Close

Muhteşem Kaybedenler

“İkinci olmak, kaybedenlerin ilki olmaktır.” demiş Ayrton Senna. Böyle havalı bir sözü öyle bir efsane söyleyince popüler olması kaçınılmaz. Galibiyet hırsı ile nam salmış, belki de bu sayede efsane olmuş bir kazananın böyle bir laf etmeye elbette hakkı vardır. Ancak bu sözlerin popüler kültürde ifade ettiği “ikincilik değersizdir” anlayışı doğru mudur? Cevabım yazının başlığında aşikar: Tabii ki hayır. İlk olarak, kazananın değerini kaybeden belirler. Yendiğin rakibin ne kadar iyiyse kazandığın başarı o kadar büyüktür. Bu yönden baktığımızda kaybetse bile iyi mücadele ortaya koyan sporcular ve takımlar saygıdeğerdir. Rekabet ancak böyle güzelleşir. Ali birçok yönden mükemmel bir spor ikonu olsa da boks yaptığı dönemde Frazier ve Foreman gibi efsanelere üstünlük kurması onun mirasının değerini katlayan bir unsurdur. Frazier ABD’deki en önemli amatör boks şampiyonası Golden Gloves’u 3 defa kazanmış, olimpiyat şampiyonu olmuş ve 3 yıl boyunca dünya ağır sıklet boks şampiyonu ünvanını korumayı başarmış bir isimdir. Foreman ise Frazier’ı yenip onun kemerini almış, genç yaşında Ali’ye bu kemeri kaptırsa da azmi ve yetenekleri sayesinde 45 yaşında tekrar ağır sıklet dünya şampiyonu olmuş bir adamdır. Böyle rakiplere üstünlük kurmak, zaten efsane olan Ali’nin hikayesini daha da kuvvetlendirmiştir. Ayrıca Ali’ye kaybetmiş olmaları da onların hikayelerinden bir şey eksiltmemiştir. Zira onlar da tarihin en iyisiyle başa baş mücadele veren şampiyonlardır. Dolayısıyla kaliteli bir oyun ortaya koyup kaybedenler elbette bir fark oluştururlar. Kazananın değerini kaybedenin belirlemesinin yanı sıra; mağluplar, muzafferleri daha iyi olmaya zorlarlar. İyi bir rekabet, hem zafer sahibini hem de onu yenmeye çalışanın kendini geliştirmesini sağlar. Federer, Nadal, Djokovic üçlüsü veya Messi ile Ronaldo aynı dönemde oynamasalardı mevcut seviyelerine çıkamayabilirlerdi. Ya da bu kadar uzun süre en üst seviyede kalamayabilirlerdi. Bu isimlerin hiçbirini mağlup diye nitelemek mümkün değildir. Çünkü hepsi alanlarında zirveye çıkmış sporculardır. Fakat dönem dönem bunlardan biri diğerlerinden öne çıkmıştır. Ancak hiçbir zaman bunların arasında zirvede yalnızlaşan olmamıştır desek yeridir. Çünkü biri zirveye çıktığında diğeri hep oradadır. Her an yakalama tehdidi mevcuttur. Bu da hem kariyerlerinin uzamasını hem de seviyelerinin daha da yukarı çıkmasını sağlamıştır. Bir de iz bırakarak kaybedenler vardır. Öyle bir mücadele, öyle kaliteli bir oyun ortaya koyarlar ki mağlup olsalar bile gönüllerin şampiyonu olurlar. Dahası, kendilerinden sonra gelenleri etkileme konusunda galip gelenleri geride bırakabilirler. Bugün 1974 Hollanda Milli Takımı’nın modern futbolu nasıl etkilediğini hala konuşuyoruz. Aynı turnuvayı kazanan Almanya muhteşem yıldızlarıyla hatırlanırken, turnuvanın ikincisi Hollanda iz bırakan takım olarak anılır. Bir diğer kazanamayan 2006 Phoenix Suns takımı da benzer şekilde hafızalarda yer etmiştir. O dönemde final bile oynayamayan takım, bugün bakıldığında geleceğin basketbolunu en çok etkileyen takım olduğu için takdir edilir. O güne kadar alışılmış kalıpların dışına çıkan, denenmemişi deneyen ve daha iyi oyunu bulan bu takımlar şampiyonluk kazanamadıkları için kaybedenlerin ilki diye nitelendirilmeyi hak etmiyorlar. Son olarak ikinci olmak hala muhteşem bir başarı kazanıldığı gerçeğini değiştirmez. En iyi olmamak, çok iyi olmamak anlamına gelmez. İkinci, birinci dışındaki herkesten daha çok hedefine yaklaşandır. Belki de hayallerinin çoğunu gerçekleştirendir. 2013 NBA finallerini 7. maçta kaybeden San Antonio Spurs’te tatlar kaçıktır. Takım, maçı kazanmaları durumunda kutlama yapmak için kapattıkları mekana gitmemeyi düşünmektedir. Ancak koç Popovich “Şampiyon olamamamız, muhteşem bir sezon geçirdiğimiz gerçeğini değiştirmez.” der ve kutlama yapılır. Bir sonraki sene de finallerde aynı rakibi yenerek şampiyon olurlar. Fakat koç, kaybedilen gece, 1 sene sonra kazanacaklarını bilmeden o kutlamayı yaptırmıştır. Muhteşem bir kaybeden olmanın değerini başta kendi takımı olmak üzere herkese göstermiştir. Mücadelesiyle, oyun kalitesiyle, centilmenliğiyle bizlere keyifli anlar yaşatan muhteşem kaybedenlere sevgilerle…

Yazan: Ahmet Tarık ÇAM

Editöryal Düzenleme: Sıla YÜZER & Yavuz AKYOL

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top