Dünyanın her köşesinde hayatı olumsuz etkileyen pandemi süreci, altı ay içerisinde iki olimpiyat oyunu heyecanına tanıklık etmemizi sağladı. Olaylara pozitif bakma konusunda Pollyanna’yı bile geride bıraktığımın farkındayım. Ama tüm dünyanın oldukça kötü günlerden geçtiği bu dönemde bir sporsever olarak olumlu bir şeyler arayışında olmama verin bu ultra optimist yaklaşımımı. Zira bir sporsever için olimpiyat oyunlarını beklemek, kar nedeniyle okulların tatil edilme haberini bekleyen çocukların hislerinden farksızdır. Normal şartlarda 2 yılda bir kez yaşadığımız bu müstesna dönemi, 6 ay içerisinde iki kez bizlere yaşatan koronavirüse teşekkür edecek kadar işi ileriye götürme niyetinde değilim elbette. Sadece bunun biz sporseverler için ne kadar lüks ve istisna bir durum olduğunu anlatma niyetindeyim.
Gezegenin dört bir yanından gelerek alışık olduğumuz olimpiyat coşkusunu yansıtan seyircilerin kısıtlama nedeniyle katılım sağlayamamasının yanında, oyunların boykotun gölgesinde düzenlenmesi ve dünyanın bu çağda hiç alışık olmadığı bir durum olan savaş ihtimaliyle karşı karşıya olması, global olarak beklenen ilginin gerisinde kalınmasına neden oldu. Tüm bunlara ilave olarak, temelini doğadan alan kış oyunlarının, yapay bir şekilde karla kaplanan pistlerde düzenlenmesinin ağzımızda yavan bir tat bıraktığı gerçeğini atlamamak gerekir. Evet, Pekin tarihte hem yaz hem de kış olimpiyatlarına ev sahipliği yapan ilk şehir oldu. Umarım ilk olmanın yanında tek olma unvanını da sonsuza dek korur!
Oyunlar yine birçok tarihi başarının yanı sıra ilham veren hikayelere, hayal kırıklıklarına ve baskıyla mücadelede yaşanılan zorluklara sahne oldu. Yani spora dair, insana dair çok fazla doğal şey barındırdı içinde bu yapay ortama rağmen. Bu yazının da temasını oluşturan isimler, bahsettiğim duyguların ana karakterlerinden başkaları değil.
Kamila Valiyeva
Olimpiyatlar tarihine adını altın harflerle yazdırması beklenirken ilk sayfaya umulmadık bir başlangıç yapan 15 yaşındaki artistik buz pateni yıldızı… Yaşı ile kendisinden beklentiler arasında ters orantıya sahip sporcular konulu bir liste yapılsa, zirveyi alması sürpriz sayılmayacak isimlerden Kamila Valiyeva. Hem tek kadınlar hem de takım müsabakalarını domine ederek iki altın madalyayla Pekin’den ayrılması beklenen Valiyeva, oyunlara başlangıç performansıyla beklentileri boşa çıkarmayacağının sinyalini veriyordu adeta. Takımlar müsabakasında altın madalyaya uzanan Rusya Olimpiyat Komitesi (ROK) adına en çok ön plana çıkan isim olan Valiyeva, olimpiyatlar artistik buz pateni branşında dörtlü atlayış hareketini gerçekleştiren ilk kadın sporcu olarak da tarihe geçiyordu. Tek kadınlar müsabakaları öncesi Aralık ayına ait doping testinin pozitif çıkması nedeniyle oyunlardan diskalifiye edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalırken, takımlarda kazandığı altın madalya için de tören düzenlenmeme kararı alınmıştı. Bunun yanında tek kadınlarda da podyumda yer alması halinde madalya töreninin düzenlenmeyeceğinin açıklanması, henüz “çocuk” olarak nitelendirebileceğimiz bir yaşta bulunan efsane adayımızın üzerindeki baskıyı oldukça artıran etkenlerdi. Final öncesi yapılan elemelerdeki performansı ve ilk sırayı alması bu baskıyla mücadele edebildiğini düşündürse de performansının ardından gözyaşlarını tutamaması, bu durumla mücadele etmekte ne kadar zorlandığının dışa vurmuş haliydi adeta. Nitekim finalde kendi standartlarının oldukça altında bir performans sergileyerek, favori olarak katıldığı organizasyondan 4. sırada ayrılmak zorunda kaldı. En tecrübeli sporcuların bile etkilenmesi kaçınılmaz olan bir durumda, 15 yaşındaki bir sporcunun bununla mücadele etmesini beklemek fazla iyimserlik olurdu elbette. Umalım ki bu olay, henüz yeni çiçek açmış bir meyvenin beklenmedik bir Nisan soğuğu ile yok olup gitmesi sonucunu doğurmaz ve dünya spor tarihine geçmesi muhtemel bir isim, tarihin en görkemli sayfaları yerine tozlu raflarda kendine yer aramak zorunda kalmaz.
Mikaela Shiffrin
Baskıyla mücadele demişken bu ismi anmamak olmaz. ABD’li kayakçı Mikaela Shiffrin, Pekin 2022’de ülkesini Alp Disiplini branşında temsil etti. Ancak onu diğer ABD’li sporculardan ayıran bir özelliği vardı. ABD basını tarafından olimpik milli takımın adeta sembol ismi olarak lanse edilen ve kış olimpiyatları denince akla gelen ilk isimdi Shiffrin. Geçmiş olimpiyattaki altın madalyasının yanı sıra, Alp Disiplini Dünya Kupası müsabakalarında elde ettiği başarılar, kendisinden beklentileri oldukça arttırmıştı. Ancak o, en büyük favori olarak nitelendirildiği yarışmaları tamamlamayı dahi başaramayarak büyük hayal kırıklığı yarattı. Yapay pistte yapılan müsabakalarda doğal olan tek şey onun gözyaşlarıydı belki de. Halihazırda Dünya Kupası genel klasman liderliğini sürdüren Shiffrin’in, böylesine bir travmayı nasıl atlatacağı merak konusu.
Nathan Chen
ABD milli takımın baskı altındaki bir diğer yıldız ismi ise Nathan Chen’di. Artistik buz pateni tek erkekler dalında yarışan Chen, gerek Çin asıllı olup ABD adına Çin topraklarında yarışmanın, gerekse Yuzuru Hanyu gibi güçlü bir rakiple mücadele etmenin baskısı altındaydı. Bu baskıyı iyi yöneten Chen, dünya rekoru kırdığı oyunlarda Yuzuru Hanyu’nun da beklentilerin altında kalmasıyla altın madalyaya ulaşmayı başardı.
Kaillie Humphries
Sadece bu kış oyunlarının değil olimpiyat tarihinin en ilginç hikayelerinden birine sahip bir hanımefendi kendisi. Bobsled branşında ilk kez bu oyunlarda düzenlenen monobob kadınlar müsabakalarında elde ettiği altın madalya, onu başlı başına olimpiyat tarihine geçiren bir unsurken, Humphries bununla da yetinmeyip üst üste 4. kez olimpiyatlarda madalyaya (3’ü altın) uzanmış oluyor. Buraya kadar bile kendi adıma etkileyici bir sporcuyla karşı karşıya olduğumu itiraf etmeliyim. Ancak bu kadarıyla da yetinmiyor Humphries. Kendisi 2019 yılına kadar Kanada adına mücadele ederken, o yıl almış olduğu kararla ABD takımı adına yarışmaya başlıyor ve bu oyunlarda kazandığı altın madalya ile iki farklı ülke adına altın madalya kazanan bir olimpik sporcu olarak tarihe bu alanda da geçmeyi ihmal etmiyor.
Gabriella Papadakis & Guillaume Cizeron
Pekin 2022 Kış Olimpiyatları buz dansı branşında rekor puanla zirveye uzanan Fransa temsilcisi çiftimizin tanışma hikayesi, 17 yıl öncesine kadar uzanıyor. Her ikisi de henüz 9 yaşındayken Papadakis’in buz dansı eğitmeni olan annesinin bu çifti eşleştirmesi tarihi başarının temellerini atmış. O günden itibaren pist üzerinde partnerliğini sürdüren ikili, bu uyumun meyvesini 14 Şubat’taki final müsabakalarında tarih yazarak almış oldu.
Johannes Thingnes Boe & Tarjei Boe
Pekin 2022’nin yapay ortamına rağmen karşımıza çıkardığı en doğal ve iç ısıtan hikayelerden biri… İki Norveçli, aynı dalda dünyanın en önemli organizasyonunda onlarca rakiple mücadele ettiler. 12 Şubat’ta gerçekleştirilen Biatlon sprint yarışından bahsediyorum. Bu mücadelenin sonunda podyumda iki Norveçlinin bir arada olması elbette sürpriz sayılmazdı. Ancak bu ikilinin kardeş olması, hikayeyi çok daha müstesna bir hale getiriyor. Tarjei müsabaka sonrası “Johannes ile podyumda olmak bir peri masalı” diyerek, bize söylenecek pek bir şey bırakmıyor. Bir ebeveyn için yaşanabilecek en gururlu anlardan biridir şüphesiz…
Eileen Gu
Olimpiyatların parlayan yıldızı olmak için en büyük adaylardan biri şüphesiz Eileen Gu. Babası Amerikalı, annesi ise Çinli bir göçmen olan Eileen Gu, hemen her basın toplantısında “Amerika’da Amerikalıyım, Çin’de ise Çin’liyim” sözünü tekrar ediyordu. Çin adına serbest stil kayak branşında yarıştığı oyunlardan 2 altın ve 1 gümüş madalya ile ayrılan Eileen, söylediklerinin altını fazlasıyla dolduran bir performans ortaya koyarak oyunların sembol isimlerinden biri olmayı başardı.
Shaun White
2022 Pekin Olimpiyatları, aynı zamanda bir efsaneye veda töreni niteliğindeydi. Snowboard branşını yakından takip eden hemen herkesin gönlünden, Shaun White’ın en azından bir madalyayla müsabakaları tamamlaması geçiyordu. Ancak efsane sporcu, son yarışında yaşadığı talihsiz düşüş nedeniyle kalp kırıklığı ile veda etmiş oldu görkemli kariyerine. 2006 Kış olimpiyatlarında kazanılan altın madalya ile başlayan, 2017’de Yeni Zelanda’da yaşadığı büyük kazanın ardından toparlanarak 2018’de ABD’nin tarihindeki 100. Kış Oyunları altın madalyasına uzanan, toplam 5 olimpiyata katılım ve 3 altın madalyayla taçlandırılan, bu sporun öncüsü olarak birçok gence ilham veren ve gerisinde bıraktığı mirasla her daim hatırlanacak efsane kariyere saygıyla veda edildi.
Ayumu Hirano
Snowboard demişken onu anmamak olmazdı. Ayumu Hirano, 2014 ve 2018 Kış Olimpiyatlarının gümüş madalyalı ismi olarak bu oyunlara da favori olarak geldi. Ancak onun için bu oyunları özel kılan bir durum daha söz konusuydu. Sadece 6 ay önce 2020 Yaz olimpiyatlarında ev sahibi Japonya adına madalya umuduyla kaykay dalında mücadele etmesine karşın, istediği dereceyi elde edememiş ve hem yaz hem de kış oyunlarında madalya kazanma şansını kullanamamıştı. Ülkesi ve kendisi adına yaşanan bu hayal kırıklığını telafi etmek için Çin’de kazanılacak bir altın madalya biçilmiş kaftandı adeta. Nitekim bu fırsatı iyi değerlendiren 23 yaşındaki Hirano, olimpiyatlarda ilk altınına ulaşırken toplamda 3. madalyasını kazanmış oldu.
Bizimkiler
2022 Kış Olimpiyatları ülkemiz açısından da ilklere sahne oldu. Alp disiplini, kayaklı koşu, kayakla atlama ve kısa mesafe sürat pateni branşlarında temsil edildiğimiz oyunlarda en dikkat çeken isim, kısa mesafe sürat pateninde 6. olarak ülkemize kış oyunlarındaki en iyi derecesini getiren 20 yaşındaki Furkan Akar oldu. Son dönemdeki büyük çıkışıyla dikkatleri üzerine çeken Fatih Arda İpçioğlu da normal tepe ve geniş tepe müsabakalarında elemeleri geçmesine karşın finale kalacak dereceleri elde edemedi. Normal tepede 36. ve geniş tepede 40. sırayı alan İpçioğlu, ülkemiz adına öncü olduğu bu branşta gelecek için umut vermeyi ve birçok gence ilham kaynağı olmayı sürdürdü.
Madalya Sıralaması
2022 Kış olimpiyatlarının ardından madalya sıralamasının zirvesinde sürpriz bir tabloyla karşılaşmadık. Norveç, kış oyunlarındaki başarı alışkanlığını uzak doğuya da taşımış oldu. Almanya ikinci basamakta kendine yer bulurken, ev sahibi Çin, ABD önünde 3. sırayı alarak dikkat çekti.
Boykot ve Protesto
Oyunlar için Pekin’in ev sahipliğiyle başlayan ve zaman zaman artan tepkilerin oyunlar sırasında da kendine yer bulması düşünülürken, beklentilerin aksine sakin bir olimpiyat süreci olduğunu söyleyebiliriz. İnsan hakları ihlallerine uğrayan Tibetliler, Hong Konglular ve Sincan eyaletinin Uygurları için oyunlar öncesinde uluslararası arenada seslerini duyurmak için bir fırsat olabileceği yorumları yapılırken, IOC’nin bu konuda sporculara getirdiği caydırıcı yaklaşım işe yaramışa benziyordu. Bir kişi hariç ama… Ülkesi Ukrayna’yı skeleton branşında temsil eden Vladyslav Heraskevych, sarı-mavi renkli “No War in Ukraine” pankartını kameralara göstererek akılda kalan tek protestoya imza attı.
2022 Pekin Kış Olimpiyatları boykotların ve savaş ihtimalinin gölgesinde, yapay olarak dizayn edilen pistlerde düzenlenmesine rağmen yine birçok doğal hikayeyi içerisinde barındırdı. 6 ay gibi kısa bir süre içerisinde iki kez olimpiyatlara tanıklık etme fırsatı yakalamış olsak da, bir dahaki oyunlar için iki buçuk sene beklemek zorundayız. Gelecek yıllarda en büyük temennimiz olimpiyatların doğal yapısının korunması, IOC’nin sporun sahip olduğu global gücü, insan hakları ve dünya barışı lehine kullanması yönünde.
Yazan: Mehmet SOYLU
Editöryal Düzenleme: Medine CANARSLAN & Yavuz AKYOL