Oyun tarihinde bir ilk olarak bu sene Tokyo Olimpiyatları’nda trans ve interseks sporcuların yarışmasının ardından Uluslararası Olimpiyat Komitesi, yapmış olduğu açıklama ile sporda cinsiyet eşitliği açısından oldukça önemli kararlar almış olduklarını duyurdu. Yapılan açıklamalar neticesinde trans ve interseks sporcular dahil olmak üzere bu sporculara yönelik tıbbi olarak gereksiz diye nitelendirilebilecek prosedürlere veya tedaviye tabi tutulmasını gerektiren politikalar kaldırıldı.
IOC tarafından hazırlanan altı sayfalık bildiride, spor müsabakalarında izlenmesi gereken sporun “insan haklarına saygıya dayalı” olarak kabul gören ilkelere uygunluk getirileceği belirtilmiştir. Bu ilkeler kapsamında zararın önlenmesi, ayrımcılık yapmama, uygunluk kriterlerinin adil bir şekilde ve sporcuların cinsiyet kimlikleri, fiziksel görünümleri ve/veya cinsiyet farklılıkları temelinde sistematik olarak rekabetten dışlanmayacak şekilde oluşturulması ve uygulanması gerekmesi de bulunmaktadır.
Salı günü sanal ortamda gerçekleştirilen soru – cevap oturumunda bugüne kadar özellikle kadınların spor müsabakalarında rekabet edebilmesi için yapılan müdahalelerin sağlıkları üzerinde olumsuz etkisi olabileceğini kabul eden IOC, aynı zamanda bir sporcunun cinsiyetinin tespiti için yapılan testlerin insan haklarına aykırı, saygısız olduğunu kabul etti.
İnsan haklarında saygıyı kapsayan ilkeler ışığında sporcuların spor faaliyetlerinde rekabet etmesi için artık hormon düzeylerinde değişiklik yapmalarına gerek kalmayacağını vurgulayan IOC, cinsiyet kimliği ne olursa olsun herkesin, ihtiyaçlarını ve kimliklerini tanıyan ve bunlara saygı duyan, güvenli, taciz içermeyen bir spor ortamının sağlanacağını duyurdu.
IOC tarafından belirlenen, insan haklarına dayalı bu çerçeve IOC’nin 2015 yılında yayınladığı ve testosteron seviyesi yüksek olan bazı yarışmacıların tedavi görmesini gerektiren yönergenin ilga olmasına neden olmaktadır. Belirtmek gerekir ki, 2015 yılında yayınlanan yönerge öncesi testosteron seviyesinin sınırın üzerinde olan sporcuların cerrahi müdahale yapılması gerektiğini bildiren IOC, zaman içerisinde kademeli olarak insan haklarına uyum politikası izlendiğini gözler önüne sermektedir.
IOC tarafından atılan bu büyük adım karşısında diğer spor organizasyonlarının ne yapacağı merak konusu. Zira IOC’un yapmış olduğu bu açıklama yalnızca olimpiyat oyunları kuralları için geçerli olup IOC, her spor dalında ayrıca ele alınması gereken bir rekabetin söz konusu olması nedeniyle federasyonların kendi kurallarını oluşturabileceğini belirtmiştir. Daha önceki yazımızda anlattığımız Semenya Caster kararında da belirtildiği üzere testosteron seviyesine sınır konulması, birçok hak kaybına neden olmaktadır. Federasyonların ve/veya spor organizasyonları tarafından da insan haklarına saygılı düzenlemeler yapılması gerekmektedir. En azından bugün IOC tarafından yapılan bu açıklama sporda cinsiyet eşitliği bakımından önemli bir adımın atıldığını göstermektedir. Bu açıklamaların Spor Tahkim Mahkemesi önüne gelecek uyuşmazlıklarda değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ise ayrı bir merak konusudur.
Yazan: İpek PALAMUT ÇAĞAN
Editöryal Düzenleme: Serkan ÖZDEMİR & Yavuz AKYOL