Close

F1’in Potansiyel Şampiyonluk Adayları

23 yıl 134 gün… F1 tarihinde şampiyonluk yaşayan en genç pilot olma unvanını Red Bull Renault ile 2010 yılında kazandığı şampiyonlukla ele geçirdiğinde Sebastian Vettel’in yaşı tam olarak böyleydi. F1 tarihinin en prestijli başarılarından biridir bu unvana sahip olmak. Nitekim Red Bull, bu unvanın tarihin yarış kazanan en genç pilotu Max Verstappen’e geçmesi için 2020 yılında büyük bir çaba göstermiştir. Ancak beklenen şampiyonluk bir yıl rötarlı olarak gelince unvan Vettel’de kalmaya devam etti. Diğer spor branşlarında çok daha genç yaşlarda büyük başarılar elde eden sporcular karşımıza çıkabilir ama burası F1. Dünyanın en iyi yarış pilotları arasında 20’li yaşların henüz başında sivrilebilmek sanılandan çok daha zor. 28 yaşında Ferrari’nin son dünya şampiyonluğunu kazandıran Raikkonen’in bu listeye 10. sıradan da olsa girebilmiş olması bunun en net kanıtı.

Bu yazıda F1 şampiyonluğu için olağan şüpheliler Hamilton ve Verstappen’den değil, sahip oldukları potansiyeli henüz şampiyonluğa dönüştürememiş ama günün birinde bunu başarabilecek olan isimlere mercek tutacağız.

Charles Leclerc

16 Ekim 1997 doğumlu Monaco’lu pilot, aynı zamanda F1’de Ayrton Senna sonrası yarış sırasında yaşadığı kaza nedeniyle hayatını kaybeden son isim Jules Bianchi’nin vaftiz oğlu. Henüz 8 yaşında karting ile yarış kariyerine başlayan ve basamakları hızlıca tırmanarak 19 yaşında Ferrari akademi sürücüsü olmayı başaran Leclerc’in F1 macerası, 2017 yılındaki Formula 2 şampiyonluğunun ardından başlamış oldu. Henüz ilk sezonunda Alfa Romeo Sauber ile düzenli olarak puan almayı başarınca tüm dikkatleri üzerine çekti. Küçük yaşlardan beri kırmızıya zaafı olduğunu dile getirmekten çekinmeyen Leclerc, sadece bir sezonluk F1 tecrübesinin ardından hayallerini gerçeğe dönüştüren imzayı attı. Hem de Ferrari’nin son dünya şampiyonu, efsane isim Kimi Raikkonen’in koltuğunu devralarak… Ferrari’nin alışılmış başarılarından uzakta olduğu bir dönemde, kendisi gibi kırmızıya zaafı olan F1 severlerin umudu oldu adeta Leclerc. Takım arkadaşı olmasının yanı sıra kağıt üzerinde takımın lider pilotu konumunda yer alan Sebastian Vettel’i henüz ilk sezonunda geride bırakarak 4 kez dünya şampiyonu olan pilotun karizmasını çizmiş oldu. Bu dönemde 2 yarış zaferi elde ederken, 10 kez de podyuma çıkma başarısı gösterdi. Üstelik yarış zaferlerinden biri, Ferrari için oldukça önemli bir pist olan Monza’da gelince Leclerc’in yeni prens olması kaçınılmaz hale geldi. 2020 yılında Ferrari, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçirirken Leclerc takım arkadaşı Vettel’in neredeyse üç katı puan toplayarak, istikrarını sürdürüyordu.

C:\Users\MR SOYLU\Desktop\leclerc.jpg

2021 sezonu başlarken Vettel takımdan ayrılmış, yerine gelen Carlos Sainz Jr. ile birlikte tarihin en genç Ferrari pilot ikililerinden biri karşımıza çıkmıştı. Artık Leclerc yaşından çok performansı ile ön plana çıkmış ve Sainz’ın önünde takımın birinci pilotu olarak görülüyordu. Ancak Leclerc’in sezon içerisinde yaşadığı talihsizliklere, Sainz’in beklenenden üstün performansı eklenince 2021 sezonunu takım arkadaşının gerisinde tamamladı genç yıldız. Leclerc ve Sainz ikilisi sezon sonunda Ferrari’yi takımlar sıralamasında 3. sıraya taşıyarak 2020’den kalan kötü hatıraları bir nebze olsun unutturmuş oldu. Mercedes ve Red Bull dominasyonuna rağmen, 2022 sezonuna girerken F1’de yaşanan köklü değişiklikler ve Ferrari’nin gelişimi, Leclerc için yeni hayallerin peşinden koşmak için bir fırsatın habercisi gibi. F1 kariyeri boyunca potansiyelini herkese kabul ettiren Leclerc, zirve mücadelesi verebilecek bir otomobille şampiyonluk yarışına dahil olmayı da net bir şekilde hayal ettiriyor. Bakalım kırmızıya düşkün olan F1 severlerin düşlediği bu başarı bir gün gerçeğe dönüşecek mi…

George Russell

15 Şubat 1998’de Britanya’da dünyaya gelen genç isim, birçok F1 pilotu gibi küçük yaşlarda karting ile yarış kariyerine başladı. Burada elde ettiği başarılarla Formula 1 yolunda hızla ilerleyen Russell, 2017 yılında Mercedes’in genç sürücü programına dahil oldu. 2017 GP3 ve 2018 Formula 2 şampiyonluklarının ardından 2019 yılında Williams koltuğuyla F1 kariyerine başladı. Çaylak sezonunda pistin en zayıf otomobiliyle zaman zaman dikkat çeken performanslar sergilese de sezonu son sırada puansız olarak noktalamaktan kurtulamadı. 2020 sezonunda yeni takım arkadaşı Nicholas Latifi’yi gerek sıralama turları, gerekse yarış performansıyla geride bırakan Russell, gridin en yavaş otomobiliyle dikkat çekmeyi sürdürdü.

Gelecekte Mercedes’in koltuğunu devralabileceği hep konuşuluyordu ama bu durumu ihtimallerden arındırarak netliğe kavuşturan performans o yıl Sakhir’de düzenlenen yarışta geldi. Hamilton’un covid testinin pozitif çıkması nedeniyle bir yarışlığına Mercedes koltuğuna oturan genç yıldız, sıralama turlarında pole pozisyonu az farkla kaçırırken, yarışın henüz ilk virajında liderliği Bottas’tan devralıyordu. Uzun süre domine ettiği yarışta Mercedes teknikerlerinin hatası nedeniyle ekstra pit yapmak zorunda kalan Russell, sonlara doğru bir de lastik patlatarak podyumdan tamamen uzaklaşmıştı. En hızlı tur ve 9. sırayı elde ederek kariyerinin ilk puanlarını alan genç Britanyalı, performansıyla büyük takdir toplamış ve Mercedes koltuğu için hazır olduğunun mesajını vermişti. Ama o koltuk için 1 sezon daha sabretmek zorundaydı. 

C:\Users\MR SOYLU\Desktop\george-russell-mercedes-1.jpg

2021 sezonunu yine Williams’ta geçiren Russell, bu kez en yavaş otomobilin koltuğunda değildi. Haas bu unvanı devralmış durumdaydı. 2020 yılında Mercedes koltuğunda kariyerinin ilk puanlarını alan Russell, Williams ile ilk puanlarını 2021 Macaristan’da alıyordu. Sadece bir yarış sonra ise Russell’ın kariyeri boyunca unutamayacağı bir diğer yarış hafta sonu kendisini bekliyordu. Yağmur altında yapılan Belçika GP sıralama turlarında Williams ile 2. sırayı elde eden Russell büyük bir sürprize imza atmıştı. Yarış günü ise yoğun yağmur nedeniyle güvenlik aracı ardında yalnızca iki tur atılabilmişti. Sonrasında yarış tescil edilmiş ve Russell kariyerinin ilk podyumunu elde etmişti. Çaylak pilot olarak başladığı Williams kariyerini üç yılın ardından tamamlayan Russell, artık Mercedes koltuğunu kalıcı olarak devralmak için hazırdı. Mercedes’te özellikle yarış performansıyla beklentilerin altında kalan Bottas’ın yerine 2022 sezonundan itibaren George Russell’ı izleyeceğiz. Vatandaşı Hamilton ile birlikte son 8 sezonun takımlar şampiyonu Mercedes’in bu rekorunu daha ileriye taşımak için mücadele edecek olan Russell, F1 tarihinin istatistiksel açıdan en iyisi olmayı hedefleyen ve bu hedefinden sadece bir şampiyonluk uzakta olan Hamilton’un yardımcısı pozisyonunda mı olacak yoksa Leclerc’in Vettel’e yaptığını mı yapacak? Bu sorunun cevabını sezon başladıktan sonra verebileceğiz elbette. Ancak George Russell’ın şampiyonluk için yarışacağı günlerin çok uzakta olmadığı aşikar.

Lando Norris

13 Kasım 1999’da Britanya’da ülkenin en varlıklı ailelerinden birinin üyesi olarak dünyaya gelen Norris’in annesi Belçika asıllıdır. Çocukluğunun ilk yıllarında motosiklet yarışlarına ilgi duyan Norris, babasının götürdüğü yerel bir karting müsabakasıyla birlikte ilgisini dört tekerleğe çevirdi. Henüz 7 yaşında katıldığı ilk ulusal müsabakada pole pozisyonu alarak yeteneğini ortaya koyan Lando, devam eden karting kariyerinde en genç dünya şampiyonu unvanını elde etti. İstikrarlı performansıyla 2017 yılında kendisini McLaren F1’in genç sürücü programının bir parçası yapan imzayı attı. 2017 Formula 3 Avrupa Şampiyonluğu, 2018 Formula 2 dünya ikinciliğinin ardından 2019 yılında F1 kariyerine eski günlerini arayan McLaren ile adım attı. Henüz ikinci yarışında puanla tanışan Lando, bir çaylak için fena sayılmayacak bir performansla ilk sezonunu tamamladı. 2020 sezonunun ilk yarışı olan Avusturya GP’de sıralama turlarını 4. sırada tamamlamasına rağmen, Hamilton’un grid cezası nedeniyle 3.sırayı elde etti. Bu, kendisinin en iyi sıralama turu performansı olmakla beraber, McLaren’in de 2016 yılından beri en iyi grid pozisyonu anlamına geliyordu. Yarışın en hızlı turunu atarak Hamilton’un 4.8 saniye ardında 4. sırada kalan Norris’e 3. sırayı ve kariyerinin ilk podyumunu yine Hamilton’un aldığı 5 saniyelik ceza getiriyordu. 

C:\Users\MR SOYLU\Desktop\norris.jpg

İkinci sezonunda da yine dikkat çeken bir performans ortaya koyan Norris, F1’deki 3. sezonu öncesi artık daha tecrübeliydi. McLaren de bu süreçte gelişmeye devam etmiş ve Norris & Ricciardo ikilisiyle 2021 yılı için hedefi takımlar şampiyonasında 3.lük olarak belirlemişti. Norris sezonun ilk bölümüne oldukça iyi bir performansla girmesine rağmen, sezon boyu bu istikrarını sürdüremedi. Sezonun kırılma noktası şüphesiz kariyerinin ilk galibiyetini kaçırdığı Rusya GP’dir. Sıralama turlarında hava koşullarının da etkisiyle kariyerinin ilk pole pozisyonunu alan Norris, yarışta da ilk turda liderliği kaybetse de 13. turda geri almayı başarmıştı. En hızlı tur derecesini de elinde bulunduran Norris için kabus yağmurla birlikte geldi. Hamilton pite girerek ıslak zemin lastiklerine geçerken, Norris kuru zemin lastikleriyle pistte kalmayı tercih etti. Yağmurun şiddetinin artmasıyla birlikte Norris’in hayalini kurduğu zafer ellerinden kayıp gitti. Pite girerek ıslak zemin lastiklerine geçmek zorunda kalan Norris yarışı ancak 7. sırada tamamlayabildi. 5.lik hedefiyle başladığı sezonun başlarında 4. sıra için de büyük bir aday olarak görünen Norris, Rusya GP sonrası beklentilerin altında kalarak son yarışta 5.lik koltuğunu da eski partneri Carlos Sainz Jr.’a kaptırdı. Takımlar şampiyonasında da McLaren 3.lük yarışında Ferrari’nin gerisinde kalarak sezonu 4. sırada tamamladı. Geçtiğimiz sezona beklentilerin çok üzerinde bir başlangıç yapan Norris, bu sezon yapılan köklü değişikliklerin ardından daha fazlasını yapabilir mi sorusu elbette akıllara geliyor. En genç dünya şampiyonu olma unvanını alabilecek bir yaşta olan Norris’in bu mücadeleyi verebilmesi için McLaren’in de ona daha iyi bir otomobil vermesi gerekiyor şüphesiz. Geçtiğimiz sezon başındaki Norris performansı ile zirve iddiası olan bir otomobil bir araya gelirse nelerle karşılaşabileceğimizi tahmin etmek çok da güç değil. Üç yıllık süre zarfında birlikte gelişip olgunlaşan McLaren  ve  Norris’in kısa vadede mümkün görünmese de bir şampiyonluk mücadelesine girmesi eminim birçok F1 severi heyecanlandırıyor.

Yazan: Mehmet SOYLU

Editöryal Düzenleme: Yiğit ALPER & Serkan ÖZDEMİR 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top