Close

İbra Nedir?

Fikret Orman’ın İbra Edilmemesi – Spor Kulübü Yöneticilerinin Hukuki Sorumluluğu

Geçtiğimiz haftalarda Beşiktaş, İdari ve Mali Genel Kurulu’nu düzenledi. 2019 yılı 20 Ekim’inde göreve gelen Ahmet Nur Çebi ve yönetimi bu tarihten yıl sonuna kadar gelen süreçte mali ve idari açıdan ibra edildi. 8 yıl boyunca kulüp başkanlığını yaptıktan sonra olağanüstü kurulda görevini devreden Fikret Orman yönetimi ise oy çokluğuyla ibra edilmedi. 

Bu yazımızda; spor kulüplerinin yapısını, ibranın ne olduğunu ve hukuki niteliğini, mali/idari ibra ayrımını, ibra kararının kimler tarafından alınabileceğini, spor yöneticilerinin sorumluluğu ile ibra edilmemenin sonuçlarının neler olduğunu, ibra davası-iptal davası ayrımını, bu süreçte neler yaşandığını ve diğer örnekleri ele alacağız.

Spor Kulüplerinin Hukuki Yapısı

Türkiye’de spor kulüpleri bir taraftan vergi avantajlarından faydalanmak için dernek statüsünde faaliyetlerine devam ederken, diğer taraftan şirketleşerek kurumsallaşma, profesyonelleşme, ticari faaliyetlerde bulunma, markalaşabilme, gelir kaynakları yaratma gibi çabalara yönelmişlerdir(1).  

Türk Ticaret Kanunu’nun 16. Maddesinde şu hüküm yer almaktadır: 

Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.

Diğer yandan Beşiktaş Jimnastik Kulübü Dernek Tüzüğünün 5/d bendinde şu hüküm mevcuttur: 

‘Ticari şirketler, yatırım ortaklıkları ve vakıflar, yardımlaşma ve dayanışma kurumları kurar veya kurulmuş ticari şirketler, yatırım ortaklıkları ve vakıflara katılır. Kurulmuş veya kurulacak olan ortaklık hisselerini halka arz yoluyla değerlendirir.’

Görüldüğü üzere, spor kulüpleri; dernek özel hukuk tüzel kişisi olarak yapılanan spor kulübünün dernek amacını gerçekleştirmek üzere anonim şirket kurup faaliyette bulunması şeklinde karşımıza çıkmaktadırlar.

İbra nedir? 

İbra kelimesi Arapça ve Osmanlıca kökenli bir sözcük olmakla birlikte “Ber’i” kökünden gelen bir kelimedir(2).  Sözlükte “aklama, temize çıkarma, borçtan kurtarma ve sağlamlaştırma” anlamlarına gelmektedir(3). 

Dernek özel hukuk tüzel kişisi olarak yapılanan spor kulübünün dernek amacını gerçekleştirmek üzere anonim şirket kurması neticesinde; şirket yönetim kurulu  yöneticilik dönemleri boyunca kulüp adına gerçekleştirdiği eylem ve işlemlerin uygunluğu adına genel kurulun denetimine tabidirler. Bu denetim neticesinde spor kulüplerinin yönetimleri belirli dönemler için hukuki ve ekonomik açıdan ibra edilir veyahut edilmezler. Bu yönüyle, hem Türk Ticaret Kanunu hem de Dernekler Kanunu hükümleri devreye girecektir.

İbranın Hukuki Niteliği Nedir?

Yargıtay’ın müstekar kararlarında: İbra, hukuki niteliği itibariyle menfi bir borç ikrarıdır. İbra edilen işlemler hakkında sonradan maddi bir hataya dayanılmadan ibradan dönülerek ibraya konu işlemler hakkında dava açılması mümkün değildir. Ancak ibranın borçtan kurtarıcı sonucu doğurabilmesi ibraya konu işlemlerin açıkça ortaya konulması, bilinmesi ve tartışılmasına bağlıdır(4). 

Türk Ticaret Kanunu’na bakıldığında ibraya ilişkin hükümler bulunurken mali ibra/ idari ibra ayrımına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Mali/idari ibranın ayrımı, ekseriyetle, şirket esas sözleşmesi yahut dernek tüzüğünde karşımıza çıkmaktadır. Nitekim Beşiktaş Jimnastik Kulübü Dernek Tüzüğünün 28/g bendinde şu hüküm mevcuttur: 

“Yönetim Kurulu’nun idari ve mali yönden ibrasını ayrı ayrı görüşerek karara bağlamak”(5)

Bu açıdan bakıldığında, kulüp tüzüğünde böyle bir madde yer almasının herhangi bir beis görülmemesi sebebiyle kulüp genel kurulu tarafından kulüp yöneticileri ilgili dönemlere ilişkin mali/idari açıdan ayrı ayrı ibralarına ilişkin oylama yapılır.

Ancak diğer yandan, Yargıtay’ın başkaca bir kararı uyarınca: 

Her ne kadar M. Spor Kulübü Tüzüğünün 26/5. madde ve bendinde; mali ve yönetsel bakımdan aklanmanın (ibranın), ayrı ayrı görüşüleceği hüküm altına alınmış ise de ibranın bölünmezliği ilkesi uyarınca tek bir oylama yapılması yeterlidir. Kaldı ki denetim kurulunun yukarıda açıklandığı şekilde yönetim kurulunun mali ve yönetsel (idari) yönden yaptıkları çalışmalara ilişkin raporun kabul edilmesi karşısında yönetim kurulunu idari yönden ibra etmeme olanağı ortadan kalkmıştır ve mali yönden ibra, aynı zamanda idari (yönetsel) yönden ibrayı da kapsamaktadır. Spor kulüplerinin her türlü işlem ve faaliyetlerinde önemli olan paranın hesabının verilmesi olup, mali yönden kusurlu bulunmayan yönetim kuruluna idari yönden de kusur izafe edilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır(6).

Görüldüğü üzere, spor kulüpleri, yönetimleri mali/idari açılarından ayrı ayrı ibra edebilecekken bunu tek bir ibra ile de gerçekleştirebilir. Zira, Türk Ticaret Kanunu’nun 424. maddesinde şu hüküm yer almaktadır: 

“Bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararı, kararda aksine açıklık bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetçilerin ibrası sonucunu doğurur. Bununla beraber, bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onama ibra etkisini doğurmaz.”

Yukarıda zikrettiğimiz Yargıtay kararı uyarınca: Önemli olanın bilanço hesabının verilmesi olduğundan bu durumun ‘örtülü ibra’ kapsamında olduğu ayrıca idari açıdan ibraya gerek duyulmadığı söylenebilir.

Mali İbra/İdari İbra Nedir? 

Şirket yönetim kurulu üyelerinin; ilgili yıla ait mali işlemlerinin genel kurulda görüşülmesi, oylanması ve aklanması mali açıdan ibra iken,

Şirket yönetim kurulu üyelerinin;  ilgili yıla ait idari işlemlerinin genel kurulda görüşülmesi, oylanması ve aklanması ise idari açıdan ibradır. 

İbra Kararı Kimler Tarafından Alınabilir?

Türk Ticaret Kanunu madde 408/2’ye göre: Genel Kurula ait devredilemez görevler ve yetkiler arasında; ‘Yönetim Kurulu üyelerinin ibraları hakkında karar verilmesi ve görevlerinden alınmaları’ sayılmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere, ibra kararını verecek organ ilgili şirketin genel kuruludur.

Spor Yöneticilerinin Sorumluluğu ile İbra Edilmemenin Sonuçları Nelerdir? 

Türk Ticaret Kanunu’nun 365. maddesine göre: Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. İlgili yönetim ve temsiliyet beraberinde birtakım sorumlulukları da ihtiva eder. Bunlardan birisi şirket yönetim kurulu üyelerini azledebilmesi iken ibra edilmemenin diğer bir sonucu ise aleyhlerine ‘Sorumluluk Davası’ açabilmesidir. 

Buna ek olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun 553. maddesinde şu hükme yer verilmiştir: Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.

İbra kararı, şirketin ilgili kişilere karşı sorumluluk davası açma imkanını kaldırırken, ibranın reddi ise ilgili kişilerin sorumluluğunu devam ettirir niteliktedir. Mevcut yönetim, ibra edilmeyen yönetim hakkında yargıya başvuru yaparak kulübün uğratıldığı iddia edilen zararın tahsilini sağlayabilme imkanı elde eder. Ancak bunun için; hukuka aykırı bir fiil, bu fiilin yol açtığı zarar, kusur ve illiyet bağı varlıklarının gerekli olduğu unutulmamalıdır. 

Bununla birlikte sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurulunda veyahut yönetim kurulu tarafından bu yönde bir karar alınması gereklidir. Ayrıca, sorumluluk davası açma süresi Türk Ticaret Kanunu’nun 560. maddesinde düzenlenmiştir:

Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadarki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.

İbra Davası- İptal Davası

Haklı bir sebep olmaksızın ibrasının reddedildiğini düşünen yöneticiler ibra davası ve iptal davası yollarına başvurabilirler. Türk Ticaret Kanununda açıkça iptal davası hükümleri yer alırken ibra davasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. İşte bu noktada belirtmek gerekir ki: Genel kurul kararının iptali davası ile menfi tespit davası niteliğindeki ibra davası farklı davalardır. 

Ve hukuk öğretisinde de kimi yazarlara göre: “…iptal davası neticesinde çıkacak genel kurulun iptali kararının ibra kararı almaya zorlayıcı bir etkisi olmadığından iptal davasının önemini azaltır nitelikte olduğu ve tek başına iptal davası açmak yerine ibra davası açmanın daha isabetli olacağı…”(6) yönünde görüşler de mevcuttur. 

Diğer yandan, “…Mahkemenin vereceği ibra kararının maddi hukuk açısından hiçbir etkisi olmayacağını, yani şirketin tazminat taleplerinin düşmesine etki etmeyeceği, ancak geçerli ibra kararı ile şirketin zararlarına ilişkin taleplerinin geçerli ibra kararı ile mümkün olabileceği”(8) ifade edilmektedir. 

Bu duruma ilişkin, Yargıtay’ın şöyle bir yaklaşımı mevcuttur: “…Anonim ortaklığın bilançosu onansa bile, yönetim kurulu üyesi ibra edilmeyebilir. Koşulları varsa, ibra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri, ibra edilmeleri için ibra davası açabilirler…”(9)  

Görüldüğü üzere İbra-İptal Davalarına ilişkin, hukuk öğretisinde, çeşitli yaklaşımlar mevcutken, genel itibariyle; iptal davası sadece kararın iptaline yol açarken sorumluluğa ilişkin kurtarıcı bir etkisi bulunmadığını ibra davasının kazanılması halinde sorumluluktan kurtarıcı bir ilam niteliğinde olduğu ve ibra kararı ile aynı sonuçları doğuracağı, söylenebilir. 

İbra davası açılmasında süreye ilişkin Türk Ticaret Kanunu’nda bir hüküm bulunmazken Yargıtay’ın; “makul süre” ve ibrası reddedilen yönetim kurulu üyesi hakkında “Sorumluluk Davası ” açılıp açılmadığı hususları dikkate alınırken İptal davası açılmasına ilişkin süre Türk Ticaret Kanunu 445. maddede düzenlenmiştir:

‘…kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.’

Bununla birlikte, ibrası haksız ve keyfi reddedilen üyeler Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca, kişilik haklarının zedelendiği gerekçesiyle, manevi tazminat talebinde bulunabilir.

Neler yaşanmıştı? 

Fikret Orman’ın 8 yıllık yönetimi süresince ligde ve Avrupa’da tarihi başarılar yakalayan Beşiktaş, sportif başarıları ve bonservis gelirlerini maddi gelire çevirememişti. Aralarında Cenk Tosun, Demba Ba, Jose Sosa gibi Türk liglerinde ortalamanın üstünde bonservis bedeli elde edilen transferlerin dönüşünün olmaması, taraftarın sportif başarıya rağmen Fikret Orman’a “Paralar nerede?” diye sormasına neden olmuştu. 

Ek olarak Hugo Almeida’nın bonservis hakları, Mertcan Çam transferi, Olcay Şahan’ın Trabzonspor’a transferi, Lens’in bonservisindeki ceza bedeli, Adriano’ya verilen sadakat primi gibi konular da Fikret Orman ve yönetiminin ibra edilmeme gerekçeleri arasında yer alıyor. 

Diğer örnekler

Ligde ve Avrupa tarihinin kötü dönemlerinden birini 2011 yılında yaşayan Galatasaray’ın aynı yıl yapılan yıllık olağan mali genel kurulunda idari yönden ibra edilmeyen dönemin başkanı Adnan Polat ve yönetimi daha sonra yargı kararıyla aklanmıştı.

Yine Galatasaray’da Mustafa Cengiz yönetimi 2018 ve 2019 yıllarında üst üste iki kez idari olarak ibra edilmemiştir. 2018 yılının ibrasızlığı, daha sonraki yıllarda mahkeme tarafından iptal edilmiş; böylece Mustafa Cengiz ve ekibi sonraki seçimlere girme hakkına sahip olmuşlardı. 

Kaynakça:

  1. Türkiye’de Spor Kulüplerinin Şirketleşmeye Yönelimlerinin Değerlendirilmesi: Sebahattin DEVECİOĞLU, Bilal ÇOBAN, Yunus Emre KARAKAYA, Özgür KARATAŞ(https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/601610)
  1. https://islamansiklopedisi.org.tr/ibra
  2. https://sozluk.gov.tr/ 
  3. Yargıtay 11. HD E. 2011/5063 K. 2016/11693 T. 02.07.2012 Sayılı İlamı
  4. https://bjk.com.tr/tr/cms/tuzuk/4/
  5. Yargıtay 18. HD E. 2012/14591 K. 2013/3764 T. 12.03.2013 Sayılı İlamı
  6. Dr. Salih CANÖZÜ- Anonim Şirketlerde İbra 
  7. Prof. Dr. Hasan PULAŞLI- Şirketler Hukuku Şerhi
  8. Yargıtay 11. HD E. 1987/7318 K. 1988/287 T. 26.01.1988 Sayılı İlamı

Yazan: Yusuf Sertif VARGÜN

Editöryal Düzenleme: Serkan ÖZDEMİR & Yavuz AKYOL

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leave a comment
scroll to top