve  profesyonel Avustralya futbolunda stresi incelemek için duygusal emeğin bir çerçeve olarak  kullanılması üzerine araştırmalar yapmaktadırlar.  

4.4. Psikolojik Çöküntü 

Grandley (2000)’ e göre, duygusal emeğin bireylerin psikolojik iyi oluşlarına uzun  dönemli etkilerinden biri psikolojik çöküntüdür. Freudenberger (1975), insan odaklı işler  yapan danışman, psikolog ve hemşire gibi kişilerde gözlemlenen yorgunluk kaynaklı  verimsizliği açıklamak için psikolojik çöküntü kavramını ilk ortaya attığında enerji, güç ve  kaynaklara duyulan aşırı ihtiyaçtan bahsediyordu. Bununla beraber, bu olguyu insan odaklı  mesleklerle sınırlamadığı gibi spor alanının da psikolojik çöküntüye çok açık bir çevreye  sahip olduğunu belirtmiştir. Daha sonraları, Schutte, Toppinen, Kalimo ve Schaufeli (2000)  bu konuyu iş ortamlarında duygusal ve fiziksel yorgunluk, sinizm (genel olarak işe karşı  duyulan uzak tutum ve aldırmazcılık) ve mesleki verimlilikte düşüş (verimlilikten umudu  kesme) gibi durumları içeren bir sendrom olarak ele almışlardır. İş ortamında psikolojik  çöküntünün olumsuz sonuçlarının düşen performans, düşük motivasyon, bozulan sağlık,  kişisel işlevsizleşme, uykusuzluk, artan alkol ve uyuşturucu kullanımı, aile ve evlilik  problemlerini içerdiği anlaşılmıştır (Maslach & Goldberg, 1998; Maslach & Jackson, 1996).  

Creswell ve Eklund (2006b) ile Goodger, Gorely, Lavallee ve Harwood (2007)’un  sporda psikolojik çöküntü üzerine yaptığı son değerlendirmeler, psikolojik çöküntüyü psiko sosyal bir sendrom olarak ele almıştır ve bu olgunun özellikleri olarak karşımıza çıkan üç  anahtar kelime: yorgunluk, başarıda düşüş ve sporda niteliğin azalmasıdır. Ayrıca Cresswell  ve Eklund, bu alandaki bilgi temelinde karışıklığa sebep olan belli kavramsal ve metodolojik  konuları tanımlamışlar ve gelecekte yapılabilecek araştırmalara daha iyi bir çerçeve olarak  stres bazlı yaklaşımlarını içeren ve hem Bağlılık Kuramı hem de Hür İrade Kuramı’ nı  kullanan alternatif argümanlar sunmuşlardır. İş ve spor alanında çalışan psikolojik  danışmanlar için belki daha önemli olanı Creswell ve Eklund’un hem kişi merkezli hem de  durum merkezli psikolojik çöküntü müdahaleleri ve bunların geleceğe yönelik araştırılmaları  hakkında yorumda bulunmuş olmalarıdır. Psikolojik çöküntünün bireyi, durumu ve bu iki  faktör arasındaki ilişkiyi vurgulayan çok boyutlu bir kavram olduğu savunulmuştur. Spor ve iş  alanında psikolojik çöküntü kişisel, durumsal ve kurumsal alanları içinde barındırdığından  bütün bu alanları kapsayan bileşik bir araştırmanın daha yararlı olacağı ortadadır (Maslach &  Goldberg, 1998).  

4.5. Yaşam Gelişimi ve Kişisel Mükemmellik Müdahaleleri 

Spor psikolojisinde “Elit seviye sporda mükemmellik kişisel mükemmellik pahasına mı  gerçekleşir?” sorusu giderek artan bir ilgiyle karşılanmaktadır çünkü sporcu ve  antrenörlerden kariyerleri boyunca beklenenler oldukça fazladır (örn. Danish, Petitpas, &  Hale, 1995; Miller & Kerr, 2002). Profesyonel spordaki konulardan biri olan spor kariyerinin  bir gün biteceği konusu sporun dışındaki hayata iyi hazırlıklı olmayanlar için psikolojik  sorunlara yol açmaktadır. Bir yandan araştırmacılar kimlik gelişimi ve emeklilik gibi konuları  gitgide daha çok ele alırken (Lavallee, Wylleman, & Sinclair, 2000), sporda performans  mükemmeliyeti peşinde olmanın genel etkileri üzerine yapılmış araştırmalar -kişisel  mükemmelliğin aksine- eksiktir (Gould, 2002; Lavallee, 2005). İş ortamlarında her ne kadar  kişisel gelişim ve yaşam deneyimini geliştirmeye dayanan teknikler ve süreçler popüler olsa  da, kişinin işinde performans mükemmelliği arayışının etkilerine dair kurama dayanan  deneysel kanıtlar yine yok denecek kadar azdır.  

Ömür boyu değerli kabul edilen yaşam becerileri (Dünya Sağlık Örgütü, 1996),  Amerika’daki lise ve üniversitelerdeki sporcular için planlanan programlarda giderek daha fazla görülmeye başlanmıştır (Miller& Kerr, 2002). Bu beceriler; baskı altında performans  gösterebilmek, diğer insanlarla iletişim, hedef belirleme ve hedefe ulaşma, eleştiriyi ve  geribildirimi öğrenmenin bir parçası olarak kabul etmedir ve son zamanlarda oldukça popüler  olan “yaşam koçluğu” metinlerinde listelenen becerilere fazlasıyla benzemektedir (örn. Grant  & Greene, 2001, 2005; Richardson, 2004; Whitmore, 2002). Bununla beraber, Grant (2003)’ ın belirttiği gibi “Yaşam koçluğunun etkililiği ile ilgili yeterince somut kanıt yoktur (Grant,  2000), ayrıca mevcut olanların çoğunu da bir endüstri haline gelmiş yaşam koçluğu  sektöründen gelen anekdotlar ve pazarlamaya yönelik iddialar oluşturmaktadır” (Sayfa, 254).  Gordon, Lavallee ve Grove (2005), sporda kariyer geçiş programı uygulamalarıyla ilgili  derlemelerinde, kariyer geçiş programı uygulamalarının kariyer düzenlemesi ve yaşam  doyumu üzerindeki etkisine yönelik deneysel çalışmalara duyulan ihtiyacı vurgulamışlardır. Ayrıca olumlu sonuçlar elde eden programların (örn. rehberlik ve emeklilik planında hesap  açtırmak) belli unsurlarının yaptığı katkı incelenmelidir. Kariyer aşaması, değişmeye hazır  oluş aşaması ve aynı zamanda yaşam döngüsü aşaması anlamına gelen aşamalara dair  düşünceler hem yaşam gelişimi programları hem de gelecekte yapılacak araştırmalara dahil  edilmelidir. Son olarak, boylamsal araştırma modelleri ve çok metodlu yaklaşımlara (hem  nitel hem de nicel araştırma dizaynı kullanılarak) duyulan ihtiyacın altı çizilmiştir.  Katılımcılardan (sporcular ve çalışanlardan) hayat becerileri müdahaleleriyle tanışmadan önce  o sırada ve daha sonra toplanan bilgi, bu süreçten kaynaklanan anlamlı değişikliklerin tespit  edilmesinde ilerleme kaydetmekte ve hayat gelişimi süreciyle ilgili anlayışımızı  geliştirmektedir.  

4.6. Liderlik ve Motivasyon  

Görünüşe bakılırsa, spor psikologları, spor yöneticilerini ve antrenörleri hakim durumda  olan eski ekol ve daha cazip görünen çağdaş ekol antrenörlük stilleri arasındaki felsefik ve  davranışsal farklar konusunda ikna etme konusunda yol kat etmişlerdir. Bu farklardan  bazıları Tablo 1’ de görülmektedir. 

Tablo 1: Geleneksel ve Modern Ekol Antrenörlüğünde Tutum Ve Davranışlar (Beswick,  2001 tarafından uyarlanmıştır) 

Geleneksel Ekol Modern Ekol 
Kazanma odaklı 
Eski oyuncu 
İçgüdüsel 
Ben 
Antrenör odaklı 
Kontrol edici 
Otoriter 
Problem odaklı 
Bağırmak ve söylemek Sıkı çalışan 
Kazanma odaklı 
Nitelikli antrenör 
Dikkatli planlama  
Biz  
Sporcu odaklı 
Hakim olan  
Demokratik  
Çözüm odaklı 
Kabul ettirmek ve sormak 
Akıllı çalışan

Buna ek olarak, spor psikologları, kendi zihinsel becerilerinin ötesine geçmekte ve aynı  zamanda dönüşümsel liderlik özelliği taşıyan spor organizasyonları içinde yer alarak  müşterilerine büyük değer vermektedirler (örn. Howell & Avolio, 1993). İyi bir profili olan ve  ikisi de iş dünyasından gelen iki milli Amerikan futbol takımı antrenörü bu tür liderliği ciddi bir bağlılıkla benimsemişlerdir. Rod Macqueen (Avustralya 1999) ve Sir Clive Woodward  (İngiltere 2003) son iki Ragbi Federasyonu Dünya Kupasını kazanan takımları yönetmişler,  vizyon ve misyonları ile hem yönetime hem de oyunculara yönelik süreçleri detaylı bir şekilde planlamışlardır (Macqueen & Hitchcock, 2003; Woodward & Potanin, 2004).  Performansı ve süreç hedeflerini belirleyen değerler, tutum ve davranışlar da ayrıca  tanımlanmıştır. Bu çalışmada daha sonra sunulacak olan vaka incelemesi yazarın milli  düzeyde kriket spor dalındaki organizasyonlarda dönüşümsel liderlikle nasıl uğraştığının  gerçek bir örneğine dayanmaktadır.  

Spor psikologları ayrıca antrenörlere yetenekleri yönetmek konusunda da yardımcı  olmaktadır. Bunu yapabilmek, yetenekli insanların ayrıntılı düşünme konusunda iyi  olduklarını anlamayı gerektirir (iyi yaklaşım). Bunun yanı sıra yetenekli olanlar güçlü bir  farkındalıkla kuvvetli yanlarından daha iyi faydalanırlar. Yetenekli insanlar ayrıca sıklıkla  başarısız olurlar ama bu başarısızlıkları avantaja çevirmeyi bilirler. Yaptıkları her şeyde  kişisel gelişim, anlam, amaç için bir istek ve sürekli aktif olma güdüsü vardır (Robertson &  Abbey, 2003). İş ortamlarında liderliğin iyiden mükemmele çeşitli seviyeleriyle getirilmesi  (Colins, 2001) ve iş dünyasında insanları yönetmekte neyin işe yarayıp neyin yaramadığı ile  ilgili bilgi almak ve anlamak (Kehoe, Baartz, & Bate, 2004; Robbins, 2003) spor psikologları  ve antrenörlere bu çabalarında yardımcı olmaktadır. 

Spor psikologları ve antrenörlerin iş dünyasındaki danışmanlardan öğrenebileceği bir  alan ise spor organizasyonları dahilinde bütünleşmiş motivasyon programları oluşturmaktır.  Çoğu zaman takım ve takımın aldığı sonuçlar tüm iş planının kalanından ayrı tutulur ve bunun  sonucunda bireyler veya çalışanlar tanınma, takdir edilme, ödül ve geribildirim açısından  yeterince beslenmezler. İş dünyasında olduğu gibi sporda da takım başarısı yeterlilik  (yetenek), açık hedefler, paylaşılmış sorumluluklar, etkinleştirici yapılar, destek veren bir  organizasyon ortamı ve organizasyonun amaçları açısından hedef ve ödüllerin uyum içinde  oluşu gibi unsurları gerektirir (Luecke, 2004). Ne var ki, yazarın gözünde profesyonel spor  organizasyonlarının çoğu bu sayılan özellikleri taşımamaktadır. İşin gerçeği çok az spor  oluşumu çalışanlarının hepsinin (yöneticiler, antrenörler, oyuncular) aynı anda yüksek  performansa sahip olup kişisel tatmin duymaları gerektiğini göz önünde bulundurur. Tablo 2’  de performans ve kişisel tatmini birleştiren motivasyonel programın temel unsurlarına yer  verilmiştir. 

Tablo 2: Birleştirilmiş Motivasyon Programının 6 Unsuru (Carlopio, Andrewartha, &  Armstrong, 2005’ den uyarlanmıştır)  

1. Performans hedefleri belirlemek  

Tüm oyuncu ve çalışanlar motive olmuş başlarlar. Dolayısıyla motivasyon eksikliği  öğrenilmiş bir davranıştır ve genellikle gerçekçi olmayan ya da yanlış anlaşılmış  beklentilerden kaynaklanır.  

Herkes kendilerinden ve performanslarından bekleneni kabul edip anlamış mıdır?

2. Engelleri kaldırmak 

Yönetimin performans gösterebilmek için gereken kaynakların sağlandığı, destekleyici,  çözüm odaklı ve eğlenceli bir çalışma ortamı oluşturması gerekir. 

Herkes takım/organizasyonel hedeflerini gerçekleştirmenin mümkün olduğunu  düşünüyor mu? 

3. Haklı bulmak ve uygun bir şekilde düzeltmek 

Yüksek kişisel ve takım performansını teşvik eden ödüller genel yönetim hedefleri ile  tutarlı olmak durumundadır. 

“Yüksek performans” birey ve gruplara uygun bir şekilde ifade ediliyor mu? 

4. Takdir etmeyi bireyselleştirmek 

Hiçbir şey takdir etmek kadar iyi motive edemez ki en iyi kendinden oluştuğunda  etkisini gösterir. 

Alınan ödüller harcanan çabaya değdiği hissini uyandırıyor mu? 

5. Eşit bir şekilde ödüllendirmek 

Herkese eşit bir şekilde davranılmalı. 

İşle ilgili avantajlar eşit bir şekilde dağıtılıyor mu? 

6. Etkili bir geribildirim sağlamak 

Tüm bireyler yaptıkları işle ilgili zamanında ve dürüst bir geribildirimi hak ederler.  Performans değerlendirmeleri ne kadar sıklıkla yapılıyor? Çalışanlar mevcut  performansları ve uzun vadeli fırsatlar açısından nerede olduklarını biliyorlar mı?  Geribildirimin bir parçası olarak ödüller yeterince sık dağıtılıyor mu? 

5. SPOR LİDERLERİNDEN İŞ LİDERLERİNE DERSLER 

Tablo 3’ te spor ve iş liderleri arasındaki davranışsal farkların bir listesi mevcuttur. Bu  sınırlı gözlem, İngiltere’ de elit sporculara antrenörlük yapmış kişileri içermektedir ve “İş  yapmak: Spor dünyasında yönetim ustalığı dersleri” başlıklı beş bölümlük bir seride  sunulmuştur (Bolchover, 2005a,b,c,d,e). Bu antrenörler Sir Clive Woodward (Ragbi  Federasyonu), Duncan Fletcher (Kriket), Bill Sweetenham (Yüzme), Jurgen Grobler (Kürek)  ve Sir Bobby Robson (Futbol)’ dır. Bu çalışmada yer alan bazı yorumlar alanında başarılı,  Avustralyalı bazı antrenörler Wayne Bennett (Ragbi Ligi), Alan Black (Basketbol), John  Buchanan (Kriket), Kevin Sheedy (Avustralya Futbolu) tarafından yapılan ve yazarın katıldığı  sunumlardan, bazıları ise Ragbi Federasyonu antrenörü Rod Macqueen (Macqueen &  Hitchcock, 2003), Hokey antrenörü Ric Charlesworh (Charlesworh, 2001, 2002, 2004) ve  Avustralya Futbolu antrenörü David Parkin (Parkin, Bourke & Gleeson, 1999) tarafından  yazılan kitaplardan derlenmiştir.

Tablo 3: Spor ve İş Liderliği Arasında Algılanan Farklar 

Örnek Olay: Profesyonel kriket sporunda yüksek performsans kültürü yaratmak  

Profesyonel Kriket Birliklerinin yöneticilerinin istikrar yaratan yönetim davranışları ile  meşgul olmaları beklenir. Örneğin, bu yöneticiler problemleri çözmek, personeli organize  etmek, bütçeleri planlayıp hazırlamak zorundadırlar. Ancak, çağdaş Kriket direktörleri aynı  zamanda değişim ve yeni performans kültürleri yaratmak üzere tasarlanmış liderlik  davranışları ile de ilgilenmek zorundadırlar ve bu genellikle kişisel, ekip ve kulüp bazında  daha açık bir vizyon, yeni misyon ifadesi ve puan tahtası gerektirir. Tipik olarak bu yeni bir  hesap verebilirlik anlayışı ve kişisel gurur yaratmayı içerir ve bu, Batı Avustralya Kriket  Birliği’nde (WACA) “mükemmelliğin sunumunda (yada geliştirilmesinde) kişisel  sorumluluk” olarak tanımlanır. Bu nedenle kriket yöneticileri, kulüpleri için bir vizyon, yön  ve amaç oluşturmak ve insanları bu vizyona ulaşmak doğrultusunda yönlendirmek, motive  etmek ve onlara ilham vermek zorundadırlar. İş dünyası ortamında buna dönüşümsel liderlik  adı verilir.  

Şekil 1’de gösterilen hayali profesyonel kriket birliği örneğinde olduğu gibi, vizyon ve  misyon ifadeleri de dahil olmak üzere her şey temelden desteklemek birliğin çekirdek  değeridir ve bu değer kulüplerin ve örgütlerin amaçlarını yerine getirme biçimlerine yön ve  biçim verir ve oyunu ayırt edici biçimde oynama yolu yaratır. Bu yüzden dönüşümsel  liderlikteki ilk adım çekirdek değerleri oluşturmaktır ve bu şekildeki bir keşfi başlatmak için  yararlı bir soru “Diğer takımlar ve kulüpler (antrenörler, oyuncular ve taraftarlar) bizi nasıl  görüyorlar –sıkı, rekabetçi, adil ve coşkulu insanlar- sorusudur. İkinci soru ise “Biz kendimizi  nasıl görmek istiyoruz?” sorusudur. Çok sıklıkla bu işe soyunan spor takımları ya sonradan  çekirdek değerleri olmadığının farkına vardıkları için ciddi biçimde rahatsızlıkla karşılaşırlar  ya da bu takımların çekirdek değerleri varsa da davranışları bu değerlerle aynı yönde  olmayabilmektedir. Bir başka deyişle “söyledikleri ile yaptıkları aynı değildir”.

Vizyon modelindeki bir sonraki adım davranışlar ve tutumları çekirdek değerler ile aynı  hizaya getirmektedir. Bu aşama aynı zamanda bireylerin kendi kişisel amaçlarını kulübün amaçları ile hizalamayı da içerir. Örneğin, eğer kulübün değerleri “dürüstlük”, “saygı”, “zevk  almak” ve “disiplin”i içeriyorsa, bu durum bireysel oyuncular ve takım için antrenman  sırasında, saha içinde, saha dışında, soyunma odasında veya maç izlerken ne anlama  gelmektedir? Bu aşamaya “değerlerin davranışlaştırılması” veya “boşluğu azaltma” denir ve  bu aşama arzulanan ve üretken tutum ile davranışların belirlenmesi için kritik bir adımdır. Bu  aşama aynı zamanda “O çekirdek değerler denilen hevese ne oldu?, Sadece iyi niyetli bir  düşünceden mi ibaretti?” şeklindeki yaygın biçimde duyulan yorumlara da işaret eder. Bu  türden tartışmalardan ne çıkabileceğine ilişkin bir örnek Şekil 1’de gösterilmektedir. Bu  örnekte, her bir kategori altında listelenen ve birliği ve standartlara bağlılığı sembolize eden  oyuncular, antrenör ve destek hizmetlilerinden genellikle böyle bir doküman imzalamaları  istenir. Bu, performansların nasıl gerçekleştirileceğini ve aynı zamanda bir bütün olarak bir  kriket kulübünün veya birliğinin “kültürel etkenleri” olarak algılanan gelenek ve kutlamaları  da ortaya koyar.  

Temel değerleri, tutumları ve davranışları belirlemenin yanı sıra yukarıdaki sürecin bir  diğer sonucu, kulüp veya birlikle özdeşleşmenin esasını sembolize eden veya kristalleştiren  şarkı veya şiirlerin seçilmesi veya yaratılmasıdır. Hayali şarkıların sembolleri, kelimeleri ve  melodileri güçlü duyguların ortaya çıkmasına yol açabilir ve arzulanan değerlerin ve  tutumların hatırlatıcıları olarak işlev görebilir. Milli marşlar genellikle bu etkiyi yaratmada  başarılı olur ve oyuncuları birbirine, takımlarına ve uluslarının değerlerine bağlar. Bunun  dışında, diğer örnekler arasında Yeni Zelanda Millî Ragbi Birliği Takımı “All Blacks”ın  “Haka”sı ve John Williamson’un Avusturalya’nın Ragbi Birliği ile özdeşleşen “A number on  my back” ve “Waltzing Matilda” şarkıları ve kriket takımları ile özdeşleşen Sir Don, The  Baggy Green ve True Blue şarkıları yer alır.  

Modeldeki performanslar hem performansa hem de süreç amaçlarına referans verir ve  rakibin, kulübün kriket oynamasındaki tarz ve yaklaşımından ne bekleyebileceğini temsil  eder. Oyunun daha uzun süren çeşitleri karşısında bir günlük krikete ilişkin ayırt edici strateji  Şekil 1’de verilmektedir.  

Sonuçlar genellikle aynı küme veya ligdeki diğer takımlara karşı yapılan  karşılaştırmalara atıfta bulunur. Bunun örnekleri arasında “tur atlamak için ilk üçte bitirmek”  veya “ final oynamak için ilk iki arasında olmak” gibi olabilir. Ama sonuçlar aynı zamanda  kulübün 1.lig, 2.Lig, Colts veya 18 yaş altı grup rekabetlerindeki daha önceki performansları  ile karşılaştırma anlamına da gelebilir. Sonuçlar aynı zamanda gençler ve kıdemli  oyunculardan eyalet takımına veya milli takıma seçilenleri veya yaş grupları geliştirme  takımlarını da işaret edebilir. Sonuçların uygun amacı aynı zamanda “her oyunu kazanmak  için oynamak” da olabilir ama ne yazık ki bu çoğu zaman “her oyunu kazanmak” şeklinde  yorumlanır. Açıktır ki ikincisi hiçbir kulübün bir sezonda alacağı sonuçların ölçülmesinde en  iyi ölçek değildir çünkü kazanma (sonuç) kontrol edilemez. Ama öte yandan, kazanmak için  oynamak kontrol edilebilirdir ve hem takımlar hem de bireyler için kolay biçimde  performansa ve süreç amaçlarına dönüştürülebilir: kazanmak için oynarken, asla  kaybetmezsiniz. 

Şekil 1: Vizyon Modeli: Kriket Birliği 

Misyon ifadeleri bir takım içindeki birimler için yazılabildiği gibi (topa vurucu, top  atıcı, dış meydanı oyuncusu), bir günlük veya 4-günlük kriket oyunlarında olduğu gibi farklı rakiplerle oynayan birimler için de yazılabilir. Her bir misyon ifadesi gerçekçi olmalı, mevcut  oyuncularla neyin mümkün olduğuna dair mevcut değerlendirmeyi içermelidir ve bu şekilde  genel vizyona değer katmalıdır. Ancak, kriket yöneticileri bütün kriket operasyonel  personelini, antrenörleri, rehabilitasyon personelini (fizyoterapistler, antrenörler), seçicileri,  müdürleri, pazarlama ve medya ilişkileri yöneticilerini de içerecek şekilde misyon ifadelerine  sahip olmaları için teşvik etmelidir.  

Son olarak, kulübün vizyon ifadesi kısa ve basit bir slogan veya ifade olabilir ama kulüp içinde paylaşılan amacı açık biçimde açıklamalı, temsil etmeli ve sembolize etmelidir ve  bültenler, yazışmalarda kullanılan antetler ve e-posta imzalarında düzenli olarak iletilmelidir.  

6. SONUÇ 

Bu çalışmanın amacı, son zamanlarda spor ve örgütsel ortamlarda işleyişi anlamak  üzere bazı psikolojik yaklaşımlar, kuramlar ve uygulamaları ortaya koymaktır. Neyse ki  bunlar doğru biçimde tanımlanmıştır ve hem spor hem de iş ortamlarının birbirlerinden  öğrenecekleri koçluk psikolojisi için ortak çalışmaya dayalı fırsatlar doğmuştur. Yazarın iş  koçluğu üzerine sınırlı deneyimlerinden dolayı, ilk bölümde bahsi geçen (spor-iş bağlantısı),  daha deneyimli olan meslektaşlarının görüşlerine yer verilmiştir. Aynı şekilde, ikinci  bölümde, performans artırıcı müdahaleler, spor psikolojisi öncesinde örgütsel eğitim almış  olan diğer kişilerin deneyimlerine ve görüşlerine dayanmaktadır. Bununla birlikte, geri kalan  üç bölüm (spor liderliğinden iş liderlerine tavsiye, ortak çalışma için öneriler ve spor liderliğine dönüşüm vaka çalışmaları) yazarın 20 yılı aşkın bir süredir koçluk psikoloğu ve  spor psikolojisi araştırmacısı olarak kişisel düşüncelerini yansıtmaktadır.  

Belki de bu katkıda sunulan gözlemler ve fikirler, spor ve iş koçları arasında ortak  çalışmaların ve uygulamalı etkinliklerin daha fazla tartışılmasına ve ilgi çekmesine etki  edecektir. Böylelikle, performans çevrelerinde çalışan koç psikologları somut çapraz alan  etkileşimlerinden kolaylıkla yararlanabilmektedir. Böylelikle, performans çevrelerinde çalışan  koç psikologları somut çapraz alan etkileşimlerinden kolaylıkla yararlanabilmektedir. 

KAYNAKLAR  

Andersen, M. B. (Ed.) (2005). Sport psychology in practice. Lower Mitchum, SA: Human  Kinetics.  

Barling, J., Cheung, D., & Kelloway, E. K. (1996). Time management and achievement  striving interact to predict car sales performance. Journal of Applied Psychology, 81,  821 – 826.  

Beswick, B. (2001). Focused for soccer: Developing a winning mental approach. Lower  Mitcham, SA: Human Kinetics.  

Bloom, G. A., Stevens, D. E., & Wickwire, T. L. (2003). Expert coaches’ perceptions of team  building. Journal of Applied Sport Psychology, 15, 129 – 143.  

Bolchover, D. (2005a, June 19). Sport shows business how to win. The Sunday Times,  Business 1.  

Bolchover, D. (2005b, June 26). Cricket lessons for big business. The Sunday Times,  Business.  

Bolchover, D. (2005c, July 3). Take the plunge and learn to love success. The Sunday Times,  Business.  

Bolchover, D. (2005d, July 10). Doing the business: Rowing coach shows how to pull  together. The Sunday Times, Business 9.  

Bolchover, D. (2005e, July 17). Doing the business: Turn your team into champions. The  Sunday Times, Business 9.  

Bull, S. J. (2006). The game plan: Your guide to mental toughness at work. Chichester, UK:  Capstone.  

Bull, S. J., Shambrook, C. J., James, W., & Brooks, J. E. (2005). Towards an understanding of  mental toughness in elite English cricketers. Journal of Applied Sport Psychology, 17,  209 – 227.  

Carlopio, J., Andrewartha, G., & Armstrong, H. (2005). Developing management skills: A  comprehensive guide for leaders (3rd ed.). Frenchs Forrest, NSW: Pearson Education. 

Carron, A. V., Brawley, L. R., & Widmeyer, W. N. (1997). The measurement of cohesiveness  in sport groups. In J. Duda (Ed.), Advancements in sport and exercise psychology  measurement (pp. 213 – 226). Morgantown, WV: Fitness Information Technology.  

Carron, A. V., Michelle, M. C., Wheeler, J., & Stevens, D. (2002). Cohesion and sport  performance in sport: A meta analysis. Journal of Sport and Exercise Psychology, 24,  168 – 188.  

Charlesworth, R. (2001). The coach: Managing for success. Sydney: Macmillan.  Charlesworth, R. (2002). Staying at the top. Sydney: Macmillan.

Charlesworth, R. (2004). Shakespeare the coach. Sydney: Macmillan. Cherniss, C., &  Goleman, D. (Eds.) (2001). The emotionally intelligent workplace. Milton, Qld: Jossey Bass.  

Collins, J. (2001). Good to great. Boston: Harvard Business School Press.  

Cresswell, S. L., & Eklund, R. C. (2006a). The nature of player burnout in rugby: Key  characteristics and attributions. Journal of Applied Sport Psychology, 18, 219 – 239.  

Cresswell, S. L., & Eklund, R. C. (2006b). Athlete burnout: Conceptual confusion, theoretical  limitations and future research directions. In S. Hanton, & S. Mellalieu (Eds.),  Literature reviews in sport psychology (pp. 91 – 126). Hauppage, NY: Nova Science.  

Danish, S. J., Petitpas, A. J., & Hale, (1995). Psychological interventions: A life  developmental model. In S. Murphy (Ed.), Sport psychology interventions (pp. 19 – 38). Champaign, IL: Human Kinetics.  

Estabrooks, P. A., & Dennis, P. W. (2003). The principles of team building and their  application to sport teams. In R. Lidor, & K. P. Henschen (Eds.), The psychology of  team sports (pp. 99 – 113). Morgantown, WV: Fitness Information Technology.  

Fawcett, T. (2005). Perceptions of mental toughness from adventurer/explorer/‘medal  winning’ elite athlete and elite coach perspectives: A grounded theory analysis. In T.  Morris, P. Terry, S. Gordon, S. Hanrahan, L. Ievleva, G. Kolt, et al. (Eds.), Psychology  promoting health and performance for life: Proceedings of the ISSP 11th World  Congress of Sport [CDROM]. Sydney: International Society of Sport Psychology.  

Foster, S. (2002). Enhancing peak potential in managers and leaders: Integrating knowledge  and findings from sport psychology. In R. L. Lowman (Ed.), The California school of  organizational studies handbook of organizational consulting psychology: A  comprehensive guide to theory, skills and techniques (pp. 212 – 231). San Francisco,  CA: Jossey-Bass.  

Fourie, S., & Potgieter, J. R. (2001). The nature of mental toughness in sport. South African  Journal for Research in Sport, Physical Education and Recreation, 23, 63 – 72.  

Freudenberger, H. J. (1975). The staff burn-out syndrome in alternative institutions.  Psychotherapy: Theory, Research and Practice, 12, 73 – 82.

Garfield, C. (1989). Peak performers. New York: Avon.  

Goleman, D. (1996). Emotional intelligence: Why it can matter more than IQ. London:  Bloomsbury.  

Goleman, D. (2000). Leadership that gets results. Harvard Business Review, 769 – 790.

Goodger, K., Gorely, T., Lavallee, D., & Harwood, C. (2007). Burnout in sport: A systematic  review. The Sport Psychologist, 21, 125 – 145.  

Gordon, S., Gucciardi, D., & Chambers, T. (2007). A personal construct psychology  perspective on sport and exercise psychology research: The example of mental  toughness. In T. Morris, P. Terry, & S. Gordon (Eds.), Sport psychology and exercise  psychology: International perspectives (pp. 43 – 55). Morgantown, WV: Fitness  Information Technology.  

Gordon, S., Lavallee, D., & Grove, J. R. (2005). Career assistance program interventions in  sport. In D. Hackfort, R. Lidor, & J. Duda (Eds.), Handbook of research in applied sport  psychology (pp. 235 – 245). Morgantown, WV: Fitness Information Technology. 

Gordon, S., & Sridhar, C. (2005). Identification and development of mental toughness in elite  cricket. In T. Morris, P. Terry, S. Gordon, S. Hanrahan, L. Ievleva, G. Kolt, et al. (Eds.),  Psychology promoting health & performance for life: Proceedings of the ISSP 11th  World Congress of Sport [CDROM]. Sydney: International Society of Sport  Psychology.  

Gould, D. (2002). Sport psychology in the new millennium: The psychology of athletic  excellence and beyond. Journal of Applied Sport Psychology, 14, 137 – 139.  

Gould, D., Dieffenbach, K., & Moffett, A. (2002). Psychological characteristics and their  development in Olympic champions. Journal of Applied Sport Psychology, 14, 172 – 204.  

Gould, D., Eklund, R. C., & Jackson, S. (1992). 1988 U.S. Olympic wresting excellence: I.  Mental preparation, precompetition cognition, and affect. The Sport Psychologist, 6,  358 – 382.  

Grandey, A. (2000). Emotional regulation in the workplace: A new way to conceptualise  emotional labor. Journal of Occupational Health Psychology, 5, 95 – 110.  

Grant, A. M. (2000). Coaching psychology comes of age. Psychnews, 4(4), 12 – 14. Grant, A.  M. (2003). The impact of life coaching on goal attainment, metacognition and mental  health. Social Behavior and Personality, 31, 253 – 264.  

Grant, A. M., & Greene, J. (2001). Coach yourself. London: Pearson Education.  

Grant, A. M., & Greene, J. (2005). Coach yourself @ work: Get yourself a (working) life.  Sydney: ABC books.

Gross, J. J. (1998). The emerging field of emotional regulation: An integrative review.  Review of General Psychology, 2, 271 – 299.  

Gucciardi, D., Gordon, S., & Dimmock, J. (2008). Towards an understanding of mental  toughness in Australian football. Journal of Applied Sport Psychology.  

Hackfort, D., Lidor, R., & Duda, J. (Eds.) (2005). Handbook of research in applied sport  psychology. Morgantown, WV: Fitness Information Technology.  

Hale, B., & Collins, D. (2002). Rugby tough. Lower Mitchum, SA: Human Kinetics.  

Hall, C. (2001). Imagery in sport and exercise. In R. N. Singer, H. A. Hausenblas, & C. M.  Janelle (Eds.), Handbook of sport psychology (2nd ed.) (pp. 529 – 549). Brisbane: John  Wiley.  

Hardy, L., Jones, G., & Gould, D. (1996). Understanding psychological preparation for sport:  Theory and practice of elite performers. Chichester, UK: Wiley.  

Hochschild, A. R. (1983). The managed heart: Commercialisation of human feeling.  Berkeley: University of California Press.  

Hogan, R., Curphy, G. J., & Hogan, J. (1994). What we know about leadership. American  Psychologist, 49, 493 – 503.  

Hogg, J. M. (1995a). Mental skills for swim coaches. Edmonton, Alberta: Sport Excel  Publishing.  

Hogg, J. M. (1995b). Mental skills for competitive swimmers. Edmonton, Alberta: Sport  Excel Publishing. 

Howell, J. M., & Avolio, B. J. (1993). Transformational leadership, transactional leadership,  locus of control, and support for innovation: Key predictors of consolidated- business unit performance. Journal of Applied Psychology, 78, 891 – 902.  

Jackson, R. C., & Baker, J. S. (2001). Routines, rituals, and rugby: Case studies of a world  class goal kicker. The Sport Psychologist, 15, 48 – 65.  

Jones, G. (2001). A perspective on coaching. In A. Jolly (Ed.), Institute of management skills  and training handbook (pp. 74 – 78). London: Kogan Page.  

Jones, G. (2002). Performance excellence: A personal perspective on the link between sport  and business. Journal of Applied Sport Psychology, 14, 268 – 281.  

Jones, G., Hanton, S., & Connaughton, D. (2002). What is this thing called mental toughness?  An investigation of elite sport performers. Journal of Applied Sport Psychology, 14, 205  – 218.  

Jones, G., Hanton, S., & Connaughton, D. (2007). A framework of mental toughness in the  world’s best performers. The Sport Psychologist, 21, 243 – 264.  

Jones, G., & Moorhouse, A. (2007). Developing mental toughness: Gold medal strategies for  transforming your business performance. Oxford, UK: Spring Hill.  

Jones, G., & Spooner, K. (2006). Coaching high achievers. Consulting Psychology Journal:  Practice and Research, 58, 40 – 50.  

Karasek, R., & Theorell, T. (1990). Healthy work: Stress, productivity, and the reconstruction  of working life. New York: Basic Books.  

Kehoe, D., Baartz, P., & Bate, H. (2004). You lead, they’ll follow: How to inspire, lead and  manage people. Really. Sydney: McGraw-Hill.  

Kelly, G. A. (1955). The psychology of personal constructs. New York: Norton.  

Kelly, G. A. (1991). The psychology of personal constructs: A theory of personality (Vol. 1).  London: Routledge (Original work published 1955).  

Kiely, Steven J. (2010) Emotional Labour in Professional and Semi-professional Team  Sports: An Australian Player Perspective. Diss. University of Western Australia. 

Landers, D. M., & Arent, S. M. (2001). Arousal-performance relationships. In J. M. Williams  (Ed.), Applied sport psychology: Personal growth to peak performance (4th ed.; pp. 206  – 228). Toronto: Mayfield.  

Lange, A., & Grieger, R. (1993). Integrating RET into management consulting and training. Journal of Rational-Emotive and Cognitive Behavior Therapy, 11, 51 – 57.  

Lavallee, D. (2005). The effect of a life development intervention on sports career transition  adjustment. The Sport Psychologist, 19, 193 – 202.  

Lavallee, D., Wylleman, P., & Sinclair, D. (2000). Career transitions in sport: An annotated  bibliography. In D. Lavallee, & P. Wylleman (Eds.), Career transitions in sport:  International perspectives (pp. 207 – 258). Morgantown, WV: Fitness Information  Technology.  

Locke, E. A., & Latham, G. P. (1985). The application of goal setting to sports. Journal of  Sport Psychology, 7, 205 – 222.  

Locke, E. A., & Latham, G. P. (1990). A theory of goal setting and task performance.  Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall. 

Loehr, J. (2005). Leadership: Full engagement for success. In S. Murphy (Ed.), The sport  psych handbook (pp. 155 – 170). Lower Mitchum, SA: Human Kinetics.  

Loehr, J., & Schwartz, T. (2001). The making of a corporate athlete. Harvard Business  Review, 79, 120 – 128.  

Luecke, R. (2004). Creating teams with an edge: The complete skill set to build powerful and  influential teams. Boston: Harvard Business School Press.  

Macqueen, R., & Hitchcock, K. (2003). One step ahead: World Cup edition. Milsons point,  NSW: Random House.  

Marchant, D. B., & Morris, T. (2004). Stress and anxiety in sport. In T. M. Morris, & J.  Summers (Eds.), Sport psychology: Theory applications and issues (2nd ed.; pp. 74 – 100). Milton, Qld: Wiley.  

Maslach, C., & Goldberg, J. (1998). Prevention of burnout: New perspectives. Applied and  Preventative Psychology, 7, 63 – 74.  

Maslach, C., & Jackson, S. E. (1996). Maslach Burnout Inventory manual (3rd ed.). Palo  Alto, CA: Consulting Psychologists Press.  

Middleton, S. C., Marsh, H. M., Martin, A. J., Richards, G. E., & Perry, C. (2004). Mental  toughness. Is the mental toughness test tough enough? International Journal of Sport  and Exercise Science, 35, 91 – 108.  

Miller, P. S., & Kerr, G. A. (2002). Conceptualising excellence: Past, present, and future.  Journal of Applied Sport Psychology, 14, 140 – 153.  

Miller, S. L. (2003). Hockey tough: A winning mental game. Lower Mitchum, SA: Human  Kinetics.  

Morin, L., & Latham, G. P. (2000). The effect of mental practice and goal setting as a transfer  of training intervention on supervisors’ self-efficacy and communication skills: An  exploratory study. Applied Psychology: An International Review, 49, 566 – 578.  

Morris, T. M., & Summers, J. (Eds.) (2004). Sport psychology: Theory applications and  issues (2nd ed.). Milton, Qld.: Wiley.  

Murphy, S. (1996). The achievement zone. New York: Putnam.  

Neck, C. P., & Manz, C. C. (1996). Thought self-leadership: The impact of mental strategies  training on employee cognition. Journal of Organizational Behavior, 17, 445 – 467.  

Noblet, A. J., & Gifford, S. M. (2002). The sources of stress experienced by professional  Australian footballers. Journal of Applied Sport Psychology, 14, 1 – 13.  

Noblet, A. J., Rodwell, J., & McWilliams, J. (2003). Predictors of strain experienced by  professional Australian footballers. Journal of Applied Sport Psychology, 15, 184 – 193.

Orlick, T. (1998). Embracing your potential. Lower Mitcham, SA: Human Kinetics.  

Orlick, T. (2000). In pursuit of excellence: How to win in sport and life through mental  training. Lower Mitchum, SA: Human Kinetics.  

Orpen, C. (1995). The effect of time management training on employee attitudes and  behavior: A field experiment. Journal of Psychology, 128, 393 – 396.  

Parkin, D., Bourke, P., & Gleeson, R. (1999). Perform – or else!. Melbourne: Information  Australia. 

Richardson, P. (2004). The life coach. London: Hamlyn.  

Robertson, A., & Abbey, G. (2003). Managing talented people. Harlow, UK: Pearson  Education.  

Robbins, S. P. (2003). The truth about managing people . . . and nothing but the truth. Upper  Saddle River, NJ: Prentice Hall.  

Schutte, N., Toppinen, S., Kalimo, R., & Schaufeli, W. (2000). The factorial validity of the  Maslach Burnout Inventory – General Survey (MBI-GS) across occupational groups  and nations. Journal of Occupational and Organisational Psychology, 73, 53 – 65.  

Seligman, M. E. P., & Shulman, P. (1986). Explanatory style as a predictor of productivity  and quitting among life insurance sales agents. Journal of Personality and Social  Psychology, 50, 832 – 838.  

Singer, R. N., Hausenblas, H. A., & Janelle, C. M. (Eds.) (2001). Handbook of sport  psychology (2nd ed.). Brisbane: John Wiley.  

Smith, M. (1998). Mental skills for the artistic sports: Developing emotional intelligence. Red  Deer, Alberta: Johnson Gorman.  

Sridhar, C. (2007). Emotıonal Labour In. Science

Stolz, P. G. (1997). Adversity quotient: Turning obstacles into opportunities. New York:  Wiley.  

Suin, R. M. (1972). Removing emotional obstacles to learning and performance by  visuomotor behavioral rehearsal. Behavior Therapy, 3, 308 – 310.  

Suin, R. M. (1985). Imagery applications to performance enhancement. Behavior Therapist, 8,  155 – 159.  

Thelwell, R., Weston, N., & Greenlees, I. (2005). Defining and understanding mental  toughness within soccer. Journal of Applied Sport Psychology, 17, 326 – 332.  

Van Raalte, J. L., Brewer, B. W., Rivera, P. M., & Petitpas, A. J. (1994). The relationship  between observable self-talk and competitive junior tennis players’ match performance.  Journal of Sport and Exercise Psychology, 16, 400 – 415.  

Van Raalte, J. L., & Silver-Bernstein, C. (1999). Sport psychology library: Tennis.  Morgantown, WV: Fitness Information Technology.  

Veach, T. L., & May, J. R. (2005). Teamwork: For the good of the whole. In S. Murphy (Ed.),  The sport psych handbook (pp. 171 – 189). Lower Mitchum, SA: Human Kinetics. 

Weinberg (2004). Goal setting practices for coaches and athletes. In T. M. Morris, & J.  Summers (Eds.), Sport psychology: Theory applications and issues (2nd ed.; pp. 278 – 293). Milton, Qld: Wiley.  

Weinberg, R., & McDermott, M. (2002). A comparative analysis of sport and business  organizations: Factors perceived critical for organizational success. Journal of Applied  Sport Psychology, 14, 282 – 298.  

Whitmore, J. (2002). Coaching for performance (3rd ed.). London: Nicholas Brealey.  Williams, J. M. (Ed.) (2006). Applied sport psychology: Personal growth to peak  performance (5th ed.). Mountain View, CA: Mayfield. 

Williams, J. M., & Harris, D. (2001). Relaxation and energizing techniques for regulation of  arousal. In J. M. Williams (Ed.), Applied sport psychology: Personal growth to peak  performance (4th ed.; pp. 229 – 246). Toronto: Mayfield.  

Williams, J. M., & Straub, W. (2006). Sport psychology: Past, present, future. In J. M.  Williams (Ed.), Applied sport psychology: Personal growth to peak performance (4th  ed.; pp. 1 – 12). Toronto: Mayfield.  

Woodman, T., & Hardy, L. (2001). A case study of organizational stress in elite sport. Journal  of Applied Sport Psychology, 13, 207 – 238.  

Woodward, C., & Potanin, F. (2004). Clive Woodward Winning! London: Hodder &  Stoughton.  

World Health Organization (1996). Life skills education: Planning for research. Geneva:  Author. 

Yazı Linki;

https://www.academia.edu/31352416/SPOR_PS%C4%B0KOLO%C4%9EU_PERSPEKT%C4%B0F%C4%B0NDEN_SPOR_VE_%C4%B0%C5%9E_KO%C3%87LU%C4%9EU

Yazan:

Sandy GORDON  

School of Human Movement and Exercise Science / University of Western Australia 

Makaleyi Çeviren:

Doç.Dr. Gözde ERSÖZ

Fenerbahçe Üniversitesi / Spor Bilimleri Fakültesi

Prof.Dr. Meltem İNCE YENİLMEZ

İzmir Demokrasi Üniversitesi / İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top