Trabzonspor’un şampiyonluğu ile tamamlanan 2021-22 Süper Lig sezonunun öyküsünü bu yazı ile birlikte sizinle paylaşıyor olacağız.
Bir kez daha değişen ve değişecek olan yabancı oyuncu sayısı kuralı, hakem ve VAR hataları, meslekten ihraç edilip sonrasında yeniden göreve iade edilen hakemler, değişen MHK yönetimleri, tartışmalı gözlemci raporları, mahkemeler, bir türlü netleşmeyen yayın ihalesi, istifa eden TFF Başkan’ı, seçimler derken bir Süper Lig sezonunu daha geride bıraktık.
Türk futbolunda her sezon olduğu gibi bu sezon da pek çok kaotik olay yaşandı, komplo teorileri paylaşıldı, sataşmalardan geri durulmadı, hakaretler edildi, kavgalar yapıldı… Bunların hepsi ama hepsi başlı başına çok üzücü şeyler olsa da; geride bıraktığımız sezonun en üzücü anı, Konyaspor futbolcusu Ahmet Çalık’ın Ankara’da geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesiydi.
Ahmet Çalık, genç yaşta elde ettiği başarılar, karakteri ve eylemleri ile spor dünyasındaki herkese rol model oluşuyla, fedakarlığı ve yardımseverliğiyle, kaptanlığıyla; taraflı tarafsız herkesin hayatına bir şekilde olumlu etki eden, örnek bir insandı. Onun kaybı herkesi çok derinden etkiledi.
Takımlar, oyuncular, federasyonlar onun anısını tüm spor branşlarında yaşatmaya çalıştılar. Ama bu fazla uzun sürmedi ve biz kendi kısır çekişmelerden ibaret spor gündemi döngümüze geri döndük.
Yazımızın geri kalanında lig sıralamasına göre takımların sezon performanslarına, altın, gümüş ve bronz İlk 11 tercihlerimize yer verelim.
TRABZONSPOR
Şampiyon Trabzonspor 2021-22 sezonuna, bu sene ilk kez yürürlüğe giren UEFA Konferans Ligi’ndeki 3. ön eleme mücadelesinde Norveç temsilcisi Molde ile oynadığı iki maçla başladı. UEFA, bu sezon yeni bir karar alarak deplasman golü avantajını kaldırdı. Bu yeni karar Trabzonspor’un Molde karşısında turu geçmesine de yardımcı olacaktı. Akyazı’daki ilk maç, 3-3 gibi bol gollü bir beraberlikle sonuçlandı. ikinci maçta deplasmanda Edgar Ié’nin golü ile Trabzonspor öne geçse de; 90+7. dakikada Björn Sigurdarson’un golüne engel olamayınca maç uzatmaya gitti. Penaltılarda rakibine 4-3’lük üstünlük kuran Trabzonspor, bir sonraki turda José Mourinho’nun AS Roma’sı ile eşleşiyordu. Akyazı Şenol Güneş Spor Kompleksi’nde oynanan ilk maçta Trabzonspor, rakibine karşı üstün oynayan taraf olsa da sahadan 2-1 mağlup ayrılıyordu. Roma Olimpiyat Stadyumu’nda oynanan maçta da Bryan Cristante, Nicolò Zaniolo ve Stephan El Shaarawy’nin gollerine engel olamayan Trabzonspor, AS Roma’ya 3-0 yenilerek Avrupa Kupaları’na veda ediyordu.
Yeni Süper Lig sezonuna ‘Fırtına’ gibi başlayan Trabzonspor, Yeni Malatyaspor’u, Sivasspor’u ve Giresunspor’u yenerek hemen sezonun başında 3 maçta 3 galibiyet almayı başardı. Evlerinde oynadıkları 4. haftadaki Galatasaray maçında Emre Kılıç’ın attığı 2 şahane gol ile 2-0 geriye düşseler de; Andreas Cornelius ve Anthony Nwakaeme’nin golleri ile geri dönmeyi başardılar ve maç 2-2 sonuçlandı. Trabzonspor, ligdeki ilk 15 maçında yenilgi yüzü görmedi. Takım, 15 maçta 12 galibiyet ve 3 beraberlik elde ederek 39 puan toplamış; 2. ve 3. sıradaki Konyaspor ve Fenerbahçe’ye 12’şer, 7. sıradaki Galatasaray’a 16 ve 9. sıradaki Beşiktaş’a 18 puan fark atmayı başarmıştı. 16. hafta maçında Antalyaspor, Fredy’nin Kabusu gibi Trabzonspor’un üzerine çöktü ve ligdeki ilk yenilgisini tattırmış oldu. Andreas Cornelius ile öne geçen Trabzonspor, Fredy’nin ve Dorukhan Toköz’ün kendi kalesine attığı gol ile sahadan 2-1 mağlup ayrıldı.
Trabzonspor, Lig’in 29. haftasına kadar dominasyonunu sürdürdü. Karadeniz Fırtınası 29 haftada 21 galibiyet, 7 beraberlik ve 1 mağlubiyet ile 70 puan topladı. 30. haftadaki Çaykur Rizespor karşısında alınan 3-2’lik mağlubiyetle birlikte etkinliğini yitiren Trabzonspor, sonraki 8 karşılaşmada yalnızca Adana Demirspor’u 3-1’lik skorla yenmeyi başardı.
Trabzonspor’un sezon başında kadrosuna kattığı Cornelius, Bruno Peres, Siopis ve Marek Hamsik takıma önemli katkılarda bulundu. Ara transfer döneminde de Edin Visca’yı kadroya dahil eden Trabzonspor, yaşanan sakatlıklar ve form düşüklüklerine rağmen kadro istikrarını koruyarak şampiyonluğa ulaşmayı başardı. Trabzonspor, bir yandan güncel sportif başarılar transfer yaparak para harcasa da; bir diğer yandan gelecekteki kadro planlaması adına genç oyunculara da yatırım yaptı. Taha Altıkardeş, Emrehan Gedikli, Enis Destan, Batuhan Kör ve Kerem Şen gibi genç Türk oyuncular kadroya dahil edildi. Trabzonspor, 14.5 milyon €’luk transfer harcaması yaparken; yalnızca Caleb Ekuban’ın Genoa’ya transferinden 1.8 Milyon €’yu transfer geliri olarak kasasına koyabildi.
Trabzonspor’da sezonun en güzel öykülerinden birisi de genç stoper Ahmetcan Kaplan’ın önemli bir süre bularak, olumlu bir performans sergilemesi oldu. 19 yaşındaki sol ayaklı stoper, ligde 12 maçta 791 dakika süre aldı ve takımının zor anlarında fark yaratan oyunculardan biri oldu.
Anastasios Bakasetas, Marek Hamsik ve Berat Özdemir sezonun ilk yarısında muazzam bir ilk yarı geçirmelerine rağmen ikinci yarıyla birlikte onların da performansları önemli ölçüde düştü. İkinci yarı ile birlikte Trabzonspor’un orta sahadaki Trio’su değişti. Manolis Siopis, Dorukhan Toköz ve Abdülkadir Ömür’den oluşan yeni Trio savaşçı, mücadeleci özellikleriyle dikkat çekti.
Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun 2018’de göreve gelirken ifade ettiği şey şuydu “Çantamızda parayla gelmiyoruz, 3 yıl sabır istiyorum. Yolun sonunda herkes bu takımla gurur duyacak. 10 milyon insanın umudu bir takımdan bahsediyoruz. Oluşturulacak plan, program ve uygulamalar kendisini zaten gösterecektir.” Ahmet Ağaoğlu’nun söyledikleri gerçek oldu. 3 yıl dişini sıkıp, sabreden camia, 4. yılın sonunda 38 yıl aradan sonra ilk lig şampiyonluğunu kazanmayı başardı.
FENERBAHÇE
Sezonun neredeyse tamamını taraftarıyla, camiasıyla, başkanıyla, futbolcusuyla bir küskün bir barışık geçiren Fenerbahçe, ligin son periyodu hariç bir türlü istikrarlı bir görüntü sergileyemedi.
Vítor Pereira liderliğindeki Fenerbahçe, Süper Lig’de Adana Demirspor, Antalyaspor ve Altay; UEFA Avrupa Ligi’nde de HJK Helsinki galibiyetleri ile sezona başladı. Bu 5 maçta alınan 5 galibiyette Fenerbahçe kalesinde sadece 2 gol görüyor, genç oyuncular Muhammet Gümüşkaya, Arda Güler ve Fatih Şanlıtürk boy gösteriyordu. Tüm camia takımın oynadığı oyunu beğeniyordu. Vítor Pereira taraftarı arkasına almıştı. Taraftarların ağzında tek bir cümle vardı: “Vardır Vitor hocamın bir bildiği.”
Ancak her şey Ekim’deki milli ara sonrası altüst oldu. Trabzon deplasmanında 3-1 kaybedilen maç sonrasında Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yapılan megafonlu açıklamalarla taraftarı örgütleme çalışmasının ardından Fenerbahçe, üst üste 4 maçtan galibiyet çıkartamadı.
21 Kasım’da Galatasaray deplasmanında alınan 2-1’lik galibiyetin ardından takım, 7 maçta yalnızca tek galibiyet alabildi. Kadıköy’deki Beşiktaş derbisinde alınan 2-2’lik beraberliğin ardından Vítor Pereira ile Fenerbahçe’nin yolları ayrıldı. 21 Aralık – 12 Ocak tarihleri arasında takımın başında Zeki Murat Göle yer aldı. Zeki hoca yönetimindeki Fenerbahçe 3 lig maçında 4 puan toplayabildi. Türkiye Kupası’nda ise zor da olsa uzatmalarda Afjet Afyonspor’u 2-0 yenerek tur atladı. 13 Ocak itibariyle takımın başına İsmail Kartal getirildi. İsmail Hoca da ligdeki ilk 4 maçında yalnızca 5 puan toplayabildi. Hemen akabinde evinde Kayserispor’a 1-0 yenilerek Türkiye Kupası’na veda etti. UEFA Konferans Ligi’nde her iki maçta da Slavia Prag’a 3-2 yenilerek Avrupa Kupaları’na veda edilmişti. Bu süreçte İsmail Kartal takımın başında maçlara çıkıp sportif başarı için mücadele ederken, Başkan Ali Koç da yurtdışı seyahatlerine çıkarak önümüzdeki sezon takımın başına geçirmeyi istediği teknik direktörler ile görüşüyordu. Herkes, Joachim Löw’e bitti gözüyle bakıyor ve gelecek sezon için sabırsızlanıyordu. Ama tüm bunların akabinde hiç beklenmeyen bir şey oldu. İsmail Kartal yönetimindeki Fenerbahçe ligde 13 maç yenilgi yüzü görmedi. Alınan 11 galibiyet, 2 beraberlik, oynanan güzel futbol, yükselen oyuncu performansları, Arda Güler’in yeniden pırıl pırıl parlaması İsmail Kartal’a duyulan güveni arttırırken; gelecek yeni teknik direktörlere dair soru işaretlerini de aynı ölçüde arttırıyordu.
Fenerbahçe, Avrupa’dan elenip ligde ivme kazanırken Mart ayındaki milli arada takım kaptanı Mesut Özil yönetim kararı ile kadro dışı bırakılıyordu. Mesut, sezon boyunca tartışılan yegane isimlerden biriydi. Trabzonspor yenilgisi sonrası Sabiha Gökçen’de taraftarları örgütlemek adına konuşma yapmaya zorlanmış; Başkan Ali Koç tarafından ticari faaliyetlerine ara verip saha içine odaklanması adına uyarılmış, otoriteye ve teknik direktöre karşı tutumu sorgulanmış, en sonunda da kadro dışı bırakılmıştı. Taraftarlar da Mesut’un saha içindeki performansından memnun değillerdi. Mesut’a küsüp aynı mevkide oynayan genç Arda Güler’in daha fazla süre almasını istiyorlardı.
Sezon, Fenerbahçe adına böylesine güzel bir şekilde sonlanırken; geçmiş şampiyonluk sayılları ve Jorge Jesus’un maaşı, istediği transfer bütçesi gibi kısır tartışmalar ile takımın gündemi tatsızlaştı.
Sezon başı transfer edilen Min-jae Kim ve Miguel Crespo’nun yanı sıra Ferdi Kadıoğlu, Miha Zajc, Mert Hakan Yandaş ve Altay Bayındır’ın sergiledikleri performanslar son derece etkileyiciydi. Bu isimlere standartlarını zorlayan Serdar Dursun ve Serdar Aziz performansları da eklenince; pek de kötü sayılamayacak bir sezon daha Fenerbahçe adına geride kalmış oldu.
Bu sezonun Fenerbahçe adına en büyük kazanımı ise; Arda Güler oldu. Hepimizin gözlerinin önünde bir fenomen doğdu. Arda sahip olduğu teknik beceriler, top hakimiyeti ve oyun görüşü ile Fenerbahçe taraftarları başta olmak üzere hepimizi kendisine hayran bıraktı. Takımına bir şekilde küsmüş taraftarlar bile onu canlı canlı izleyebilmek adına Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’na akın etti. Tribünler onu izlemek için gelen taraflı tarafsız futbolseverler ile doldu taştı.
KONYASPOR
Geride bıraktığımız 2020-21 sezonunda Süper Lig’i 50 puan ile 11. sırada bitiren Konyaspor, bu sezona harika bir başlangıç yaptı. İlk dört haftada Sivasspor, Başakşehir FK ve Altay’ı yenen yeşil-beyazlılar, Adana Demirspor ile de berabere kaldılar. Sonraki dört haftada da Giresunspor, Trabzonspor, Kasımpaşa ve Alanyaspor ile berabere kaldılar. Sezonun ilk mağlubiyetlerini de 9. haftadaki Galatasaray deplasmanında tattılar. Galatasaray maçının hemen akabinde performanslarını arttırıp üst üste Kayserispor, Fenerbahçe, Göztepe ve Rizespor’u yenmeyi başardılar. Konyaspor’un bu sezondaki başarılarında, hücum hattındaki en önemli katkıyı Serdar Gürler veriyordu. Serdar, ligin ilk yarısında Konyaspor ile 18 maça çıkarken; 1.298 dakika süre aldı ve 4 gol 6 asistlik skor katkısı verdi. Edin Visca’nın Trabzonspor’a transferi sonrası oluşan boşluğu Başakşehir FK, Serdar Gürler’i 800 Bin € karşılığında kadrosuna dahil ederek doldurdu.
Ahmet Çalık’ın trajik bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirmesi ve Serdar Gürler’in Başakşehir FK’ye transfer olmasıyla 2 as oyuncusunu kaybeden Konyaspor, Adanaspor’dan Uğurcan Yazgılı’yı, Antalyaspor’dan Amilton’u alarak ve Çaykur Rizespor’dan Alberk Koç’u kiralayarak kadrosunu takviye ediyordu.
Ocak ayını da iyi bir form grafiği ile geçiren takım, Şubat ayında istediği sonuçları alamadı. Mart ayından bugüne her ne kadar istikrarlı sonuçlar alamasalar da, takımın oynadığı arzulu futbol ve gösterilen gelişim taraflı tarafsız herkesi memnun eder nitelikte.
Konyaspor’un bu harika sezonunun baş kahramanı tabiki İlhan Palut. Ancak kulüp, Ahmet Çalık’ın vefatı ile yaşanan travmayı en iyi şekilde atlatmayı başardı. Bu başarıda kulüp profesyonellerinin ve yönetim kurulu üyelerinin de katkıları yadsınamaz.
Sezon sonu itibariyle Konyaspor adına bir üzücü veda daha gerçekleşti. Ocak 2016’da Slovenya’nın NK Domzale takımından Konyaspor’a gelen Nejc Skubic, sezon sonu itibariyle futbol kariyerini sonlandırma kararı aldı. Henüz 32 yaşında bu kararı alan Skubic, Konyaspor’un en önemli oyuncularından biriydi. Bu sezon 3106 dakika süre alan Skubic, takımı adına 1 gol 3 asistlik katkı yaptı.
Konyaspor adına sezonun parlayan oyuncularında Guilherme’ye yer vermezsek olmaz. Ocak 2020’de Polonya’nın Jagiellonia ekibinden yalnızca 100 Bin € bedelle transfer edilen Brezilyalı Guilherme, bu sezon 3417 dakika boyunca Konyaspor formasını terletirken 4 gol 5 asistlik kusursuz bir performans sergiledi ve bu performansı ile de Süper Lig’in en istikrarlı ve en skorer sol bek oyuncusu oldu.
Guilherme’nin yanı sıra Ibrahim Sehic, Zymer Bytyqi, Abdülkerim Bardakçı, Amir Hadziahmetovic ve Endri Cekici’nin performansları çok etkileyiciydi. Konrad Michalak da sürati ile önemli maçlarda büyük takımlara önemli tehlikeler oluşturan bir oyuncu olarak dikkatleri çekti. Yeterince süre bulamasa da Amar Rahmanovic, katkısını takdir ettiğim bir diğer isim oldu.
BAŞAKŞEHİR FK
Sezona Aykut Kocaman yönetiminde başlayan Başakşehir FK, 8 maçta 2 galibiyet ve 6 mağlubiyet elde edince takımın başına Emre Belözoğlu getirildi. Emre Belözoğlu’nun takımın başına geçmesi ile inanılmaz bir ivme kazanan Başakşehir FK, üst üste 5 maçından galibiyetle ayrıldı. Bununla birlikte Emre Belözoğlu yönetimindeki Başakşehir FK, 12 maç yenilgi yüzü dahi görmeyerek önemli bir başarıya imza attı. Takımın bu başarısında en önemli katkıyı Stefano Okaka verdi. Ligin ikinci yarısında istikrarsız bir görüntü çizen Başakşehir FK, son haftalarda yeniden performansını arttırdı ve son 8 maçta mağlup edilemediler.
Léo Duarte ve Tolga Ciğerci’nin bu sezon, takımları adına önemli katkı verdiğini düşünüyorum. Bu oyuncuların yanı sıra Okaka, Berkay Özcan ve Deniz Türüç’ün dönemsel yüksek performansları, takımı lig dördüncülüğüne taşıdı. Ocak transfer döneminde Aston Villa’dan kiralanan Trezeguet’nin katkısı da göz ardı edilemez nitelikteydi.
ALANYASPOR
Sezona Çağdaş Atan yönetiminde başlayan Alanyaspor, ilk hafta maçında Başakşehir FK’nü yenmeyi başarsa da sonraki haftalarda Altay’a 4-1, Hatayspor’a 5-0 yenilmesi neticesinde Çağdaş Hoca ile yolları ayırma kararı aldı. Çağdaş Atan’dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna Bülent Korkmaz getirildi. Korkmaz yönetimindeki Alanyaspor, üst üste 3 karşılaşmadan galip ayrıldı ve 8 maç boyunca yenilmedi. Bu serinin hemen akabinde 9 maçta 19 puan kaybedilince Bülent Korkmaz ile de yollar ayrıldı. Bu sefer takımın başına Francesco Farioli getirildi. Farioli’nin gelişi takıma olumlu sirayet etti ve oyuncu performansları yükseldi. Farioli yönetiminde Alanyaspor, 6 maçta yenilgi almadan sahadan ayrılmayı bildi. Alanyaspor, 32, 33, 34. haftalarda oynanan Beşiktaş, Antalyaspor ve Sivasspor karşılaşmalarından üst üste üç yenilgi aldı ve Avrupa Kupaları’na katılma ihtimalini zayıflatsa da sonraki dört maçında Yeni Malatyaspor, Adana Demirspor, Gaziantep FK ve F. Karagümrük’ü yense de Başakşehir FK’nün son hafta maçında şampiyon Trabzonspor’u yemesi ile 1 puan farkla Avrupa Kupaları’na katılım hakkı elde edemedi.
Ligin ilk yarısında takımı adına çıktığı 22 maçta 6 gol 4 asistlik katkı veren Davidson, gösterdiği etkileyici performans sonrası Çin’in Wuhan Three Towns takımına 2 Milyon € karşılığında transfer oldu. Alanyaspor, Davidson’dan oluşan boşluğu farklı oyun içi dizilimleri ve farklı oyuncular ile aşmaya çalıştı. Bunu, kimi zaman başardılar kimi zaman başaramadılar.
Takım kaptanı Efecan Karaca yine muhteşem bir sezon geçirdi. Efecan, bu sezon 34 maçta 5 gol 12 asistlik bir katkı verdi ve takımının en skorer ismi oldu.
Afrika Uluslar Şampiyonasına gitmeden önce Famara Diédhiou’nun da performansı muhteşemdi. Aralık ayı itibariyle performansı yükselen João Novais’i de izlemek çok keyifliydi. Novais, sahip olduğu tekniği oyun görüşü ile birleştirince Süper Lig’in göze hoş gelen özel yeteneklerinden biri olduğunu bize kanıtladı. Fatih Aksoy ve Emre Akbaba’da Alanyaspor’un başarısına önemli katkı verdiler. Tayfur Bingöl ise tam bir joker elemandı. Takımın hangi an hangi role ihtiyacı varsa Tayfur o role bürünüp, o rolün hakkını da layıkıyla veren bir isimdi. Tayfur bu sezon Alanyaspor adına 30 maçta 1572 dakika süre aldı ve 3 gol 10 asistlik katkı verdi. Tayfur’un bulduğu kısa sürelerde yaptıkları ve başardıkları gerçekten inanılmazdı. Kısa sürede çok şey başaran bir diğer isim de Oğuz Aydın’dı. Genç oyuncu sonradan oyuna girerek önemli bir skor katkısı verdi ve ligin dikkat çeken en iyi genç oyuncularından biri oldu. Oğuz’un bu performansı onu U21 Milli Takım’ımıza da taşıdı.
BEŞİKTAŞ
Sezona son şampiyon apoleti ile Sergen Yalçın yönetiminde başlayan Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi için kusursuz ve pahalı bir kadro kurarak rakiplerine de gözdağı vermişti. Şampiyon kapatılan sezonun parlayan yıldızları Rachid Ghezza ve Valentin Rosier kadroda tutulmuş, Miralem Pjanic, Michy Batshuayi ve Alex Teixeira gibi kariyerli isimler de kiralanarak takıma dahil edilmişti. Süper Lig’de harika bir sezon geçiren Salih Uçan da bonservissiz olarak Alanyaspor’dan, Milli kaleci Mert Günok da Başakşehir FK’nden 1.3 Milyon €’ya transfer edilmişti. Tüm bu önemli isimlerin kadroya dahil edilmesine rağmen Vincent Aboubakar ve Dorukhan Toköz takımdan ayrılmıştı.
Beşiktaş, yıldız futbolcularla bezenmiş kadrosu ve fenomen teknik direktörü ile Süper Lig’e harika bir başlangıç yaptı. Takım, ligdeki ilk 5 maçında yalnızca 2 puan kaybetmişti. İşte her şey o 5. haftadaki Antalyaspor galibiyetinden sonra terse dönmeye başladı. Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi temposunu birlikte yürütmekte zorlanan Beşiktaş üst üste kötü sonuçlar aldı. Bu kötü sonuçlarda yaşanan sakatlıklar, hastalıklar, Covid teşhisleri ve kart cezalarının da etkisi yadsınamaz. Öyle ki Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde Ajax deplasmanında oynadığı maçta 11 eksikle sahaya çıktı. Sergen Yalçın, Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig’de kadro kurmakta zorlanıyor, kadro istikrarı sağlanamıyor, oyuncular asli mevkilerinde oynayamıyor ve performans alınamıyordu. Beşiktaş, 30 Ekim – 7 Aralık 2021 tarihleri arasında oynanan 8 maçtan galip ayrılamayınca kulüp efsanesi teknik direktör Sergen Yalçın’la da yollar ayrılmış oldu. Sergen Yalçın’ın yerine geçici antrenör olarak U19 Takım Teknik Direktörü Önder Karaveli getirildi. Önder Hoca, taraftar, yönetim ve medya ile yakın ve duygusal bir bağ kurdu. Herkes bir anda onu destekler pozisyonda birleşmişti. Beşiktaş da bu sinerjiden bir ivme kazanarak iyi sonuçlar almaya başladı. 4 lig maçında 7 puan toplanmış, Türkiye Kupası’nda yola devam edilmiş ve Türkiye Süper Kupası kazanılmıştı. Herkes çok mutluydu. Akabinde Önder Karaveli ile devam kararı alındı ve kalıcı anlaşma imzalandı.
Önder Karaveli ile kalıcı anlaşma imzalandıktan sonra Beşiktaş 9 maçta mağlup olmadı. Ancak son 3 maçını da kazanamayınca Mart ayındaki milli arada Önder Karaveli’nin görevine son verilerek yerine Valérien Ismaël getirildi. Önder Karaveli, Beşiktaş ile toplamda 18 maça çıktı ve 9 galibiyet, 6 beraberlik ve 3 mağlubiyet elde etti.
Valérien Ismaël, ilk lig maçında şampiyon Trabzonspor karşısında iyi bir sınav verdi ve sahadan 1-1’lik skorla ayrıldı. Sezonun son 4 haftasında yenilgi yüzü görmeyen Valérien Ismaël’in Beşiktaş’ı gelecek sezon için taraftara ümit verdi.
Beşiktaş’ta bu sezon dikkat çeken pek çok genç oyuncu vardı. Serdar Saatçi, Emirhan İlkhan, Emre Bilgin, Kerem Kalafat gibi isimler süre buldukları dakikalarda siyah-beyazlı camiada güven uyandırdılar. Ersin Destanoğlu ve Rıdvan Yılmaz’ın performansları yine takdir gördü. Ümraniyespor ile şampiyonluk yaşarken takımının en istikrarlı oyuncularından biri olan Kartal Kayra Yılmaz da takıma geri dönecek. Beşiktaş önümüzdeki sezon akademisinden yetişen genç oyuncuları ile nasıl başarılar elde edecek açıkçası merakla bekliyor olacağım.
ANTALYASPOR
Antalyaspor, Ersun Yanal önderliğinde genç oyunculara yatırım yaparak sezona başladı. Ancak 8 hafta boyunca saha içinde istenen oyun sergilenemeyip, sonuçlar da alınamayınca Ersun Yanal ile yollar ayrıldı. Ersun Yanal, Antalyaspor ile 8 haftada 8 puan toplayabildi.
Ersun Yanal’ın ardından kadroda futbolcu olarak görev yapan Nuri Şahin, teknik direktörlük görevini üstlendi. Nuri Şahin, Antalyaspor’un başında çıktığı 6 lig maçında 10 puan topladı ve takım ivme kazandı.
Ocak transfer döneminde Luiz Adriano, Fernando, Alassane Ndao, Admir Mehmedi gibi tecrübeli ve nokta atışı isimler kadroya takviye edildi. Yeni transferlerin takıma hızlıca adapte olmasıyla birlikte Antalyaspor, 16 maç üst üste yenilgi yüzü görmedi. Antalyaspor en son 20 Ocak 2022’de Çaykur Rizespor’a 2-1’lik skorla kaybetti.
Antalyaspor’da Ruud Boffin yine harika bir sezon geçirdi. Sezon başı Gaziantep FK’nden transfer edilen Güray Vural da istikrarlı oyunu ve skor katkısı ile takımı adına önemli bir rol üstlendi. Doğukan Sinik, sergilediği performans ile kendini futbolseverlere bir kez daha hatırlattı. Doğukan’ın bu performansı onun Stefan Kuntz’un açıkladığı Mart ayı Milli Takım kadrosuna çağrılmasına olanak sağladı. Haji Wright ise sezon başı ve sonunda sergilediği performans ve verdiği skor katkısı ile herkese şapka çıkarttırdı. Ocak ayında takıma dahil olan Luiz Adriano, Fernando ve Alassane Ndao’nun takıma verdiği katkı da kusursuza yakındı.
FATİH KARAGÜMRÜK
Ligin tamamını istikrarsız bir şekilde tamamlayan Fatih Karagümrük, sezona Francesco Farioli yönetiminde başladı. Ligin 15. ve 16. haftalarında üst üste Giresunspor ve Konyaspor’a kaybeden Fatih Karagümrük, Farioli ile yolları ayırarak sürpriz bir kararla Volkan Demirel’i takımın başına getirdi. Volkan Demirel, Fatih Karagümrük’ün başında çıktığı ilk maçta Göztepe’yi 1-0 mağlup etti. F. Karagümrük’ün en istikrarlı olduğu periyot, ligin son düzlüğü oldu. F. Karagümrük, ligin son 7 maçında sadece Alanyaspor’a kaybetti. O mağlubiyette 38. hafta maçında alındı.
Sezon başında Maccabi Tel Aviv’den bonservissiz olarak transfer edilen Aleksandar Pesic’in takımı adına sağladığı gol katkısı müthişti. Pesic sadece skorer kimliği ile değil orta saha ve kenar oyuncularına boşalttığı alanlar, topu saklama ve dağıtma kabiliyeti ile Karagümrük adına fark yaratan en önemli isimdi. Celta Vigo’dan kiralanan Emre Mor da F. Karagümrük’te yeniden doğdu. Emre, sergilediği performans ile kendini Avrupa Futbolu’na yeniden hatırlattı. Tecrübeli kaleci Emiliano Viviano çoğu maçta takımını tek başına sırtladı ve 0’a yakın hata ile sezonu tamamladı. Genç oyunculardan Adnan Uğur ve Levent Mercan’ın performansları görülmeye değerdi. Andrea Bertolacci sezonun ilk yarısında Fatih Karagümrük formasıyla harika bir performans sergiledi. Bu performans onun 1 Milyon € karşılığında Kayserispor’a transfer olmasına imkan sağladı. Ancak Bertolacci, ligin ikinci yarısının başında Kayserispor’a katkı veremedi ve bir rotasyon oyuncusuna dönüştü. Bertolacci, performansını yükseltemeyince Hikmet Karaman’dan formayı bir daha geri almayı başaramadı.
ADANA DEMİRSPOR
2020-21 sezonu sonunda TFF 1. Lig’den Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor, son derece kaliteli ve pahalı bir kadro kurdu. Mario Balotelli, Younès Belhanda, Benjamin Stambouli, Matías Vargas, Britt Assombalonga, Jonas Svensson, Birkir Bjarnason, EArijanet Muric gibi isimler sezon başı kadroya dahil edilirken, Ocak transfer döneminde de Loïc Rémy takviye edildi.
Samet Aybaba yönetiminde sezonu açan Adana Demirspor’da egoların çatışması fazla uzun sürmedi. Samet Aybaba’nın disipliner kişiliği ile barışıklık kuramayan Mario Balotelli takım içerisinde sorunlar yaratmaya başladı. Başkan Murat Sancak’ın tercihi; Balotelli’yi takımda tutup, Samet Aybaba’yı göndermek oldu. Samet Aybaba’dan boşalan teknik direktörlük görevine Vincenzo Montella getirildi. Montella yönetimindeki Adana Demirspor, ilk maçında Fatih Karagümrük’e 4-0 gibi ağır bir skorla yenilse de akabindeki 4 haftada 10 puan toplayarak Montella takım içi sinerjisini yükseltmeyi başardı. Adana Demirspor, 16 – 21. haftalar boyunca 6 maçtan namağlup ayrıldı. Buna rağmen Adana Demirspor ligin son 6 haftasında 5 mağlubiyet alarak Avrupa Kupalarına katılma fırsatını elinin tersiyle itmiş oldu.
Adana Demirspor’da kaptanlardan Samet Akaydın’ın performansı bir hayli dikkat çekiciydi. Hücum hattında da Yunus Akgün ve Matías Vargas’ın skor katkıları çok kritikti. Mario Balotelli de sergilediği üstün performans ile Roberto Mancini tarafından İtalya Milli Takımı’na yeniden çağrıldı. Jonas Svensson, Benjamin Stamboul ve Gökhan İnler’in üstlendiği rol ve sergiledikleri performans da Adana Demirspor’un bu sezonki başarısında yadsınamaz katkılardandı. Tayyip Sonuç, Sinan Kurt ve Khadim Rassoul’un geçen senenin üzerine çıkan performansları takımı destekleyici önemli bir güç oluşturdu.
SİVASSPOR
Mütevazi ve ucuz bir kadro ile sezona başlayan Sivasspor, yine harika işler başardı desek yanlış olmaz. Geride bıraktığımız 2 sezondaki sportif başarıları her ne kadar bu sezon elde edememiş olsalar da; Sivasspor adına hiç de kötü sayılmayacak bir sezon geride kaldı.
Rıza Çalımbay’ın takımı Sivasspor, sezona erken bir başlangıç yaptı. UEFA Konferans Ligi Elemeleri’nde Moldova’nın Petrocub Hîncești ve Gürcistan’ın Dinamo Batumi takımı ile eşleşti ve mağlup etti. Grup aşamalarına katılabilmek için önlerinde sadece tek bir engel kalmıştı. Ancak 2-1 ve 5-0’lık skorlar ile Kopenhag’a kaybeden Sivasspor, Avrupa Kupaları’na veda etti. Süper Lig’de de ilk iki maçında Konyaspor ve Trabzonspor’a yenilen Sivasspor ilk 5 hafta galip gelmeyi başaramadı. Ligin 12 haftası geride kalırken Sivasspor 7 beraberlik alarak yalnızca 13 puan toplayabilmişti. Birçok Süper Lig takımının aksine, alınan kötü sonuçlara rağmen Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, Rıza Çalımbay’ın arkasında durdu ve yola devam ettiler. Aralık ayında Hatayspor, Alanyaspor, Galatasaray ve Kasımpaşa’yı yenerek üst üste 4 galibiyet aldılar ve düşme hattından uzaklaştılar. Sivasspor ligin geri kalanında her ne kadar istikrarlı sonuçlar elde edemese de Türkiye Kupası’nda Final’e kadar yükselmeyi başardılar.
Sezon başı Atromitos’tan bedelsiz olarak transfer edilen Dimitrios Goutas takım savunmasına önemli katkı verirken, aynı zamanda önemli bir skor desteği de verdi. Sivasspor’un duran toplardaki en büyük silahı Goutas, ligde takımı adına 5 gol üretti. Max Gradel, beklendiği üzere yine çok sayıda asist yaparak Sivasspor’un en kritik hücum silahı oldu. Sivasspor adına sezonun en önemli kazanımı ise Kerem Atakan Kesgin oldu.
KASIMPAŞA
Kasımpaşa, 2021-22 sezonuna Jeffrey Bruma, Nicolai Jörgensen, Valentin Eysseric, Ryan Donk, Umut Bozok, Nabil Dirar, Harun Tekin ve Michal Travnik transferleriyle güçlenmiş bir kadro ile başladı. İlk hafta maçında Hatayspor ile 1-1 berabere kalınan maç sonrasında teknik direktör Şenol Can ile yollar ayrıldı. Şenol Can’ın yerine göreve Cihat Arslan getirildi. Cihat Arslan, Kasımpaşa ile çıktığı ilk 2 maçta 4 puan topladı. Ancak sonraki 7 maçta 1 puan alabilince Cihat Arslan ile de yollar ayrıldı. Cihat Arslan’ın yerine Hakan Kutlu teknik direktörlük görevine getirildi. Hakan Kutlu da ilk maçında Yeni Malatyaspor’u 2-0 mağlup etti. Ancak sonraki 6 maçta 2 puan toplayabilince Hakan Kutlu ile de yollar ayrıldı. Hakan Kutlu’dan görevi yardımcı antrenör Sami Uğurlu devraldı. Sami Hoca, 20 Aralık itibariyle Kasımpaşa’nın 2021-22 sezonundaki 4. teknik direktörü olmuştu. 17 hafta geride kalırken Kasımpaşa 11 puan ile ligde 20. ve son sıradaydı. Sami Uğurlu’nun takımın başına geçmesi üzerine takım şahlandı ve 6 maçta 16 puan topladı. 23. hafta geride kalırken Kasımpaşa 27 puan ile 13. sırada konumlanmıştı. Takım sonraki 4 maçtan yalnızca 2 puan toplayabilse de akabindeki 4 maçı da kazanmayı bildi. Sezonu da evlerinde kaybedip deplasmanlarda kazanarak tamamladılar.
Kasımpaşa’nın yükselişinde teknik direktör Sami Uğurlu’nun etkisi olduğu kadar; takıma, devre arası transfer döneminde monte edilen Jackson Muleka’nın da etkisi var. Muleka, Kasımpaşa formasıyla 1063 dakika sahada kalıp 12 gol 5 asistlik akıl almaz bir performans sergiledi.
Genç sol bek Eren Elmalı da Kasımpaşa’nın bu seneki en büyük kazanımlarından biri oldu. 21 yaşındaki Eren, Kasımpaşa adına 2685 dakika görev aldı. Umut Bozok ise Fransa Ligue 2’nin ardından Süper Lig’de de Gol Kralı unvanının sahibi oldu. En son 2012-13 sezonunda Burak Yılmaz, Süper Lig’de Gol Kralı olan Türk oyuncu olmuştu. Burak Yılmaz’dan sonra Umut Bozok’a kadar sırasıyla Aatıf Chahechouhe, Fernandao, Mario Gomez, Vagner Love, Bafetimbi Gomis, Mbaye Diagne, Alexander Sörloth ve Aaron Boupendza bu ünvana sahip olmuşlardı.
HATAYSPOR
Hatayspor, kiralık oyuncuların kulüplerine geri dönmesi ve önemli oyuncuların transfer olarak başka takımlara gitmesi ile dağılan kadrosunu yeniden inşa ederek sezona başladı. Munir Mohamedi ve Mame Diouf dışındaki ilk 11 oyuncuların tamamı değişmişti. Defans ve orta saha hattı sil baştan inşa edilmişti. Sam Adekugbe, Saba Lobjanidze, Ayoub El Kaabi, Dylan Saint-Louis, Mehdi Boudjemaa, Fatih Kurucuk, Kamil Ahmet Cörekçi, Onur Ergün gibi pek çok isim kadroya dahil edilmişti.
Hatayspor, ligin hemen başında Kasımpaşa ile berabere kalıp, Galatasaray’a yenilse de sonraki Alanyaspor, Ç. Rizespor, Kayserispor ve Göztepe maçlarından galip ayrılmayı başardı. Sezonun 11. haftası geride kalırken Ömer Erdoğan yönetimindeki Hatayspor yalnızca 2 kere yenilmiş ve 23 puanla 2. sırada yer alıyordu. Afrika Uluslar Kupası’nın da etkisiyle Hatayspor sezonun geri kalan bölümünde istikrarlı sonuçlar alamadı ve puan tablosundaki konumunu hızlıca yitirdi.
Ayoub El Kaabi, Hatayspor’un yeni Boupendza’sı oldu. El Kaabi 2364 dakika 16 gol 2 asistlik performansı ile Umut Bozok’un Gol Krallığı’ndaki en önemli rakibi oldu. Saba Lobjanidze’nin de takımına vermiş olduğu skor katkısı son derece önemliydi. Lobjanidze bu sezon Hatayspor forması ile 2402 dakika görev yaparken 8 gol 8 asistlik skor katkısı sundu. Kamil Ahmet Cörekci ve Fatih Kuruçuk’un özellikle sezonun ilk yarısındaki göstermiş oldukları performans çok başarılıydı. Genç kaleci Abdullah Yigiter’de Munir Mohamedi’nin Afrika Uluslar Şampiyonası’nda bulunduğu sürede Süper Lig ve Türkiye Kupası’nda önemli işler başardı. Abdullah yaptığı kurtarışlarla Türk futbolseverlerin ilgisini çekerken; gelecek vaad eden Türk kalecileri arasına da ismini yazdırdı.
GALATASARAY
Galatasaray başından sonuna çalkantılarla dolu bir sezonu geride bıraktı. Başkanlığa yeni seçilen Burak Elmas, Fatih Terim’le yola devam dedi. Sezon açılışını teknik direktörsüz yaparak Şampiyonlar Ligi Elemelerine hazırlanan Galatasaray’da seçimlerin ertesi gününde Fatih Terim takımının başında antrenmana çıktı.
Şampiyonlar Ligi Elemelerinde PSV ile eşleşen Galatasaray, her iki maçta da rakibine mağlup olarak UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna devam etti. Bu sefer rakip İskoç St. Johnstone’dı. Rakibini yenen Galatasaray bir sonraki turda Danimarka temsilcisi Randers ile eşleşti. Randers’ı da elemeyi başaran Cimbom, Avrupa Ligi Grupları’na katılmayı başarmıştı. Galatasaray, artık ait olduğu yerdeydi. Bu ana kadar Galatasaray’da her şey akışında normal bir şekilde ilerliyordu…
Süper Lig’deki ilk hafta maçında Kerem Aktürkoğlu ve Marcão arasında saha içinde yaşanan kavga domino etkisi yaratan ilk devrilen taş oldu. O kavganın ardından kısa süreliğine kadro dışı bırakılan Marcão, özür diledi ve affedildi. Marcão, disiplin cezası sona erene kadar ligde oynamasa da Avrupa Ligi maçlarında takımla birlikte sahadaki yerini alıyordu. Lig’de ilk iki maç kazanılmış, Avrupa Ligi’nde gruplara kalınmış; hatta ilk maçta Lazio’yu yenmeyi başarmışsın… Kavga dışında her şey yolunda ilerliyormuş gibiydi.
Kasım ayı gelip çatmıştı. Galatasaray, 12. – 18. haftalar arasında üst üste 7 maçta galibiyet dahi alamadı. O esnada ‘Yönetim Kurulu’ içinden çatlak sesler yükselmeye başladı ve en sonunda da üst üste ayrılıklar gerçekleşti. Rezan Epözdemir ve Köksal Ünlü, yönetim kurulu üyeliklerinden istifa etti. Yönetici Işıtan Gün hakkında ithamlar ortaya atıldı. Yönetimde böylesine fikir ayrılıkları ve çekişmeler mevcutken, saha içinde de istenen futbol oynanamıyor ve sonuçlar da alınamıyordu. Ligde alınan kötü sonuçların ardından bir de Türkiye Kupası’nda Denizlispor’a elenilince teknik direktör Fatih Terim ile yollar ayrıldı. Fatih Terim ile birlikte futbol A takım kadrosundaki pek çok antrenör ve profesyoneller ile de yollar ayrıldı.
Fatih Terim’in ayrılığı bir krize dönüştü. Bu ayrılık sürecinin gerekçeleri, iletişim stratejisi açısından doğru aktarılamadı. Fatih Terim’in sahip olduğu kamuoyu, medya ve lobi gücü başkan Burak Elmas ve Işıtan Gün başta olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerini derinden yıprattı. Galatasaray Yönetimi, taraftarlardan, üyelerden, liselilerden, medyadan sürekli ültimatom yiyor, seçim ve ibrasızlıkla tehdit ediliyordu…
Fatih Terim’den boşalan teknik direktör koltuğu için Galatasaray, Domènec Torrent ile anlaştı. Torrent, 2008 – 2018 yılları arasında Barcelona, Bayern Münih ve Manchester City’de Pep Guardiola’nın yardımcılığını yapmıştı. Akabinde ise; New York City ve Flamengo’da teknik direktörlük yapmıştı.
Teknik Direktör değişikliği de Galatasaray’ın kötü form grafiğini düzeltemedi. Ocak ayı itibariyle Galatasaray 6 maçın hiçbirinden galip ayrılamadı. Akabinde Göztepe ve Çaykur Rizespor karşısında alınan galibiyetler hem Torrent’e hem de Burak Elmas’a kısa süreliğine bir nefes aldırmıştı. Sırada dünyaca ünlü bir rakip vardı. Lazio, Marsilya ve Lokomotiv Moskova’nın olduğu gruptan namağlup lider olarak çıkan Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi TOP32 turunu bay geçmiş.. TOP16’da ise Barcelona ile eşleşmişti. Camp Nou’da 61740 kişinin gözlerinin önünde Barcelona ile 0-0 berabere kalan Galatasaray, evinde 1-0 öne geçtiği maçı 2-1 kaybedince Avrupa Kupaları’na veda etmiş oldu.
Ligde şampiyonluk yarışının çok gerisinde kalan, Türkiye Kupası ve Avrupa Ligi’nden elenen Galatasaray, Mart ayı ortasında hedefsiz kalmıştı. Barcelona yenilgisinden 10 gün sonra gerçekleşen Galatasaray Kulübü Yıllık Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda Burak Elmas ve yönetimi, mali açıdan ibra edilirken, idari yönden ibra edilmedi. Bu da yeni bir seçim kararı anlamına geliyordu. Ancak bu ibrasızlık kararı ve gerçekleştirilen Genel Kurul mahkemeye taşınarak geçersiz kılınmaya çalışıldı. Bu süreçte Eşref Hamamcıoğlu ve Metin Öztürk adaylıklarını ilan etti. 30 Nisan’da yapılması planlanan Olağanüstü Genel Kurul, Fırat Develioğlu’nun mahkemeye yaptığı başvuru sonucunda Haziran ayına ertelenmek zorunda kaldı. Fırat Develioğlu başkan adaylığını açıklasa da 2 hafta sonra seçimden geri çekildi. Akabinde Dursun Özbek, Metin Öztürk ile birleşerek yeni başkan adayı oldu…
2021-22 Spor Toto Süper Lig Sezonu, Galatasaray adına saha ici ve dışında tamamıyla kaos ile geride kalan bir sezon oldu.
KAYSERİSPOR
Kayserispor, 2021-22 Spor Toto Süper Lig 1. Hafta karşılaşmaları sonunda gerçekleşen teknik direktör kıyımının öncüsü oldu. İlk hafta maçında Altay’a 3-0 mağlup olan Kayserispor, Yalçın Koşukavak ile yollarını ayırdı. Yalçın Hocanın yerine Hikmet Karaman geldi. Hikmet Karaman gelir gelmez Kayserispor ile 3 maçta 7 puan topladı. Kayserispor 15. – 26. haftalar arasında oynanan 12 maçta 22 puan toplayarak puan tablosunda yükselişe geçtiler. Ancak hemen akabinde Trabzonspor, Alanyaspor, Konyaspor, F. Karagümrük ve Fenerbahçeye yenilerek 5 maçtan 0 puan ile sahadan ayrılınca düşme potasının hemen üzerinde konumlandı. Sezonu da bu şekilde tamamlamış oldular.
Kayserispor, 2021-22 Türkiye Kupası sezonunda ise bir peri masalına imza attı. Türkiye Kupası 3. turunda Artvin Hopaspor’u, 4. turda Iğdır Futbol Kulübü’nü, 5. turda 68 Aksaray Bld.yi eleyen Kayserispor; 6. turda Fenerbahçe’yi, Çeyrek Final’de Beşiktaş’ı, Yarı Final’de de Trabzonspor’u eleyerek Final aşamasına ulaştı.
Sezon başında Alanyaspor’dan transfer edilen Onur Bulut, 3.279 dakika ile takımı adına sezonun en çok süre alan oyuncusu oldu. Onur aynı zamanda üretkenliği, yaratıcılığı ve mücadelesi ile takımının en dikkat çeken oyuncusu oldu. Mame Thiam’da özellikle sezonun ilk yarısında çok üstün bir performans sergiledi. Senegal ile Afrika Uluslar Kupası şampiyonluğu yaşayan Thiam, turnuva dönüşü Kayserispor’a beklenen katkıyı veremedi. Emrah Başsan da kötü olmayan bir sezon geçirdi, ancak istikrar yakalamakta zorlandı. Bu yüzden onu, kimi zaman ilk 11’de kimi zaman da yedek kulübesinde gördük.
GAZİANTEP FK
Gaziantep FK adına bu sezon anlatılacak bir hikaye bulmak son derece zor. Yalnızca evlerinde kaybetmeyen, deplasmanda da kazanamayan bir takım olduklarına dair yarattıkları imajdan söz edebiliriz. Ancak son haftalarla birlikte bu özelliklerini de kaybettiler.
Sezonun 24. haftasına kadar hiç de kötü sayılamayacak performansa sahiplerdi. Gaziantep FK, 24. hafta sonunda 36 puan ile Süper Lig’de 9. sırada yer alıyordu. Ancak o günden bu güne yalnızca Galatasaray’ı ve Çaykur Rizespor’u yenebildiler. Hal böyle olunca düşme hattının hemen üstünde ligi sonlandırabildiler.
Gaziantep FK’da João Figueiredo, performansını sezon geneline yayan ender oyunculardandı. Ligin başında Recep Niyaz ve Furkan Soyalp sergiledikleri oyun ile herkesin takdirini kazanmışlardı ama sezonun geri kalanında birer etkisiz elemana dönüştüler. Bu kısımda da Alexandru Maxim sazı eline alıp takımını sırtlayan isim olmaya çalıştı. Ancak çok yalnız kaldı ve kötü sonuçları değiştirmeye onun da gücü yetmedi. Genç oyuncu Mirza Cihan son haftalarda daha fazla süre almaya başladı. O da kötü olmayan bir performans sergiledi. Stelios Kitsiou önceki iki yılda Ankaragücü’nde sergilediği performansın çok gerisinde kaldı.
GİRESUNSPOR
Giresunspor yönetimi, 2020-21 sezonunda TFF 1. Lig Şampiyonu olan kadroyu ve teknik ekibi büyük oranda koruyarak, bütçesini önemli ölçüde zorlamayacak transferleri takviye ederek yeni sezona başladı.
Hakan Keleş ve öğrencilerilerini Süper Lig’e yükseldikleri ilk sezonda çok zorlu bir fikstür bekliyordu. Giresunspor, ilk 7 haftada Galatasaray, Kasımpaşa, Trabzonspor, Alanyaspor, Konyaspor, Fenerbahçe ve Kayserispor ile karşılaştı ve sahadan galip ayrılamadı. Bu 7 maçta yalnızca 2 puan toplayabilmişlerdi. Ancak başkan Hakan Karaahmet, Hakan Keleş ve oyuncuların arkasında durdu ve güven tazeledi. Giresunspor, ilk galibiyetini 8. haftada Göztepe’yi yenerek elde etti. Sonraki hafta Ç. Rizespor’u da yendiler. 9 maç boyunca yalnızca Antalyaspor’a yenildiler ve ne kadar dişli bir takım olduklarını herkese kanıtladılar. Sezonun 17. haftası geride kalırken 22 puan ile 12. sıraya kadar yükselmişlerdi. Sezonun ikinci yarısında da galibiyet, beraberlik ve mağlubiyet sayılarında denge kuran ekip, ligde kalmayı başardı.
Trabzonspor’dan kiralanan Flávio, Giresunspor’da inanılmaz bir rol oyuncusuna dönüştü ve takımının en fazla süre alan oyuncusu oldu. Arjantin ekibi Lanús’dan bedelsiz olarak transfer edilen Alexis Pérez de Giresunspor’un güçlü savunma oyununun liderliğini üstlendi. Keza Okan Koçuk sergilediği kalecilik becerileri ile kendisini kiralayan Galatasaray’ı bu kararından dolayı pişman etti. Galatasaray, Muslera’nın da sakatlanması ile devre arası transfer döneminde Okan’ın kiralık sözleşmesini iptal etmeye çalıştı. Ancak tüm çabalar sonuçsuz kaldı ve Okan Giresunspor’un kalesini başarıyla korumaya devam etti. Giresunspor’un ligde kalması kesinleşince Okan da formasını Onurcan Piri’ye kaybetti. Büyük umutlarla Krasnodar’dan kiralanan Shapi Suleymanov beklentilerin altında kaldı.
ÇAYKUR RİZESPOR
Tamamıyla kadro mühendisliğinin nasıl yapılamadığına dair gösterilebilecek bir örnek. Sezona forvetsiz başlayan Çaykur Rizespor, ilk üç maçına forvetsiz çıktı. Eylül’de kadroya Joel Pohjanpalo dahil edildi. Ancak o da tek başına net bir çözüm olamadı. Çünkü kanat oyuncuları son derece etkisizdi. Durum böyle olunca Ç. Rizespor, Süper Lig’de oynadığı ilk 9 maçta yalnızca 1 puan toplayabildi.
6. hafta sonunda Bülent Uygun ile yolları ayıran Çaykur Rizespor, teknik direktörlük görevine Hamza Hamzaoğlu’nu getirdi. Rizespor ilk galibiyetini Hamzaoğlu yönetiminde Kasımpaşa karşısında elde etti. O periyotta evlerinde oynadıkları maçları kazanıp deplasmanda oynadıkları maçları kaybediyorlardı. 14. – 18. haftalar arası 5 maçta yenilgi yüzü görmediler. Ancak sonraki 9 maçta 7 puan toplanınca Hamza Hamzaoğlu ile de yollar ayrıldı. Takımın yeni teknik direktörü Bülent Korkmaz’dı. Bülent Korkmaz göreve gelir gelmez oynadığı Galatasaray, Giresunspor ve Kasımpaşa maçlarından üst üste 3 yenilgi aldı. Ancak bir sonraki maçta sürpriz bir şekilde Trabzonspor’u yenmeyi başardılar. Bu galibiyete rağmen kümede kalabilmek için Ç. Rizespor’un puanı hâlâ çok azdı. Bülent Korkmaz’ın gösterdiği çaba da Çaykur Rizespor’u kümede tutmak için yeterli olmadı. Gelecek sezon onları TFF 1. Lig’de izleyeceğiz.
ALTAY
Altay, Mustafa Denizli önderliğinde 2021-22 sezonuna harika bir başlangıç yaptı. Süper Lig’de 7. hafta sona ererken Altay topladığı 15 puan ile 3. sırada yer alıyordu. Ancak sonraki 16 lig maçında Altay sadece 3 puan toplayabildi ve hiç galibiyet alamadı. Kötü gidişe dur diyemeyen kulüp efsanesi Mustafa Denizli ile yollar ayrıldı. Görevi Mustafa Hoca’nın yardımcısı Mert Nobre devraldı. O da süre gelen mağlubiyet serisine engel olamayınca görevi bu sefer Serkan Özbalta devraldı. Serkan Özbalta yönetiminde ilk kez sahaya çıkan Altay, İzmir derbisinde Göztepe’yi 2-0 yenerek 16 haftalık galibiyet hasretine son veriyordu. Serkan Özbalta, Altay’ın başında çıktığı 7 maçta 11 puan toplasa da kısıtlı imkan ve olanaklar nedeniyle yönetim ile yaşanan fikir ayrılıklarının da etkisiyle görevden ayrıldı. Altay U19 Takımı’nda Özkan Kılıç’ın yardımcılığını yapan Sinan Kaloğlu, Altay’ın yeni teknik direktörü oldu. Pek çok oyuncusu ile yollarını ayıran ve genellikle altyapıdan yetişen oyuncularla yedeklenebilen bir kadro ile mücadele eden Kaloğlu, Altay’ın başında çıktığı 8 maçta 5 puan toplayabildi ve takımının küme düşmesine engel olamadı. Kim bilebilir ki; belki de Serkan Özbalta takımın başında kalabilse belki de Altay seneye de Süper Lig’de oynayabilirdi.
Fenerbahçe bölümünde taraftarların Arda Güler’i izlemek için stadyuma gidişlerinden nasıl bahsettiysek; Altay taraftarlarının da Martín Rodríguez’i izlemek için Alsancak Stadı’na gidişlerlerinden söz etmemiz gerek. Şilili Rodríguez, gerçekten inanılmaz teknik bir oyuncu. Ancak oyun içindeki konsantrasyonu ve performansı aşırı dalgalanıyor. Yani istikrarsız bir oyuncu. Sezon başında 700 Bin € karşılığında Wisla Krakow’dan transfer edilen Mateusz Lis de kötü bir kaleci olmadığını herkese kanıtladı diye düşünüyorum. Ancak Altay, küme düşmesi kesinleşince Mayıs ayında Lis’in sözleşmesini fesih ederek, oyuncuyla yolları ayırdı. Cebrail Karayel, geçen sezonun devre arasında Ankaragücü’nden Altay’a gittiğinde takımına öylesine bir katkı vermişti ki; Altay’ın Süper Lig’e yükselmesindeki başlıca aktörlerden biri olmuştu. Cebrail, bu sezon o performansının da üstüne çıktı. Süper Lig’de takımı adına yaptığı asistler, sergilediği enerji ile büyük takımların ilgisini üstünde topladı. Leandro Kappel de Altay’ı tek başına ayakta tutmaya çalışan ender oyunculardandı. Süper Lig için gayet yeterli bir performans sergilese de; bu bir takım oyunu ve o da küme düşen takımın bir oyuncusu oldu. Altay’ın ilk 7 haftadaki muhteşem performansında en büyük pay Daouda Bamba’nındı. Ancak Bamba o günden bugüne Altay’a pek katkı veremedi.
GÖZTEPE
Tamamıyla yetersiz bir kadronun yansıyan bir sonucu olarak Göztepe, Spor Toto Süper Lig’den düşen bir diğer takım oldu. Sezona Ünal Karaman yönetiminde başlayan İzmir temsilcisi 3 maçta 2 puan toplayınca Karaman ile yollar ayrıldı. Göreve Nestor El Maestro getirildi. El Maestro ilk maçında Başakşehir FK’yı yenmeyi başardı. Ancak takım sonraki 10 maçta yalnızca 1 galibiyet ve 3 beraberlik alabildi. Göztepe, El Maestro yönetiminde kötü bir futbol oynamasa da bir türlü iyi sonuçlar alınamıyordu. Bu durum Aralık ayı sonuna kadar bu şekilde gitti. Takım Ocak ayında oynadığı 4 maçı da kazandı ve yükselişe geçti. Süper Lig’de 23. hafta geride kalırken Göztepe 27 puan ile 14. sırada konumlanmıştı. Ancak hemen akabinde alınan üst üste 5 mağlubiyet El Maestro’nun da biletinin kesilmesine sebep olmuştu. Mart ayı gelmiş ve takımı kümede tutma ümitleri yavaş yavaş tükeniyordu. Ümitlerin tükendiği o anlarda Göztepe’nin satılığa çıkarıldığı Başkan Mehmet Sepil tarafından duyuruldu. Hemen sonrasında takımın en önemli isimlerinden Obinna Nwobodo ve Cherif Ndiaye satılarak kulüpten ayrıldı. Göztepe, bu iki oyuncunun satışından 4 Milyon € kazandı. Ardından başkan Mehmet Sepil geçici olarak görevi Murat Yazıcı’ya devretti. Nestor El Maestro’dan boşalan teknik direktörlüğe Stjepan Tomas getirildi. Ancak o da kötü gidişe bir çözüm üretemedi ve 6 maçta sadece 1 puan alabildi. Göztepe’nin küme düşmesi matematiksel olarak kesinleşince görevi Serdar Sabuncu devraldı. Ve sezon, Göztepe adına hayal kırıklıklarıyla sona erdi.
YENİ MALATYASPOR
Neresinden bakarsanız bakın elinizde kalan bir takım öyküsü bu. Sezonun tamamında hiç bir varlık gösterememiş, hiçbir bireysel performansın ön plana çıkmadığı bir sezon geride kaldı Yeni Malatyaspor adına.
İrfan Buz önderliğinde son derece kısıtlı bir kadro ile 2021-22 Süper Lig sezonuna başlayan Yeni Malatyaspor, ilk hafta maçında Trabzonspor’a 5-1 gibi ağır bir sonuçla mağlup oldu. Ancak 2 ve 3. haftada Göztepe ve Gaziantep FK maçlarında kalesini gole kapatarak elde ettiği 2 galibiyet ile Yeni Malatyaspor herkesi şaşkınlığa uğrattı. Ancak üst üste alınan 5 mağlubiyet sonrasında İrfan Buz ile de yollar ayrılmış oldu. İrfan Buz’un yerine Marius Sumudica göreve başladı. Sumudica, Yeni Malatyaspor ile sahaya çıktığı ilk 2 maçta Adana Demirspor ve Altay’ı mağlup etti. Ancak Sumudica sonraki 13 maçta 4 puan toplayabilince görevden alınan bir diğer teknik direktör oldu. Marius Sumudica’dan boşalan koltuğa Yeni Malatyaspor kaptanı Adem Büyük getirildi. Adem Büyük de oyuncu arkadaşlarını kazanma konusunda motive edemeyince, 1 aylık teknik direktörlük deneyiminin ardından kalıcı olarak takımdan ayrıldı. Sıradaki teknik direktör Cihat Arslan’dı. Bir başka Adana Demirspor maçında Yeni Malatyaspor’un başında çıktığı ilk maçta, Cihat Arslan sahadan galip ayrıldı. Ancak sonraki 10 maçın tamamını kaybettiler ve TFF 1. Lig’in yolunu tutan ilk ekip oldu.
ALTIN TAKIM
Uğurcan Çakır – Onur Bulut – Min-jae Kim – Abdülkerim Bardakçı – Guilherme – Marek Hamsik – Miguel Crespo – Miha Zajc – Edin Visca – Anthony Nwakaeme – Andreas Cornelius
GÜMÜŞ TAKIM
Ibrahim Sehic – Cebrail Karayel – Vitor Hugo – Samet Akaydın – Ferdi Kadıoğlu – Dorukhan Toköz – Mert Hakan Yandaş – Anastasios Bakasetas – Yunus Akgün – Kerem Aktürkoğlu – Jackson Muleka
BRONZ TAKIM
Altay Bayındır – Jonas Svensson – Attila Szalai – Serdar Aziz – Rıdvan Yılmaz – Manolis Siopis – Obinna Nwobodo – Amir Hadziahmetovic – Saba Lobjanidze – Zymer Bytyqi – Joel Pohjanpalo
MANSİYON TAKIMI
Emiliano Viviano – Kamil Ahmet Çörekçi – Fatih Aksoy – Dimitrios Goutas – Güray Vural – Tolga Ciğerci – Birkir Bjarnason – João Novais – Emre Mor – Ayoub El Kaabi – Umut Bozok
GENÇLER TAKIMI
Berke Özer – Kazımcan Karataş – Serdar Saatçi – Ahmetcan Kaplan – Eren Elmalı – Dogucan Haspolat – Can Bozdoğan – Kerem Atakan Kesgin – Arda Güler – Emirhan İlkhan – Oğuz Aydın
Yazan: Türker ÖZDİL
Editöryal Düzenleme: Serkan ÖZDEMİR & Medine CANARSLAN