Tüm basketbolseverler için yılın en sevilen dönemi sonunda geldi. Hem oynanan basketbol seviyesi açısından, hem de heyecan ve her sene yeniden yazılan hikayeler açısından NBA Playoff’ları her zaman basketbol zevkinin nirvanası olmuştur. Önümüzde ki nisan ayı içerisinde sonunda hepimiz bu heyecana kavuşacağız. Artık iyisiyle kötüsüyle, sürprizleriyle geçen normal sezonu geride bırakıyoruz ve büyükler kulübüne geçiyoruz. Ancak normal sezonun bu son bölümünde özellikle Play-in yarışında durumlar oldukça karışık. Bizde bu iki kısımlık yazımız ile sizler için bu karışıklığı biraz çözmeye çalışacağız. İlk kısımda doğuya gideceğiz.
Bitmiş Bir Hikaye; Doğu Konferansı
Doğu konferansında artık işler bitmiş Playoff’lara ve Play-in’e girecek takımlar çok büyük bir felaket olmadığı sürece belli olmuş durumda. 11. sırada ki New York Knicks geçen sezonki “Miracle Run”ından oldukça uzak bir görüntü sergiledi ve bu noktadan sonra Play-in için bir yarış içerisinde bulunabileceği pek mümkün gözükmüyor. Bu durum sezona çok iyi bir başlangıç yaparak herkesi şaşırtan sonrasında “biz ufaktan masadan kalkalım” diyen Washington Wizards için de geçerli.. O yüzden artık Doğu’da Play Off ve Play-in resmi oturdu diyebiliriz. Ancak bu 10 takımın kendi içlerinde yer değiştirme ihtimalleri hala devam ediyor. O yüzden Doğu konferansını 3’e bölmek bizim için en iyisi olacaktır.
Arkadaşlar Bizim Sizinle İşimiz Yok Kendi Aramızda İyiyiz; Miami Heat – Boston Celtics – Milwaukee Bucks – Philadelphia 76ers
Yaklaşık iki haftadır bu dört takım kendi aralarında Doğu konferansı liderliğini alıp bir diğerine devrediyor. 4 takımda 48 – 46 galibiyet bandında, ben bu yazıyı yazdığım an itibari ile Miami Heat 48 galibiyet 28 Mağlubiyet ile Doğu konferansında birincilik koltuğunda oturuyor. Ancak geriye kalan maçları değerlendirdiğimiz zaman bu takımlardan en şanslısının 46 galibiyeti bulunan Sixers olduğunu söylemek gerekiyor. Sixers bu süreç içerisinde iki defa Pacers ve Pistons ile karşılaşacak bu 4 maçı herhangi bir sakatlık veya eksik çıkma durumu olmadığı sürece Sixers’ın kazanacağını düşünebiliriz. Ancak burada onlar için önemli nokta sağlık çünkü takımın iki temel direği ve her şeyi olan James Harden ve Joel Embiid ikilisi bildiğiniz üzere sakatlığa oldukça açık oyuncular. Bu nokta da belki Sixers’ın vites düşürüp sağlıklı kalmaya çalışacağını düşünebilirdik fakat Doğu konferansında belki de 4. olmaktan bile kötü olan şey 2. olmak çünkü 2. olan takım büyük ihtimal ile 7/8 Play-in eşleşmesinden gelecek olan Brooklyn Nets ile karşılaşacak. Evet bu hikaye bizim için inanılmaz bir başlangıç olur bir yanda Nets’den ayrılarak Sixers’a geçerek tekrar formunun zirve noktalarına dönmeye başlayan James Harden, öteki yanda olaylı ayrılığın diğer ucunda bulunan Ben Simmons, Kyrie ve Durant. Gerçi Ben Simmons herhalde canı isterse oynamaya karar verecek orası ayrı bir mesele ama bu eşleşmenin bizim için harika bir başlangıç olacağı gerçeğini değiştirmez. Lakin kimse Playoff’a ikinci sıradan girerek ilk turda Durant ve Kyrie’li Nets ile eşleşmek istemez o yüzden Sixers ya bu avantajlı fikstürü kullanarak tam gaz liderliğe gidecek ya da yavaş yavaş dördüncü veya üçüncülüğe göz kırpacaktır.
Daha dün Doğu Konferansı lideri iken galibiyet sayılarının birbirine yakınlığı ve maç fazlası neticesi ile şu an 4. olan Celtics’de keyifler yerindedir diye düşünüyorum. Haklarını vermek gerekir, programımız Salon Işıkları’nda onları benim için sezonun en büyük hayal kırıklığı olarak yansıtmıştım, ancak onlar All-Star arasından sonra sezon başında onlardan beklediklerimizi sahaya dökerek beni oldukça yanıltmayı başardılar ve Play-in noktasından en tepeye tırmanmayı başardılar. Jaylen ve Tatum etrafında şekillendirdikleri Doğu oyun prensipleri ve savunmada ki kara deliği kapatmaları sayesinde her zaman beklediğimiz Doğu Konferansı favorileri noktasına ulaşmayı başardılar. Kalan maçlarına baktığımız zaman ise onlar Sixers kadar şanslı değil. Bir defa Grizzlies, Bucks, Heat ve Bulls ile oynayacaklar doğrudan rakipleri olan Bucks ve Heat ile oynayacakları maçlar onların sıralaması için oldukça belirleyici olmakla beraber, eğer takımlar kendilerini zorlamak isterlerse Playoff’lardan önce de son bir prova olacaktır. Özellikle Heat ile oynanacak maçta 23 oyuncu kendini zorlar mı bilinmez ama geriye kalan 1 oyuncu kesinlikle zorlayacaktır o da Jimmy Butler.
Butler ve Miami belki de her şeyleri; kültürleri, basketbol anlayışları vb. gibi şeyler ile birbirleri için “Perfect Couple” diyebileceğimiz bir aşk hikayesi oldu. Eric Spoelstra’nın her türlü kadrodan mücadeleci, terinin son damlasına kadar sahada oyununu oynayan bir takım yaratma yeteneği ile Jimmy Butler’ın “Jimmy Butler” özelliklerinin yanına bir de sezon başında Kyle Lowry gibi bir oyuncu eklenince Miami sessiz sedasız Doğu konferansında liderliğe geldi. Onlar belki de Sixers, Bucks, Nets gibi özel yetenekli kadrolara sahip olmayabilirler. Lakin sahip oldukları şey direk gözler önünde. İnanılmaz bir disiplin, oyun anlayışı ve asla vazgeçmeyen bir yapıya sahipler, evet bu onları belki de şampiyonluğa ulaştırmaya yetmeyebilir ama şampiyon olmak isteyen takımlar için oldukça büyük sorun teşkil ettikleri ve rakiplerinin ellerini titrettikleri bir gerçek. Ayrıca belli olmaz, orası Playoff’lar bir el titremesi ile şampiyonluk adayları kendilerini havuzun dibinde bulabilir.
Son şampiyon Bucks bildiğiniz gibi. Son 3 senedir sahip oldukları oyun sistemlerine devam ediyorlar ve gene olmaları gereken yerdeler. Evet geçen sezonlar kadar etkileyici olmayabilirler ancak buna ihtiyaçları da yok. Onların zaten son şampiyon apoletleri ve ellerinde bir Greak Freak’leri var. Bu sene yaşadıkları sağlık sorunlarını çıkardığımız zaman onları şampiyon yapan oyun sistemleri zaten hale çalışması gerektiği gibi çalışıyor. Bu noktada önemli olan onlar bu oyun sistemlerini yeni rakiplerine karşı esnetip uyum sağlayabilecekler mi?
Neymiş Bu Play-In’ler Ya Kaçsak Mı Acaba? Chicago Bulls – Cleveland Cavaliers – Toronto Raptors – Brooklyn Nets
Herhalde Brooklyn Nets yöneticileri, Kevin Durant ve Kyrie İrving’in aklındaki soru gerçekten budur. Çünkü sezon başlarken bu noktada olacaklarını düşündüklerini hiç sanmıyorum. Bu noktada olmalarının birçok sebebi var gerçekten, Kyrie İrving ve ilginç zihinsel yapısı, Kevin Durant ve sakatlığı, James Harden ve mutsuzluğu sonunda hüzünlü biten aşk hikayeleri derken Nets kendini bu noktada buldu. Bu benim için, sağlıklı oldukları sürece onları şampiyonluk adayı olarak nitelendirme düşüncemi değiştirmiyor ancak bir oyunları olmadığı da ortada. Kabul, Playoff’larda Kyrie İrving ve Kevin Durant gibi sorun çözücülere sahipseniz bir oyuna sahip olmaya çok ihtiyacınız yok ancak rakiplerinizin de Harden’ı, Embiid’i, Tatum’ı, Brown’ı ve Giannis’i var. Ayrıca onların size ek olarak birde oyun sistemleri var. Nets için zor bir Playoff onları bekliyor gibi. Playoff diyorum çünkü onlar muhtemel olarak Play-in’den çıkacaktır. Ancak şampiyonluk için yaratılmış bu takımın hayal kırıklıkları içerisinde dağıldığını görebiliriz ki zaten büyük üçlünün bir parçasının daha yeteri kadar izleyemeden gemiyi terk ettiğini gördük. Lakin haklarını yemeyelim ellerinde bir de canı isterse basketbol oynayacak olan Ben Simmons var, önemli bir nokta bu.
Sen sezona çok iyi giriş yap, herkese harika bir çekirdek yapısı kurduğunu göster, belki de yılın çaylağını draft et sonra yıldızların sakatlansın, yetmesin gene harika oyna ona rağmen git birde üstüne Play-in de Brooklyn Nets’e denk gel. Cleveland şehrinin şampiyonluktan sonra bu bahtsız bedevi durumundan kurtulduğunu düşünmüştük ancak gidip de Brooklyn’e denk gelecek olmaları bunun böyle olmadığını gösteriyor. Tabii ki hala her şey kesinleşmiş değil ancak gidişat bunu gösteriyor. Sanki artık nefesleri yetmeyip burada kalıp kendilerini Chicago ve Toronto’nun üstüne atamayacak gibiler. Fikstürleri de onlara bu konuda pek yardımcı olmuyor. Kendilerinin bir adet Sixers, Bucks ve Nets maçları bulunuyor. Artık beklenildiği gibi olup genç Cavs Play-in de Nets ile eşleşirse sahada ki Cavs oyuncuları Nets’li oyunculara “ Abi gözünüzü seveyim sizin burada ne işiniz var ya” diyecektir.
Bulls sezona çok iyi başladı, bir ara duraklama devrine girdi sonra tekrara çok iyi gitti sonra tekrar duraklama devrine girdi. Geçen senelere göre ne kadar başarılı olsalar da yeni kurulan bir yapı için de ne kadar başarılı olsalar da hatta Demar Derozan tekrardan kendini bulmuş olsa da, üstlerinde ki takımların bir anda çok büyük vites artırmaları ile kendilerini 5. Sırada buldular. Evet, kesinlikle beşinci sıra takımı gibi oynamıyorlar ancak sakatlıklar ile beraber biraz nefesleri kesildi. Daha da tehlikeli olan eğer Cleveland son bir soluk verip arada ki bir maçlık farkı kapatırsa, Bulls kendini bir anda Play-in içerisinde de bulabilir. Onlarında fikstürü pek iç açıcı değil. Hatta oldukça iyi bir grafik sergileyerek gelen Minnesota ile oynayacak olmaları nedeni ile Cavs’a göre biraz daha zor. Ayrıca ben bu yazıyı yazarken ki son maçlarını da Knikcs’e kaybettiklerini unutmamak gerekiyor.
Sevgili Toronto, yine burdasın hep burdasın asla vazgeçmiyorsun. Bize bir şekilde mücadeleci ve iyi bir takım basketbolu vermeyi başarıyorsun. Gönül isterdi ki yine Leonard gibi bir sürükleyicin olsun ve şampiyonluğa kadar git ancak ne yazık ki böyle bir şey pek mümkün değil. Evet gene eşleştiğin tüm takımlara oldukça büyük sorunlar çıkaracaksın, kimse gene senle eşleşmek istemeyecek, yırtıcı ve ısrarcı basketbolun ile herkesi yorup boğacaksın ama işte buraya kadar sevgili Toronto bu ilişkiden daha fazlası olmayacak. Sen ve şampiyonluk ne yazık ki ayrı dünyaların insanlarısınız…
Gel Gel Girince Alışıyorsun; Atlanta Hawks – Charlotte Hornets
Ne yazık ki tüm sezon uğraşmış olmanıza rağmen hiç kimse artık sizin yanınıza gelmeyecek arkadaşlar, ne aşağıdan Knicks sizin yanınıza çıkabilir ne de yukarıdan Cleveland sizin yanınıza düşer iki çıplak bir hamamda kaldınız… Atlanta Hawks ve Charlotte Hornets gerçekten tüm sezon bu sırada olacağını ve bir noktadan sonra bu sırada olmaktan rahatsız olmadığını bizlere gösterdi. Özellikle Hornets tam bir yüzde elli elli takımı, istatistikleri ile bile bunu belli ediyor. Hawks ise biraz hayal kırıklığı oldu onlardan bu sezon geçen senenin üstüne koyarak ilerlemelerini ve ilerisi için oldukça büyük bir tehlike olduklarını göstermelerini bekliyorduk ancak onlar geri adım atmayı tercih etti. Belki onların bu sorunlarında yaklaşan kontrat yenileme düşünceleri de olabilir, çünkü içerisinde oldukça yetenekli genç oyuncular bulunduran bir takımdan bahsediyoruz. Sorun ne olursa olsun bence onlar için kayıp bir sezon oldu evet Doğu’ daki rakipleri güçlenmişti ama bu onların geri gittiği gerçeğini değiştirmiyor.
Geldik pastanın üstündeki çileğe. Bu noktada Nets’e küçük bir parantez açmak istiyorum. Çünkü onları ne kadar 2. bölüme yazmış olsam da onlar aslında galibiyet – mağlubiyet durumları ile bu 3. gruba daha yakın. Neler oldu sana güzel Nets’im böyle mi olacaktı aşkımızın sonu. Bu mu hikayemizin bitişi. Üst bölümde bahsettiğim üzere Nets’in romantik sorunları onların ana problemleri oldu, KD’nin sakatlığı romantik bir problem değildi ancak geriye kalanların hepsi öyleydi. Harden’ın mutsuzluğu, Kyrie’nin kendi Dünyası, herhangi bir oyun planına sahip olmadan bizde nasıl olsa KD, Kyrie, Harden var diyerek sorun etmemek derken, Nets kendini Play-in resminde buldu. Dediğim gibi sağlıklı oldukları takdirde Play-in’den çıkacaklardır. Lakin bu gidiş, gidiş değil onlar git gide isimlerini büyük hayaller ile kurulup hikayesi büyük hüsranlar ile biten takımlar arasına yazdırmaya yaklaşıyorlar.
Doğu’da resim böyleydi. Artık belli olan bir tablomuz var burada işler artık sadece kendi arasında karışabilir. Bakalım son resim bize neler gösterecek. Playoff yazımızın ikinci kısmı olan Batı konferansında tekrar buluşmak üzere sevgili Sporosfer okuyucuları.
Yazan: Yiğit Halil KIRCA
Editöryal Düzenleme: Serkan ÖZDEMİR & Yavuz AKYOL