Close

TFF Harca-Ma Limitleri

2020-2021 futbol sezonu dünyayı etkisi altına pandeminin gölgesinde geçti. Pandemi, hepimizi evlere hapsederken sosyal ve ekonomik hayatı da olağanüstü ölçüde olumsuz etkiledi. Bu olumsuz etkilenme haliyle spora da yansıdı. Seyircisiz oynanan müsabakalar, kulüpleri taraftar gelirlerinden yoksun bıraktı. Futbolcuların motivasyonlarının düşük olması, sahadan uzaklaşmanın neticesinde yüksek boyutlara ulaştı.

Bu sezon diğer sezonlar gibi acısıyla tatlısıyla, başarı hikayeleri ve başarısızlık bahaneleriyle, transfer fiyaskoları ve bitmek bilmeyen hakem tartışmalarıyla dikkat çekti. Peki yalnızca bunlar mı? Tabii ki değil! Ülkemiz futbolunun kronikleşen hastalığı teknik direktör değişiklikleri, kulüp yöneticilerinin yapıcılıktan uzak kaos yaratan açıklamaları, federasyonun naklen yayın gelirleri konusunda kapalı kapılar ardında aldığı tartışmalı kararlar da bu sürecin en unutulmaz anları arasında yer aldı. 

2021-2022 futbol sezonuna başlarken tabloda değişmeyen tek şey federasyonun aldığı tartışmalı kararlar ile kulüplerin memnuniyetsizlikleri oldu. Transfer döneminin başlamasıyla açıklanan kulüplerin harcama limitleri bir kez daha kulüpleri ve federasyonu karşı karşıya getirdi. Peki, kulüp ve federasyonu birbirine düşüren harcama limitleri nedir? 

İlk olarak 2 Eylül 2019’da açıklanan harcama limitleri, Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı doğrultusunda kulüplerin sürdürülebilir ve sağlıklı bir finansal yapıya ulaştırılması nedeniyle kamuoyuna sunulmuştu. Özellikle son yıllarda euro ve dolar kurlarında yaşanan artışlara bağlı olarak borçların artması durumu, Türk futbolu için mali disiplinin ve harcama limitlerinin konulmasını zorunlu hale getirmişti.

Türkiye Futbol Federasyonu, UEFA tarafından desteklenen bu projesini hazırlarken İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin kulüp harcama limitleri yöntemlerini yakından incelemiş ve bu incelemeler sonucunda Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı federasyonun öncülüğünde, Kulüpler Birliği, Türkiye Bankalar Birliği, diğer paydaşlar ve UEFA’nın katılımıyla yapılan görüşmeler sonucunda hayata geçirilmişti. Talimatın her sene gelir-gider dengesine göre yeniden belirlenmesini öneren UEFA, kulüplerimizin Avrupa kupalarına katılımı konusunda da bu talimatın yayınlanmasını ve finansal borçların yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmıştı. 

Harcama Limitlerinin Uygulanma Nedenleri

Süper Lig’de yer alan ve halka arz edilen futbol kulüplerinin borçluluk oranının her geçen yıl katlanarak artması ve mali disiplinin sürdürülebilir olmaktan çıkması bu talimatların ve limitlerin belirlenmesindeki temel faktörlerdi.

2010 yılında halka arz edilen 4 futbol kulübünün toplam finansal borcu 329 milyon lira iken, 2019 yılı toplam borcu 17.5 kat artarak 5,8 milyar liraya ulaştı. Bu 4 kulübün 2010 yılı toplam yükümlülükleri 827 milyon lira iken, 2019 yılı sonunda 10 kat artarak 8,4 milyar lira oldu. 

Tüm bu olumsuzluklar ve finansal tablolara yansıyan acı verici sonuçlar ile giderlerin gelirlerden yüksek olması, harcama limitlerini belirlemeyi zorunlu hale geldi. 

Harcama Limitlerinin Hesaplanmasında Dikkat Edilenler

Kulüplerin harcama limitleri, birçok farklı kritere göre belirlenmektedir. Futbolcu maaşları, gişe gelirleri, oyuncu satışları, sponsorluklar, yayın gelirleri vb. birçok etken harcama limitlerinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Harcama limitleri gelir kalemleri arasında;

  • Gişe gelirleri
  • UEFA gelirleri
  • Sponsorluk ve reklam gelirleri
  • Transfer gelirleri
  • Yayın gelirleri
  • Ticari faaliyet gelirleri
  • Diğer faaliyet gelirleri
  • Duran varlık satış karları
  • Duran varlık değerleme farkları yer almaktadır.

Harcama limitleri gider kalemleri arasında ise;

  • Futbolcu, teknik kadro ve personel maaşları
  • Menajer ücretleri
  • Ürün satış maliyetleri
  • Diğer faaliyet giderleri
  • Transfer giderleri
  • Finansman giderleri gibi etmenler yer almaktadır.

Harcama Limitini Aşan Kulüplere Uygulanan Yaptırımlar

Futbol, diğer birçok alanda olduğu gibi başarıyı ödülle taçlandırmaktadır. Başarıyı teşvik edici ve arttırıcı pekiştireçler futbolun içinde kendine her zaman yer bulmuştur. Başarının taçlandırıldığı bu ortamda başarısızlığa da kayıtsız kalınmamaktadır. Cezai yaptırımlar, yapılan hatalarda caydırıcı etki yaratmaktadır. Kulüplerin harcama limitlerini aşmaları konusunda da Türkiye Futbol Federasyonu birtakım cezai yaptırım kararları almıştır. Bunlar şu şekilde sıralanmaktadır:

  • Yüzde 5’e kadar aşılması durumunda İhtar Cezası verilir. 
  • Yüzde 6-10 arası aşılması durumunda Kadro Sınırlaması Cezası verilir.
  • Yüzde 11-15 arası aşılması durumunda Transfer Yasağı Cezası verilir. 
  • Yüzde 16-20 arası aşılması durumunda 1 Puan Silme Cezası verilir, buna ek olarak Transfer Yasağı, Kadro Sınırlaması ve Para Cezası yaptırımlarından biri veya birkaçı uygulanır. 
  • Yüzde 21-25’in aşılması durumunda 2 Puan Silme Cezası verilir, buna ek olarak Transfer Yasağı, Kadro Sınırlaması ve Para Cezası yaptırımlarından biri veya birkaçı uygulanır. 
  • Yüzde 26 ve üstü aşılması durumunda 3 Puan Silme Cezası verilir, buna ek olarak Transfer Yasağı, Kadro Sınırlaması ve Para Cezası yaptırımlarından biri veya birkaçı uygulanır. 

Ülkemizdeki 4 Büyük Takımın Toplam Borçları

Yıllardır kulüp yöneticilerinin kulüp kaynaklarını har vurup harman savurduğu, elde olan parayı doğru yönetemediği hatta elde olmayan, borç alınıp kredi çekilen paraları dahi hesabı verilemeyecek düzeyde harcadığı konuşulur durulur. Kıraathanelerde, çay ocaklarında, öğretmenler odasında, ofislerde hemen her taraftarın yakındığını, hatta o meşhur “ben daha iyi yönetirim bu kulübü!” cümlesini sarf ettiğini işitmişizdir. Takımlar defalarca dağıtılıp yeniden kurulur, oyuncular alınıp satılır. Teknik direktörler değiştirilir, yeri gelir hakem olunur, yeri gelir federasyon başkanı bile olunur. Ama her zaman en samimi, en içten ve gerçekçi yorumlar da bu masaların etrafında oturan insanlar tarafından yapılır. 

4 büyük kulüp yöneticileri ise geçmişten günümüze uzanan bu süreçte kulüplerin geldiği noktayı bu değerli insanlar kadar göremezler ve maalesef her seçim döneminde yeniden bu kalbi temiz insanlara hayal satarlar, hayal aleminde kısa süreli bir yaşantı sunarlar. Ancak gerçekler, hayal alemindeki gibi tatlı olmamaktadır. Kulüplerin 2020 yılı borçlarını incelediğimizde kasım ayı itibarı ile;

Fenerbahçe, 5.218.755.422 TL

Beşiktaş, 3.905.778.382 TL

Galatasaray, 3.608.486.876 TL

Trabzonspor, 1.259.619.912 TL (Ağustos 2020) tablosu karşımıza çıkmaktadır. 

2012 yılından bu yana borçlarda yaşanan %579’luk artışla birlikte 4 büyük spor kulübümüzün toplam borcu, yatırımlar yapan, binlerce kişiyi bünyesinde istihdam eden 7 bakanlığın bütçesinden ve ülkemizin en güzide, 10 büyük üniversitenin bütçesinden ne yazık ki fazladır.

En fazla gelir kaleminin UEFA gelirleri olduğu ve Şampiyonlar Ligi şampiyonunun toplamda 120 milyon euroya yakın para kazandığı göz önünde bulundurulursa, yıllarca Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun kazanılması bile borçların kapatılmasına yetmeyecek seviyededir. Yalnızca bunlar mı? Maalesef değil. 4 büyük kulübümüzün toplam borcu Afrika’da yaşanan açlığı 1 senede bitirebilecek güçte iken aynı zamanda 2020 yılında İzmir’de meydana gelen depreme ayrılan devlet bütçesinin de yaklaşık 4 katı kadardır. 4 büyük kulübümüzün geliri ile ülkemizin her sokağına toplamda 1000 okul olmak üzere yüzlerce okul yapılabilmektedir. Bu borçların yüzde birinin dahi alt yapıya, akademiye, antrenör eğitimine, antrenman bilimine, doğru scouting faaliyetlerine ayrılması, ülkemizi Avrupa futbolunda 1 numaraya yerleştirmeye yetecek güçtedir. 

Sözün özü, TFF bağıra çağıra “harca-ma” limitleri bunlardır demiş, anlamsız harcamalar yapmamaları konusunda kulüplerimize gereken mesajı vermiştir. 

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…

Yazan: Serkan Özdemir

Editöryal: Nergiz Bulut & Yavuz Akyol

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top