Close

Özgürlüğe Koşar Adım:Kathrine Switzer

Spor yapmak her insana ait olan evrensel bir haktır. Ancak günümüzde “sporda toplumsal cinsiyet eşitsizliği” hâlen varlığını sürdürüyor. Spor branşları kadın sporu, erkek sporu olarak kategorize edilmeye çalışılıyor. Toplum, kadından ve erkekten beklentilerini  yalnızca fiziksel güç farklılığına göre belirlemekten hiç çekinmiyor. Kathrine Switzer, bu beklentilere aldırış etmeden 1967’de Boston Maratonu’na resmi olarak katılan ilk kadın olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin savunucularının en önemli figürlerinden biri olmuştur.

1967 BOSTON MARATONU … | tberdem

Kathrine Switzer, 5 Ocak 1947’de Amberg şehrinde dünyaya geldi. Her zaman hırslı ve çalışkan olan Kathrine, 1966’da henüz 19 yaşındayken kadın koşu takımı olmadığından erkek kros takımı ile gayri resmi olarak antrenman yapmaya başladı. Bir gün  antrenman sırasında  koçu Arnie, dünyanın en büyük maratonu olan Boston Maratonu’ndan bahsetti. Switzer, Arnie’nin bu konuşmasından aklında kalan maratona daha önce hiçbir kadın sporcunun katılmamış olmasıydı. Antrenman sonunda teknik ekibin  yanına giderek  maratona katılmak istediğini belirtti. Switzer, oldukça istekli ve kararlıydı. Bunun farkında olan Arnie, maratonu ilk önce antrenmanda koşmasını istedi. Switzer 26 millik antrenmanı başarıyla tamamladığında bu kez Arnie, Switzer’ın koşuya muhakkak kayıt yaptırmasını istedi. Amatör Atletizm Birliği’nin kural kitabında cinsiyetle alakalı hiçbir madde yoktu. Fakat Switzer ve Arnie yine de bu durumun başlarına bela olabileceğini biliyorlardı. Çünkü kural kitabında bulunmasa da kadınların bu yarışlara katılması açıkça yasaktı. Roberta Gibb de yarışa resmi olarak katılmayı daha önce denemiş ancak başaramamıştı. Switzer listeye kendini K. Switzer olarak kaydetti ve böylece kimse kadın olduğunu fark etmedi. Yarışa, Switzer’ın erkek arkadaşı Tom Miller da katıldı.

Büyük Gün Geldi Çattı

19 Nisan 1967’de Switzer, koçu Arnie ve Tom Miller Boston Maratonuna katılmak için hazırdılar. Switzer, 261 numaralı koşucu olarak yarışa katılacaktı. Switzer’in kadın olduğunu gören tüm koşucular şaşkınlık içerisindeydi, kimsenin bir kadınla koşuyor olmaktan dolayı memnuniyetsizliği yoktu. Switzer, yine de bu yarışa katılmasının bir devrim niteliğinde olacağını biliyordu ve bu yüzden  oldukça sakin ve yarışa odaklanmıştı. Başlangıca doğru koşarken, Tom Miller, Switzer’ın ruj sürdüğünü görünce “Biri senin kız olduğunu görebilir ve koşmana izin vermeyebilir” dedi. Fakat Switzer, rujunu çıkarmadı.

Boston Maratonu'nda Bir Kadın: Kathrine Switzer - Kivi Tadında

Silah ateşlendi ve koşu başladı. Arnie ve Tom’da Switzerla beraber koşuyordu. Yarışta bulunan basın mensupları Switzer’e yaklaştı. Bir kadın koşucunun bu maratona katılmasını oldukça ilginç bulmuş olacaklardı ki sürekli fotoğraflarını çekiyorlardı. Her şey yolunda gibi görünürken, Switzer ona hızlıca yaklaşan bir kişinin ayak seslerini duydu. Kafasını çevirdiğinde iri bir adamın ona “defol git yarışımdan, o numaraları bana ver” diye bağırdığını duydu. Bu kişiyi tanımıyordu ve her kimse çoktan Switzer’ın gömleğini yakalamıştı. Arnie, Switzer’ı adamdan kurtarmak için ona çarptı ve uzaklaştırmaya çalıştı. Arnie’nin “onu rahat bırak Jock” diye bağırmasından birbirlerini tanıdıklarını anlamıştı. Switzer yarışa katılmak uğruna yaşadığı psikolojik şiddet bir yana şimdi bir de fiziksel şiddetle baş etmeye çalışıyordu. Fakat Tom Miller, yaptığı müdahaleyle Jock Semple’ı yolun kenarına itmeye başarmıştı. Switzer, koşuya devam ediyordu. Bir kadın olarak maruz kaldığı muamele ona çok ağır gelmişti. Sevdiği şeyi yapmasına fırsat verilmiyordu. Kendini maraton kurallarına karşı gelmiş, yarışa devam edebilmek için erkek gücünün desteğine ihtiyaç duymuş, küçük düşmüş hissediyordu. Switzer, bu noktada kararını vermişti. Artık, bu maraton onun için koşmaktan çok daha fazlasını ifade ediyordu. Korku hissinin yerini başarma arzusu ve hırs almıştı. Tüm kadınlar için bu maratonu tamamlamalıydı. Bu hissini ve arzusunu, yıllar sonra verdiği bir röportaj da şu şekilde anlattı: “Yarış sırasında büyüdüm ben. Boston Maratonu’na genç bir kız olarak başladım, yol boyunca büyüdüm, sonlarına geldiğimde olgun bir kadındım. 32. kilometre civarında, bu koşuyu bitirdikten sonra daha iyi bir sporcu olmak için çabalamaya ve başka kadın sporculara da benim yaşadığım güçlülük ve özgürlük duygularını hissetmeleri için öncü olmaya karar verdim.
Bitiş çizgisini geçtiğimde, ‘Yaşasın başardım’ demek yerine ‘Yaşasın bir hayat planım var! ‘ diyordum…”

GÜNÜN İLKİ: Boston Maratonu'na katılan ilk kadın Kathrine Switzer | Ekmek  ve Gül

Arnie, Switzer’ın yarışı bitirmeye kararlı olduğunu görünce “Zamanlamayı kafana takma, temponu düşür ve sadece varış noktasını hedefle” der. Kathrine Switzer temposunu düşürse de yarışı bırakmaz. Maraton  başladıktan tam 4 saat 20 dakika sonra Kathrine Switzer, bitiş çizgisine gelir. Kathrine bitiş çizgisine geldiğinde gazeteciler etrafında toplanır. Switzer, tüm kadınların Boston Maratonu’nda koşmayı hak ettiklerine dair bir açıklama yapar. Amatör Atletizm Birliği kadınları erkeklerin katıldığı bütün yarışlardan -ve dolayısıyla maratona katılmaktan da- men eder ve bu kuralı çiğneyenlerin herhangi bir yarışa katılma haklarını kaybedeceklerini ilan eder. Kathrine Switzer’ın da dahil olduğu bir grup koşucu kadın bu kuralın kalkması için oldukça çaba sarf eder. Kadınlar, 1972 yılında ilk defa resmi olarak Boston Maratonu’na katılmaya hak kazanırlar. Kadınların maratonda koşmaları için öncü olan Switzer, hayatı boyunca 30 maraton koştu ve 1974 yılında New York’ta düzenlenen maratonu 3.07.29 gibi süreyle tamamlayarak birinci oldu. Yıllar sonra Switzer’in çabası kadın maratonunun 1984 Los Angeles Olimpiyat Oyunlarına da dahil edilmesini sağladı. 

Bir Koşudan Daha Fazlası

Switzer, 2015 yılında kadın koşucuların kendilerini güçlendirmesini destekleyen ‘261 Fearless’ isimli organizasyonu kurdu. Switzer yaptığı bir açıklamada: “Burada bir maratonda saldırıya uğrayan bir kadın vardı ve 53 yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm katılan koşucuların yüzde 58’i kadın yani bu büyük bir değişiklik ve bu kadınlar, olimpiyat sporcusu olmak istedikleri için değil. Koşuyorlar çünkü bu onlara bir güç, kader ve özgüven duygusu veriyor.” diyerek bu evrensel hakkın bir kez daha altını çizmiş oldu.

Switzer 2017 yılında, yani tam 70 yaşında tekrar aynı numarayla Boston Maratonu’nda koştu. Kendisiyle yapılan bir röportajda: “Bir kadının 800 metre ya da daha uzun koşması cinsiyetsizleştirici, kadınlıktan çıkarıcı geliyordu. Kadınların rahimlerinin düşeceğinden, bacaklarının irileşeceğinden, hatta gövdelerinin kıllanacağından korkuyorlardı! Oysa koşmak beni güçlü ve özgür hissettiriyordu, yapmak istiyordum ve yaptım…” 

O yıllarda kadınlara bu hakkın tanınmamasının sebebi kadınların maraton koşacak güce sahip olmadıkları düşüncesiydi. Switzer, 1967 yılında maratonu tamamlayarak kadınların sahip oldukları güçle neler başarabileceğini tüm dünyaya ispat etti ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin savunucularından oldu.

GÜNÜN İLKİ: Boston Maratonu'na katılan ilk kadın Kathrine Switzer | Ekmek  ve Gül

Günümüzde hâlâ toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda tamamlanmamış bir çok husus var. Teoride spor yapmak evrensel bir hak olsa da uygulamada kadın sporcular psikolojik ve ekonomik şiddet başta olmak üzere daha birçok sorun ile baş etmeye çalışıyor. Spor dallarının kadın-erkek sporu olarak kategorize edilmesi, kadın antrenörlerin sayısının az olması, kadın yöneticilerin yokluğu ve kadın sporcuların daha düşük ücretlere tamah etmek zorunda bırakılması gibi birçok sorun günümüzde hâlen varlığını sürdürüyor. Kathrine Switzer, bir başkaldırı gerçekleştirip kadınların istedikleri her şeyi yapabilecek güce sahip olduğunu ispat etmiştir. Spor, tüm kitleleri birleştirebilecek bir güçtür ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına da etkisi bu anlamda oldukça büyük… Bu eşitliği her anlamda sağlamaya çalışan tüm güçlü kadınlara ve erkeklere sevgilerle…                     

Yazan: Aslıhan Borazan Özen

Editöryal Düzenleme: Yiğit Halil Kırca

Son Okuma: Buğrahan Pişkincan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top