Biz Türkler, yaşam tarzı olarak binlerce yıl öncesinden beri göçebe bir yaşam tarzını benimsemiş ve bu nedenle de birçok ülke toprağında kültürümüze rastlanılmasını sağlamışızdır. Yüzlerce yıl önce Orta Asya’dan batıya doğru başlayan bu serüven İkinci Dünya Savaşı sonrası başta Almanya olmak üzere Belçika, İsviçre, Hollanda, Belçika’ya doğru da devam etmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinin yeniden yapılanması, ayağa kalkabilmesi amacıyla birçok ülkeden kalifiye eleman ihtiyacının karşılanması için göçler başlatılmıştır. İşte bu göç dalgalarından birinde Alaattin CANDAR ve Ömer İLCİKTAY isimli 2 Türk vatandaşı vatan toprağı Türkiye’den ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olan Almanya’ya gitmek istemişlerdir. Yapılan başvuruları kabul edilmiş ve kısa bir süre sonra da Almanya’ya doğru yola çıkmışlardır. Almanya’da geçirilen ilk birkaç sene sonrasında Alman kültürüne alışan ve birçok Türkle de yakın temaslar kuran ikili 1972 yılında “Münih Türkgücü” adı altında bir spor kulübü kurma çalışmasına başladı. İlk aşamada finansal kaynak arayışına girildi ve 1975 yılında yapılan başkanlık seçimlerinin ardından ihtiyaç duyulan finansal destek bulundu ve kulüp 1975 yılında resmi olarak kuruluşunu tamamladı. Kuruluşu ile beraber Almanya’da aşırı sağcı-milliyetçi kesimler tarafından kendisine sürekli zorluklar çıkartılan takım 13 yıl boyunca Almanya’nın en alt liginde mücadele etmek zorunda kaldı. 1988 yılına gelindiğinde ise ilk büyük başarısını yakalayan kulüp bir üst lig olan Bayernliga’ya yükselmeyi başardı. Bu süreçte birçok Türk vatandaşının desteğini kazanan kulüp yine de Alman ırkçılar tarafından sürekli taciz edilmeye devam etti.
1992 yılına kadar mücadele ettiği Bayernliga’dan o sezon küme düşen takım 2 sezon sonra 1994 yılında yeniden bir üst lige yükselme başarısı gösterdi. Küme düşülen sezonla birlikte gelen ekonomik sıkıntılar takımın yeniden toparlanmasını bir hayli zorlaştırdı ve 2001 yılına kadar devam eden bu mücadele takımın iflası ile sona erdi. 2001 yılında yaşanan bu iflas ile birlikte takım tamamen dağıldı ve oyuncular başka kulüplerle anlaşmak zorunda kaldı. Kısa sürede yeniden toparlanan ve bu sefer isim değişikliği ile liglere katılan Türkgücü Münih takımı adını Türk SV 1975 olarak değiştirdi. Ancak kader yine aynıydı ve kulüp daha önce yaşadığı ırkçı saldırılara yine maruz kaldı, yeniden ekonomik sıkıntılar çekti. 2009 yılında yaşanan bu sıkıntılara daha fazla dayanamayan kulüp yeniden kapanmak zorunda kaldı. 2010 yılına gelindiğinde Acıbadem Hastaneleri sahibi Mehmet Ali AYDINLAR ve Kurucu başkan Hüseyin DELEMEN kulübün borçlarını üstlenerek Almanya sporundaki Türk varlığına devam edilmesine olanak sağladı. Daha önce Türkgücü Münih’ten ayrılanların kurduğu Ataspor’la birleşip yeni adı Türkgücü Ataspor ile liglere katılan kulübün adı 2019-20 sezonunda yeniden Türkgücü Münih olarak değiştirildi.
Kurulduğu günden son güne kadar sürekli hedefleri için mücadele eden kulüp günün birinde Almanya’nın en üst ligi Bundesliga’da mücadele etme gayesi güdüyordu. Bununla birlikte kulübün kuruluşunda aktif rol oynayan eski yönetim kurulu temsilcileri de kulübün hedefleri arasında Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmek olduğunu iletiyorlardı. Mottoları “Gelenekleri Korumak – Kültürleri Birleştirmek” olan kulüp, tarihi boyunca sürekli maruz kaldığı ırkçı saldırılara bu sefer siyasi açıdan da maruz kaldı ve ilk kez bir parti temsilcisi Türk kulübünü Alman liglerinde görmek istemediği görüşünü dile getiriyordu. Gittiği birçok deplasmanda rakip taraftarların ırkçı söylemlerine ve pankartlarına maruz kalan kulüp makus talihini yeniden yaşadı ve bu sezon yeniden finansal problemler çekerek iflas bayrağını çekti. Kasım ayında Almanya Federal Mahkemeleri kulübün borçlarını karşılayamayacak duruma geldiğini açıkladı ve 11 puanını silmek durumunda kaldı. Puanı silinen kulüp deplasmana gidecek yatırımı bile bulamayınca ligden çekilmek zorunda kaldı. Tarihinde daha önce de iflas, finansal zorluklar ve ırkçılık gibi problemler yaşayan kulüp her seferinde tekrar ayağa kalkmayı başardı. Umuyoruz ki Almanya’da yaşayan gurbetçilerimizin de desteğiyle kısa sürede yeniden Türkgücü Münih’i hak ettiği ve bizleri temsil ettiği yerlerde görürüz.
Yazan: Serkan ÖZDEMİR
Editöryal Düzenleme: Yiğit Halil KIRCA